Ağır Hasar Olan Kentlerde Eğitim Emekçilerinin ve Öğrencilerin, Geçici ve Kalıcı Barınma Sorunu İvedilikle Çözülmelidir

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Ağır Hasar Olan Kentlerde Eğitim Emekçilerinin ve Öğrencilerin, Geçici ve Kalıcı Barınma Sorunu İvedilikle Çözülmelidir
Abone ol
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin ağır yıkıma neden olduğu Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya’da 27 Mart 2023 Pazartesi gününden itibaren eğitim öğretime kademeli olarak başlanacağını açıklamıştır. Açıklamaya göre, Hatay’da 7 ilçede (Altınözü, Arsuz, Erzin, Reyhanlı, Payas, Dörtyol, Yayladağ); Malatya’da 8 ilçede (Arapgir, Arguvan, Kale, Pütürge, Doğanyol, Yazıhan, Darende ve Hekimhan); Adıyaman’da 5 ilçede (Kahta, Gerger, Sincik, Samsat ve Çelikhan) ve Kahramanmaraş’ta 2 ilçede (Andırın ve Ekinözü) okullar pazartesi günü açılacaktır. Bu durumda, Hatay’ın 15 ilçesinden 7’sinde, Malatya’nın 13 ilçesinin 8’inde, Adıyaman’ın 9 ilçesinin 5’inde, Kahramanmaraş’ın 11 ilçesinin 2’sinde okullar açılacaktır.

Millî Eğitim Bakanlığı’nın açıklaması, okulların yaklaşık bir buçuk yıl kapalı kaldığı Covid-19 salgını döneminde eğitime dair pek az şeyin ifade edilmesiyle bir benzerlik taşımaktadır.   Depremin değil, ekonomik ve siyasi rant-kâr-faiz döngüsüyle ortaya çıkan kötü kentleşmenin sonucunda binalarda ağır yıkımın olduğu Hatay, Malatya, Adıyaman ve Kahramanmaraş’ın bazı ilçelerinde okulların 27 Mart’ta açılacağı bilgisi eğitim kamuoyunun sorularını cevaplamaktan uzaktır. Adı geçen ilçelerde okulların açılması barınma, ulaşım, okul binalarının hazırlanması gibi hangi temel hazırlıkların sonucunda mümkün olmuştur? Bu ilçelerde sağlam raporu alan okulların sayısı kaçtır? Kaç okulda ikili öğretime geçilmiştir? Okullarda derslik başına düşen öğrenci sayısı kaç olmuştur? Okulların açıldığı ilçelerde eğitim emekçilerinin ve öğrencilerin barınma, temiz su, güvenli gıda gereksinmeleri karşılanmış mıdır? Eğitim hakkı bu gereksinmelerin karşılanmasını güvenceye aldıktan sonra mı sağlanmaktadır? Bu sorular hala yanıt beklemektedir.

Bakanlığın açıklamasından Hatay’da 8, Malatya’da 5, Adıyaman’da 4, Kahramanmaraş’ta ise 9 ilçede okulların açılamadığı anlaşılmaktadır. Bunun nedenleri, sağlam okul binalarının olmaması mı; çadır ve konteyner okulların yaşama geçirilememesi mi, yoksa açlık, susuzluk, barınma sorunu gibi temel yaşam ekonomilerinin karşılanamaması ile mi ilgilidir? Bu ilçelerde okulların açılamamasının nedenleri bunlar ya da başkaları olabilir. MEB’den bu kayıtları ve raporları eğitim kamuoyu ile paylaşmasını talep ediyoruz. 10 ilde ve Elazığ’da okullarda devam zorunluluğu aranmamaktadır. Bu da eklendiğinde, deprem bölgelerinde eğitim hakkının karşılanmasında çok ciddi sorunların olduğu ortadadır. Deprem bölgesinden 3 milyon 657 bin öğrencinin, sadece 250 bin 686’sı diğer illere nakillerini aldırmıştır. Bu veriler birlikte değerlendirildiğinde, deprem bölgesinde pek çok ilçede ve mahallede eğitimin durumu vahimdir. Yaşanan depremler sonucunda sadece fiziksel yapılar değil, eğitim sistemi de büyük ölçüde enkaz altında kalmıştır.

Okulların açıldığı ya da açılmadığı ilçelerde tüm kamu emekçilerinin, eğitim emekçilerinin barınma, uzak ilçelerdeki yaşayan öğretmenlerin okula ulaşması sorunu devam etmektedir. Deprem bölgelerinde barınma sorunu eğitim emekçileri kadar öğrencilerin ve velilerin de yaşadığı bir sorundur. Çadır kentler “acil barınma” işlevini kısmen yerine getirmiştir, ancak “geçici barınma” konteyner ve prefabrik kentler oluşturularak yapılmalıdır. Öte yandan kalıcı barınma, kâr, rant ve faiz odaklı bir kent anlayışı ile değil, emekten yana kapsamlı sosyal konut inşası anlayışı ile yaşama geçirilmelidir.

Depremin yoğun bir yıkım ve hasar meydana getirdiği dikkate alındığında MEB, evsiz kalan öğretmenlerin ve öğrencilerin deprem bölgesinde yaşamaya nasıl devam edecekleri ve eğitim hakkını nasıl kullanacakları sorununun nasıl çözüleceğine ilişkin olarak ortaya somut bir planlama koyamamıştır. Deprem bölgesinde kentleşme ve barınma sorunu, başta Saray ile AFAD, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve MEB olmak üzere pek çok bakanlık ile de ilgili olması nedeniyle daha da karmaşık hale getirilmiştir. Sağlıklı ve güvenli koşullarda barınma hakkı sağlanmadan, okullar açılsa bile eğitimin sürekliliğini sağlamak mümkün gözükmemektedir.

Depremin ağır yıkıma neden olduğu kentlerde, deprem felaketinin etkilerinin uzunca bir zaman dilimine yayılabileceği öngörülerek kent merkezinde ve kırsal alanda yaşayan yurttaşların temiz su, güvenli gıda, barınma, ısınma, giyim, elektrik ve iletişim gibi temel gereksinmelerinin karşılanması gerekmektedir. Mevcut barınma şartlarının sınırlı olması nedeniyle öğrencilerin ders çalışma ortamına sahip olmaması, sadece okul içinde değil, okul dışında da eğitimi olumsuz etkileyecektir.

Deprem bölgesinde özellikle öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin barınma başta olmak üzere, en temel ihtiyaçlarının acilen karşılanması gerekmektedir. Eğitim öğretimin sağlıklı ve güvenli ortamlarda yapılması için prefabrik, konteyner derslik vb. gibi temel altyapı çalışmalarına hız verilmeli, eğitim öğretim süreçlerinin sağlıklı yürütülebilmesi için eğitim sendikaları başta olmak üzere, meslek örgütleri ile birlikte hareket edilmelidir.

Eğitim Sen, başta deprem bölgesi olmak üzere, ülkenin dört bir yanında eğitim-öğretimin sağlıklı ve güvenli koşullarda yapılabilmesi sürecini yakından takip etmeyi sürdürecek, yaşanan gelişmeleri önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşmaya devam edecektir.

Kaynak:ogretmenler.net

Anahtar Kelimeler:
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Meclisteki Torba Kanuna; 1. Dereceye Yükselen Tüm Kamu Görevlilerine 3600 Ek Gösterge Verilmesi Eklenmeli Ve Memura Bayram İkramiyesi UnutulmamalıdırÖnceki Haber

Meclisteki Torba Kanuna; 1. Dereceye Yük...

Bakan Özer, Başkent Öğretmenevinde Depremzede Öğretmen Ve Aileleriyle İftarda Bir Araya GeldiSonraki Haber

Bakan Özer, Başkent Öğretmenevinde Depre...

Yorum Yazın