© ogretmenler.net I Copyright © 2022. Her hakkı saklıdır

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun Yarattığı Eşitsizlik ve Adaletsizlik Seçim Vaatleri ile Düzeltilemez!

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunlarına kalıcı çözümler üretmek yerine Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) kapsamında hayata geçirilen ‘uzman öğretmenlik’ ve ‘başöğretmenlik’ uygulaması üzerinden eğitim emekçilerine yönelik ayrımcı ve adaletsiz uygulamaları hayata geçirmiştir. ÖMK’ye göre, meslekte 10 yılı dolduran öğretmenler ‘uzman öğretmenlik’, uzman öğretmenlikte 10 yılı dolduran öğretmenler ‘başöğretmenlik’ unvanı için Kariyer Basamakları Sınavı’na girmeye hak kazanmaktadır.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 14 Mayıs seçim çalışmaları çerçevesinde katıldığı bir televizyon programında uzman öğretmenlik için 10 yıl görev şartının 5 yıla düşürüleceğini, uzman olmuş öğretmenlerin başöğretmen olmak için bekleme süresi olan 10 yıl şartının kaldırılacağını, bu konuda gerekli hazırlıkların yapıldığını açıklamıştır. Söz konusu düzenlemelerin hayata geçirilmesi için yasa değişikliği yapılması gerektiği dikkate alındığında, Bakan Özer’in açıklamalarının seçim öncesinde yapılan bir seçim vaadi olmaktan öteye gitmediği anlaşılmaktadır. Nitekim 2023 yılı Kariyer Basamakları Sınavı süreci 18 Mayıs itibariyle başlatılmış ve MEB tarafından yapılan duyuruda, yasa değişikliği gerektiren düzenlemeler yer almamıştır.

Kasım 2022’de yapılan Kariyer Basamakları Sınavı (KBS) sonucunda 67 bin öğretmen ‘başöğretmen’, 517 bin öğretmen ‘uzman öğretmen’ unvanı almıştır. Sınava girmeyen ve on yıldan az kıdemi olan öğretmen sayısı ise 400 binin üzerindedir. KBS’ye giren ve başarılı olan uzman öğretmenlerin maaşı 2 bin 472 lira; başöğretmenlerin maaşı aynı derece ve kademedeki meslektaşlarına göre 4 bin 944 lira arttırılmıştır.

Aynı işi yapan, aynı müfredatı uygulayan öğretmenler arasında derece ve kademe farkı dışında göstermelik bir sınav üzerinden bu kadar ücret farkı olması adaletli bir uygulama olmadığı açıktır. Aynı işi yapan öğretmenler arasında bu kadar yüksek maaş farklılığının olduğu bir eğitim sisteminde eşitlikten, adaletten ve nitelikli eğitimden bahsetmek mümkün değildir.

Eşit işe eşit ücret ilkesine aykırılık teşkil eden bu durum nedeniyle okullarda son derece adaletsiz bir durum ortaya çıkmıştır. Bakan Özer’in ‘uzman öğretmenlik’ ve ‘başöğretmenlik’ şartlarının değiştirileceğine yönelik vaatleri, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren ÖMK’nin yanlış bir düzenleme olduğu ve 400 bini aşkın öğretmenin bu düzenleme nedeniyle mağdur edildiği gerçeğini değiştirmemektedir.

Aynı derece ve kademede olan ve sınıfta aynı konuyu anlatan öğretmenlere, göstermelik bir sınav üzerinden verilen ‘kariyer unvanı’ üzerinden farklı ücretlendirme politikasının uygulanması, ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesine temelden aykırı ve adaletsiz bir uygulamadır. Yıllardır açlık sınırına yakın, yoksulluk sınırına uzak bir maaşla geçinmeye çalışan eğitim emekçileri göstermelik unvanlar değil, insanca yaşayacak ücret ve çalışma koşulları talep etmektedir.

Nitelikli eğitimin en temel şartının nitelikli öğretmen olduğu gerçeği dikkate alındığında öğretmenleri unvanlar üzerinden ayrıştırmayan, yaptıkları işe ve mesleklerine küstürmeyen politikaların benimsenmesi gerekmektedir.

Eğitim Sen olarak öncelikli talebimiz, ÖMK sonucunda oluşan ücret farklarının ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesi doğrultusunda ek kısa sürede yeniden düzenlenmesidir. Derece ve kademe gibi kriterler dikkate alınarak, en düşük öğretmen maaşı yoksulluk sınırının üzerinde belirlenmeli, öğretmenlik mesleğini değersizleştiren politika ve uygulamalara son verilmelidir.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER