EĞİTİM/ÖĞRETİM

Eğitim Bilimleri Araştırma Sonuçları 2

@egitim_bilimi_

Aileler Okuldan Neden Uzaklaşıyor? 2025 yılında BMC Psychology dergisinde yayımlanan ve Çin’de 4–9. sınıf öğrencilerinin 1307 velisiyle yürütülen bir araştırma, veli katılımının tek bir biçimde gerçekleşmediğini, farklı düzeylerde ve farklı alanlarda ortaya çıkan birden fazla veli katılım profili olduğunu tespit etti. Çalışmada velilerin okul süreçlerine katılımında altı farklı katılım profili ve bu katılımı sınırlayan beş temel engel türü olduğu tanımlandı. Ayrıca zaman kısıtı, iş yükü, ulaşım güçlükleri, iletişim eksiklikleri ve sosyo-ekonomik engellerle karşılaşan velilerin okul süreçlerine daha sınırlı düzeyde katılım gösterdiği belirlendi. Araştırma, veli katılımındaki bu farklılaşmanın, okul–aile iş birliğinin esnek ve kapsayıcı yapılarla desteklenmesi gerektiğine işaret ettiğini ve güçlü okul-aile ilişkilerinin öğrencilerin davranışsal ve akademik uyumunda önemli bir rol oynadığını ortaya koydu. (Guo & Zhao, 2025, BMC Psychology).

@egitim_bilimi_

Mesleki Eğitimde Mükemmellik Tesadüf Değil Journal of Education and Learning’de 2025’de yayımlanan Tayland’daki 8 farklı türdeki mesleki eğitim kurumundan 206 eğitim yöneticisinin görüşlerine dayanan bir araştırmaya göre mesleki eğitimin mükemmelliğe ulaşması için hangi alanların öncelikli olarak geliştirilmesi gerektiği analiz edildi ve bir stratejik yönetim modeli geliştirildi. Araştırma sonucunda geliştirilen 6 temel strateji uzmanlar tarafından büyük oranda uygun ve uygulanabilir bulundu. Bu stratejiler: •Yönetim verimliliğinin artırılması, •Yetkinlik temelli programların uluslararası standartlara uyarlanması, •Öğretme–öğrenme kalitesinin yükseltilmesi, •Öğretmen ve personelin uzmanlık düzeyinin geliştirilmesi, •Kurumlararası iş birliği ağlarının güçlendirilmesi, •Mezunların yüksek nitelikli iş gücü olarak yetiştirilmesi olarak belirlendi. Bu çalışma, mesleki eğitimin yalnızca program değişikliğiyle değil yönetim, insan kaynağı, iş dünyasıyla iş birliği ve mezun niteliği gibi çok boyutlu alanların birlikte ele alınmasıyla mükemmelliğe ulaşabileceğini gösteriyor. Uzmanlara göre bu bulgular, mesleki eğitimin Sanayi 4.0 ve dijital ekonomi koşullarına uyum sağlaması için güçlü bir yol haritası sunuyor ve mesleki eğitimin geleceğinin stratejik, bütüncül ve sürdürülebilir politikalarla şekillendirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. (Kanyakan P. ve ark., 2025, Journal of Education and Learning).

@egitim_bilimi_

Romanya’da yapılan yeni bir araştırma, üniversite öğrencilerinin %95,6’sının artık ders, ödev ve sınav hazırlığında yapay zekâ araçlarını aktif kullandığını gösteriyor. En çok tercih edilen araçlar sanal asistanlar ve yapay zekâ destekli öğrenme platformları. Ancak öğrencilerin %48,2’si, yapay zekânın verdiği bilgilerin her zaman doğru olmadığını düşünüyor ve eleştirel düşünme becerilerinin zayıflayabileceğinden endişe ediyor. Uzmanlara göre çözüm, yapay zekâyı yasaklamak değil; etik kullanım, doğruluk kontrolü ve eleştirel düşünme eğitimini merkezine alan bir öğrenme modeli geliştirmek. (Vieriu & Petrea, 2025, Education Sciences).

@egitim_bilimi_

Yeni Araştırma: Genel Zekâ Her Şeyi Açıklamıyor: Matematik ve Okuma Becerilerinde Genetik Kodların Etkisi King’s College London liderliğinde yürütülen ve Molecular Psychiatry dergisinde yayımlanan yeni çalışmada, Twins Early Development Study (TEDS) verileri kullanılarak 5000 ikiz üzerinde 14 farklı bilişsel test uygulandı. Araştırmada ikizlerden elde edilen veriler, matematik, okuma ve dil gibi öğrenme becerilerinin, çocuğun genel zihinsel kapasitesinden bağımsız olarak genetik etkilere sahip olduğunu gösteriyor. İkiz karşılaştırmaları bu becerilerin yaklaşık %40’ının genetik farklardan kaynaklandığını, DNA analizleri ise bu oranın %26 civarında olduğunu ortaya koyuyor. Bu sonuçlar öğrenme becerilerinin sadece genel zihin gücüne dayanmadığını, her becerinin kendi genetik özellikleriyle şekillendiğini gösteriyor. Yani matematik ya da okuma gibi alanlarda görülen bireysel farklılıklar yalnızca kişinin genel zihinsel kapasitesinden değil, o beceriye özgü genetik faktörlerden de etkileniyor. Bu durum, bir çocuğun matematiğe ya da okumaya yatkınlığının yalnızca “zihinsel kapasitesi” ile değil, o beceriye özgü genetik faktörlerle de şekillendiği anlamına geliyor. Araştırmacılar, söz konusu bulguların gelecekte kişiselleştirilmiş eğitim uygulamalarının önünü açabileceğini vurguluyor. Genetik göstergeler sayesinde öğrenme güçlüğü risklerinin daha erken belirlenebileceği; eğitimsel desteklerin ise çok daha sistematik ve etkili biçimde uygulanabileceği öngörülüyor. (Procopio ve ark., 2024, Molecular Psychiatry).

@egitim_bilimi_

Kısa Videolar Zihni ve Ruh Sağlığını Olumsuz Etkiliyor 98.299 katılımcıyla yapılan 71 çalışmanın yer aldığı kapsamlı meta-analiz, TikTok gibi platformların yoğun kullanımının; Dikkati ve odaklanmayı zayıflattığını, Dürtü kontrolünü azalttığını, Kaygı ve stresi artırdığını, Uyku kalitesini düşürdüğünü, Etkilerin hem gençlerde hem yetişkinlerde benzer şekilde görüldüğünü, Olumsuzlukların ise özellikle bağımlılık düzeyindeki kullanımda belirginleştiğini ortaya koyuyor. Beden algısı ve öz saygı üzerinde net bir olumsuzluk saptanmasa da içerik türüne bağlı değişken etkiler söz konusu. Sonuç: Kısa videolar yalnızca vaktimizi almıyor, zihinsel ve duygusal dengemizi de etkiliyor. (Kaynak: Feeds, Feelings, and Focus, 2025)

@egitim_bilimi_

Yeni Araştırma: Abur Cubur, Hafızayı Sadece 4 Günde Zayıflatabiliyor UNC Tıp Fakültesi araştırmacıları tarafından yürütülen ve Neuron dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, abur cubur türü yiyeceklerin beynin hafıza merkezini nasıl yeniden yapılandırdığını ortaya koydu. Bilim insanları, bu tür gıdaların hafızanın işleyişinde görev alan beyin bölgelerini neredeyse anında olumsuz etkilediğini belirtiyor. Çalışmanın en çarpıcı bulgularından biri; yalnızca dört gün boyunca yüksek yağlı diyet uygulanan deneklerde, hafızadan sorumlu hipokampus bölgesindeki nöronların aşırı aktif hâle gelerek bellek performansını zayıflatması oldu. İyi haber: Ekip; diyetin düzeltilmesi veya aralıklı oruç gibi uygulamaların yüksek yağlı beslenmenin yol açtığı bu olumsuz etkileri geri çevirebildiğini, hafızayı yöneten hücrelerin daha sağlıklı çalışmasını sağladığını keşfetti. Araştırma genel olarak yediklerimizin beyin sağlığını çok kısa sürede etkileyebildiğini, erken dönemde yapılacak beslenme veya tıbbi müdahalelerin ise obezite ve metabolik sorunlarla ilişkili uzun dönem hafıza kaybı riskini azaltabileceğini ortaya koyuyor. (UNC School of Medicine, 2025, ScienceDaily).

@egitim_bilimi_

Aynı Anda Birden Fazla Ekran Kullanmak Başarıyı Düşürüyor! Yeni bir araştırma, öğrencilerin ders çalışırken aynı anda birden fazla dijital içerikle uğraşmasının (telefon, sosyal medya, mesajlar, video vb.) düşündüğümüzden çok daha zararlı olduğunu ortaya koyuyor. Bulgular: Dikkat ve çalışma belleği zayıflıyor Not ortalaması düşüyor Test ve okuduğunu anlama performansı azalıyor Öğrencinin derse odaklanıp düzenli çalışmasını sürdürme becerisi bozuluyor. Öğrenciler “çoklu ekran” kullanımını verim artırıcı sanıyor; ancak sonuç tam tersi. Sonuç: Aynı anda birden fazla ekranla ilgilenmek, öğrenmeyi hızlandırmıyor, tam tersine dikkati dağıtıyor ve akademik performansı düşürüyor. (May & Elder, 2018, International Journal of Educational Technology in Higher Education).

@egitim_bilimi_

Kişiselleştirilmiş Öğrenme: Her Öğrenci Aynı Yoldan Gitmek Zorunda mı? Discover Artificial Intelligence dergisinde Ocak 2015–Haziran 2025 dönemini kapsayan ve 125 nitelikli çalışmanın sentezlendiği kapsamlı bir sistematik literatür taraması yayımlandı. Çalışma, yapay zekâ tabanlı kişiselleştirilmiş öğrenme yaklaşımlarının eğitim sistemleri üzerindeki kavramsal ve uygulamaya dönük etkilerini inceledi. Temel sorun: Her öğrencinin aynı hızda ve aynı içerikle öğrenmesi gerçekten gerekli midir? İncelenen araştırmalar, öğrencilerin kendi öğrenme hızlarına ve ihtiyaçlarına göre ilerleyebildikleri ortamlarda motivasyonlarının arttığı, öğrenme sürecine daha etkin katıldıkları ve öğrenme deneyiminin daha anlamlı hâle geldiğini göstermektedir. YZ tabanlı sistemler; öğrencilerin performans verilerini analiz ederek zorlanılan alanları belirleyebilmekte; buna uygun içerik, geri bildirim ve öğrenme yolları sunabilmektedir. Çalışma; yapay zekâ destekli kişiselleştirilmiş öğrenmenin, eğitim-öğretim süreçlerinde önemli dönüşüm potansiyeli barındıran bir yaklaşım olduğunu vurgulamaktadır. (Farhood, H. ve ark., 2025, Macquarie University & University of Sydney).

{ "vars": { "account": "G-DWD9KP42D3" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } < type="adsense" data-ad-client="ca-pub-7735276658433681">