Bir otelde düzenlenen etkinlikte, İslam bilim tarihi alanında Türkiye'nin yetiştirdiği ilim insanlarından Prof. Dr. Fuat Sezgin'in hayatı ve eserleri ele alındı.
Moderatörlüğünü Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) Rektörü Prof. Dr. Nevzat Şimşek'in üstlendiği "Fuat Sezgin'i Hatırlamak: Hayatı, Eserleri ve Mirası" oturumunda, Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ersan Aslan, Frankfurt Üniversitesinden Prof. Dr. Şükrettin Güldütuna ve Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi (ZMD) Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Alparslan Çelebi yer aldı.
"Sezgin'in ilmi mirası paradigmayı değiştiren bir deryadır"
Prof. Dr. Ersan Aslan, dünya medeniyetinin bütün medeniyetlerin katkısıyla kurulduğuna dikkati çekerek Sezgin'in ömrünü İslam medeniyetinin dünya medeniyetine neler kazandırdığını göstermeye adadığını söyledi.
Fuat Sezgin'in ömrünün son 5 yılında yanında bulunduğunu kaydeden Aslan, "Sezgin'in ilmi mirası paradigmayı değiştiren bir deryadır. Medeniyetimizin dünya bilimine yaptığı katkıyı anlatmıştır. Onun en büyük mirasından birisi 17 ciltlik Arap-İslam Bilimleri Tarihi, diğeri de İslam'da Bilim Teknik eserleridir. Tüm hayatını kapsayan bu iki eserle rahmetli hocamız dünya medeniyetinin nasıl oluştuğunu ve bu medeniyete Müslümanların katkısının ne olduğunu anlatmıştır. Biz müzemizdeki Fuat Sezgin’in yazdığı esere dokunmayınız demeyin, dokunun diyoruz… Dünya medeniyeti tüm milletlerin katkılarıyla oluşmuştur." dedi.
Aslan, Prof. Dr. Sezgin'in sıklıkla Müslümanların kendisini değersiz hissetmemesi gerektiğine vurgu yaptığını ve "Yapabilirsiniz çünkü vaktiyle yaptınız." sözünü dile getirdi.
"Sadece analitik düşünce kabiliyetine sahip zekâ yetmezdi"
Prof. Dr. Şükrettin Güldütuna da Sezgin'le 38 yıl vakit geçirdiğine değinerek, "Fuat Sezgin, 17 ciltlik Arap-İslam Bilimleri Tarihi eserinin muhtevasının, İslam âleminde yeniden diriliş ve kalkış uyandıracağına inanıyordu. Bütün çalışmalarının gayesi buydu. Bu gayeye ulaşmak için sadece analitik düşünce kabiliyetine sahip zekâ yetmezdi. Her şeyden önce Allah'a iman ve tevekküle dayanan iç kuvvetine ihtiyaç vardı. Bu manevi kuvvet ona ömrünün sonuna kadar tatil günleri de dâhil her gün Frankfurt'ta kurduğu enstitüde çalışmak için mukavemet gücünü veriyordu." diye konuştu.
Güldütuna, Sezgin'in kendisiyle tanışmak için yanına giden gençleri hemen kabul ettiğini ve onlara vakit ayırıp onlarla sohbet ettiğini söyleyerek, şu bilgileri verdi:
"Batı medeniyetinin temelinde İslam kültür ve dininin büyük katkısı var.' sözleri hâlâ kulağımdadır. Hoca, Batı'nın bu ilerlemeleri Rönesans kavramıyla anlatmasının bir uydurma olduğunu ifade etmiştir. Batı medeniyetinin kaynağı İslam medeniyetine dayandığından bizlerin de Batı'yı yabancı ve ayrı kültür olarak görmememiz ve Batı'nın getirdiği ilimden faydalanmamız gerektiğini söylerdi. Bize o zaman verdiği nasihat, yabancı lisan öğrenmek ve bol bol kitap okumaktı, yabancı kitap okumaktan çekinmemekti. Fuat Sezgin Hoca, ‘Çalışmamak için hiçbir sebep yoktu. 20 yıl zindanda kalmış biri bile kitap yazdıysa biz son derece rahat bir ortamda nasıl olur çalışmayız. Çalışmak ilahi bir vazifedir.’ derdi.”
"5 saat yanında durdum ve hoca beni 5 saat boyunca fark etmedi"
ZMD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Alparslan Çelebi ise babasının tavsiyesi üzerine üniversite yıllarında Sezgin'le tanışmak için yanına gittiğini dile getirerek, "Hocanın yanına ilk gittiğimde çok meşguldü. Hatta biraz tersledi beni ama babam, 'Sen yanında dur, hocaya hizmet edersin.' dedi. Ben 5 saat yanında durdum ve hoca beni 5 saat boyunca fark etmedi. O kadar yoğun çalışıyordu. Bu serüven devam etti. Ben her gün Fuat Hoca'nın enstitüsüne gittim, oturdum. Sonra beni kabul etti ve geniş aile olduk. Vefatına kadar birlikte olduk. Hocamın benim üzerimde bıraktığı en büyük etkilerden biri Türkiye ile ilgili aidiyet ve mensubiyet konusundaki titizliğiydi." ifadelerini kullandı.
Fuat Sezgin'in kitaplarının Almanya'dan Türkiye'ye taşınmasında da rol aldığını aktaran Çelebi, şunları söyledi:
"2017 senesinde Fuat Sezgin Hoca Hessen Ödülüne layık görülmüştü. Ancak aynı ödüle Yahudi bir katılımcı da aday gösterildiğinde ben Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumdan bu ödülü kabul edemem diyerek almamıştır. Almanya'da bu durum gerçekten bedel ödemek demektir. Hoca asla ilkelerinde hesap yapmazdı. Bize de bunu telkin ederdi."
İki ayrı sergi açıldı
"Fuat Sezgin'in İslam Bilimi Mirasıyla Sınırları Aşan Bilim Diplomasisi" adlı diğer oturumun moderatörlüğünü ise Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz yaptı.
Programda ayrıca, "Medeniyetin Terekesi: İslam Bilim Tarihinden Örnekler" ve "İlme Adanmış Bir Ömür" adlı sergilerin açılışı da gerçekleştirildi.