Özgür Ve Bilimsel Bir Akademi, Ülke Geleceği İçin Nefes Gibi Bir İhtiyaçtır

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Özgür Ve Bilimsel Bir Akademi, Ülke Geleceği İçin Nefes Gibi Bir İhtiyaçtır
Abone ol
Özgür Ve Bilimsel Bir Akademi, Ülke Geleceği İçin Nefes Gibi Bir İhtiyaçtır

ÖZGÜR VE BİLİMSEL BİR AKADEMİ, ÜLKE GELECEĞİ İÇİN NEFES GİBİ BİR İHTİYAÇTIR

Bu yılın akademik takvimi uyarınca üniversitelerin güz dönemi bugün sorunlarla başlamıştır, ancak  öğrencilerde de eğitim emekçilerinde de umudun yerini her zamankinden daha  fazla endişe almıştır.

Çünkü üniversitelerimiz, 12 Eylül faşist darbesinin ürünü olan YÖK’ün ve 21 yıllık iktidarın elinde hiç olmadığı kadar hırpalanmış; gerici bir kuşatma altına alınmıştır.+

Özellikle son birkaç yıldaki gelişmeler açıkça ortaya koymuştur ki: Türkiye’de akademinin en büyük sorunu onu ülkeyi ileri taşıyacak bir değer olarak değil, baskı altına alınacak bir tehlike olarak gören yönetim zihniyetidir.

Yapısı gereği demokratik ve özerk olması gereken üniversitelere, genel olarak üniversite bileşenlerinin istediği isimler değil, tepeden inme isimler yönetici olarak atanmaktadır. Liyakata değil iktidara sadakate göre atanmış bu yöneticiler eliyle, ilerici akademisyenler ve üniversite çalışanları düzenli bir mobbinge, baskıya, keyfi soruşturma tehditlerine maruz kalmaktadır. Ülkenin en köklü, en gelenekli üniversiteleri, başlarında bir tane bile kabul görmüş makale kaleme almamış kişiler tarafından yönetilmektedir. Üniversitelerde kurulan bu baskı iklimi nedeniyle akademisyenler, akademik faaliyetlerini özgürce yapamamaktadır. Üniversiteler adrese teslim kadro ilanları ile adeta birbiri ile yarışır hale gelmiş, ihtiyaca göre eğitimci almak yerine kadroya alınmak istenen yandaşlara tanımlanan kadrolara dönüştürülmüştür. Bu yolla, hem alanında uzmanlaşmış, saygın eğitimcilerin hakları gasp edilmekte hem de üniversite öğrencileri nitelikli eğitimden uzaklaştırılmaktadır.

Üniversitelerdeki idari personelin sorunları da gün geçtikçe kronikleşmektedir.

İdari personelin; grevli toplu sözleşme hakkının olmaması, emeklerinin karşılığını almalarının önünde büyük bir engeldir. Kadroların görev tanımları belirgin biçimde yapılmadığından personel, angaryalara boğulmaktadır. Görevde Yükselme ve Unvan değişikliği sınavlarına girerek başarılı olanlar dahi yöneticilerin keyfiyetle verdiği sözde görevlerle uğraşmaktadır. İdari personelin aile bütünlüğünün gereği olan mazeret nedeniyle tayin ve nakilleri çoğunlukla sağlanmamaktadır. İdari personel kadrolarında liyakat yok sayılmakta, hülle yoluyla atamalar ve vekaleten görevlendirmeler eliyle katledilmektedir.

Bu gerici kuşatma, üniversitedeki eğitim emekçileri kadar öğrencilerin üzerinde de bir baskı aracına dönüşmüştür. Günümüzde en masum etkinlikler, kulüp faaliyetleri ve hatta yemekhane protestoları bile hainlik suçlamasıyla karşı karşıya kalmaktadır.

Üniversitelerimiz sadece yönetimsel olarak değil; yapısal olarak da yıpratılmaktadır. Üniversiteler, havaalanı vadeder gibi “her kente bir tane” diye müjdeleyen bir iktidarın elinde sayıca çoğalırken nitelik olarak zayıflamaya devam etmektedir. Yandaşlara koltuk ve akademik unvan vermek için açılan ve sayıları her geçen yıl artan vakıf üniversiteleri, bir kampüsü ve yaşam alanı bile olmayan ve apartman üniversiteleri, Türkiye akademisinin kalitesinden de saygınlığından da çok şey götürmeye devam etmektedir.

Gencecik bir Cumhuriyet iken bile eğitime verdiği önemle tüm Avrupa ülkelerine parmak ısırtan bu ülke, onca köklü üniversitesine rağmen son 5 yıldır dünyanın ilk 500 üniversitesi listesine girememenin utancını yaşamaktadır. Üniversitelerin bu niteliksizleştirilmiş, kontenjan gözetmeden çoğaltılmış hali gençlere bir gelecek de vadetmemektedir. Yani ülkenin sadece akademisi değil, istihdamı, ekonomisi ve çalışma yaşamı da tahrip edilmektedir.

Üniversitelerin bir diğer sorunu da kuşkusuz eğitime kamusal bakılmayan bir yönetimin elinde can çekişmesidir. Sendika olarak her fırsatta altını çizdiğimiz üzere; eğitim, Anayasal bir haktır  barınma, beslenme ve ulaşım da eğitimin ayrılmaz parçasıdır. Yani bu hakların hepsi öğrencilerimize sağlanmak zorundadır.

Ancak karşımıza çıkarılan tablo bunun tam tersidir: Üniversitelerdeki öğrenciler meclis lokantasındaki kebap fiyatına  bir çorba içebilmektedir. Yeni yurt açmak yerine yurtlara yeni yataklar atan yönetim anlayışı gençlerimizi geçim ve barınma sıkıntısına itmiştir.

Yurt açmayarak ve özel yurtların fiyat politikalarını dizginlemeyerek taşradan gelen yoksul öğrencileri tarikat yurtlarına/evlerine mecbur bırakan bir yönetim anlayışı, bir yandan sosyal devlet ilkesini çiğnemekte, bir yandan tarikatlara alan açarak laikliği baltalamaktadır.

Altını çizmek istiyoruz ki: Başöğretmenin eğitim neferleri olarak, her gencin hakkettiği nitelikli eğitim hakkına kavuşana kadar mücadelemiz sürecektir.

Cumhuriyet’e layık, laik, bilimsel, kamusal, adil bir eğitim sistemi ve dünyanın parmak ısıracağı üretkenlikte özgür bir akademiyi el birliğiyle, mücadeleyle kuracağız!

Üniversiteleri kuşatan tüm bu olumsuzluklara rağmen fedakârca emek veren akademisyenlere, idari personele ve geleceğimiz olan öğrencilerimize başarılar diliyoruz.

MERKEZ YÖNETİM KURULU

 

Kaynak:ogretmenler.net

Anahtar Kelimeler:
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Atama ve yer değiştirme sürecinde yaşanan sorunlara kalıcı çözüm getirilmelidirÖnceki Haber

Atama ve yer değiştirme sürecinde yaşana...

Sınav görev ücretlerinin ivedilikle ödenmesi talebinde bulundukSonraki Haber

Sınav görev ücretlerinin ivedilikle öden...

Yorum Yazın

Anayasa Mahkemesi Önünde Mum Işığında Adalet Aradık! (2.Hafta)
Valilikler, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkını Keyfi Engelleyemez!
PISA Sonuçları Türkiye’nin Başarısını Düzenli Olarak Artırdığını Gösteriyor
PISA 2022 Sonuçlarına Göre Türkiye Her Alanda Sıralamasını Yükseltti
Üniversitelerde ’Adalet’ ve ’Hukuk Büro Yönetimi ve Sekreterliği’ ön lisans programları kaldırıldı
2023-ALES/3 Sınav Sonuçları Açıklandı ve Aday Cevapları Erişime Açıldı
5 Aralık Salı önemli gündem başlıkları
60 saniyede bugün (04 Aralık 2023) Türkiye ve dünya gündeminin 60 saniyelik özeti
DEMİREL :"Geciken Adalet, Adalet Değil Aksine Bir Zulümdür."
Çizgi Filmler - Suat Turgut'tan İyilik Ağacı Masalları
II. Uluslararası Balkanlarda Türkçe Öğretimi ve Türkoloji Sempozyumu Aralık Ayında İstanbul’da Düzenlenecek
İşte haftanın yalan haberleri Dezenformasyon Bülteni Sayı 102 - Filistin Özel
Kaşıkla Verilen Artık Kepçeyle Gitti
“Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı Anısına” Düzenlediğimiz 4. Uluslararası Türk Dünyası Mühendislik ve Fen Bilimleri Kongresi Tamamlandı
Ülke genelinde 6 ve 9. Sınıflar için yapılacak ortak sınavlara yönelik konu soru dağılım tabloları yayımlandı
Millî Eğitim Bakanlığı Sözleşmeli Bilişim Personeli Alım İlanı
Bütün Kamu Çalışanlarına BDDK’da Olduğu Gibi Ek Ödeme Verilmelidir
Bakan Tekin, Din Öğretiminde Dayanıklı Sınıflar Hareketi Projesi'nin Tanıtım Programına Katıldı
MEB Ortaokul Ve Liselerde "Türk Sosyal Hayatında Aile" Dersinin Müfredatı Hazırlandı
Ocak Ayında Yapılacak Düzenleme Kamu Görevlisi Ve Emeklilerini Memnun Etmelidir