GÜNDEM

İnsanlık Onuru İçin Üretimden Gelen Gücümüzü Kullanmalıyız!

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu "İnsanlık Onuru İçin Üretimden Gelen Gücümüzü Kullanmalıyız! " başlığı altında açıklamalarda bulundu

Katil İsrail'in Gazze zulmü tüm dünyanın kör bakışları arasında artarak devam etmektedir.

İşgal ve soykırım yetmezmiş gibi şimdi de açlığa mahkum edilen Filistin halkına dünyanın dört bir yanından ulaştırılmaya çalışılan insani yardımlara saldırı düzenlenmiştir.

Yaklaşık 50 gemiden oluşan ve bebeklerin açlıktan öldüğü Gazze'ye insani yardım malzemeleri taşıyan Sumud Filosu, dün gece itibariyle İsrail'in saldırısına uğramıştır.

Yardım gemileri henüz uluslararası sularda olmasına rağmen İsrail'in askeri gemileri tarafından önce tacize uğramış, sonra baskına uğramıştır.

Farklı inanışlardan ve farklı ülkelerden aktivistlerin bulunduğu Sumud Filosu'ndan “Bebek maması taşıyoruz” anonsu yapılmasına rağmen, filonun birçok gemisine İsrail kuvvetleri tarafından yapılan sert baskında 30'u Türk 201 aktivist gözaltına alınmıştır. Henüz müdahale edilmeyen ve Gazze'ye yaklaşan bazı gemilerle iletişimin kesilmesi de endişeleri artırmıştır.

Her zaman barıştan, insanlıktan, Deniz'lerin vurguladığı gibi “Özgür Filistin'den” yana olan Birleşik Kamu-İş olarak altını çiziyoruz:

Büyük bir insanlık dramının yaşandığı Gazze artık herkesin meselesi olmalıdır. Gazze'nin özgürlüğünden, onurlu ve kesin bir barıştan yana olmak artık bir tercih değil insanlık meselesidir.

Dış politikada yalpalayan, otoriterleşen yönetim biçimi için ABD'den ticari imtiyazlar karşılığında “meşruiyet” ithal etmeye çalışan hükümet, iç politika malzemesi haline getirdiği Gazze için artık samimi davranmak mecburiyetindedir. İsrail'in en kanlı saldırıları yaptığı dönemde bile İsrail ile ticareti kesmeyen, İsrail'e açık destek veren ABD Başkanı'na bu konuda dönüp tek kelime etmeyen hükümet, insanlık onuru için samimi adımlara ve samimi yaptırımlara imza atmalıdır.

Gazze'yi bir serbest ticaret bölgesi ve yeni emlak cenneti yapma hayalini açık açık ifade eden ABD Başkanı Donald Trump'ın, öyle ya da böyle Gazze'yi savunan tek silahlı gücün koşulsuz silah bırakıp çekilmesini “barış planı” olarak lanse etmesi, o'na “dostum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından takdir görmesi acıklıdır. ABD menşeli kahve zincirlerinde oturanları dahi hedef gösterenlerin, ABD'den güvenliği tartışmalı olan 300 Boeing uçağın alınmasını ayakta alkışladığı bu garip iklimde artık “samimiyet” devri başlamalıdır.

Hiçbir politik gerekçe, hiçbir çıkar, bir annenin açlıktan ölmek üzere olan bebeğinin son ağlamasını duymasından önemli ve hayati değildir. İnsanlık tarihi, bundan yüzlerce yıl sonra dahi bugünlere bakacak ve kimin ne olduğunu haykıracaktır.

Şimdi insanlıktan yana net tavır almanın, politikacıları da net ve insani tavıra mecbur bırakmanın zamanıdır!

Birleşik Kamu-İş olarak Türkiye işçi sınıfının bu zulme karşı üretimden gelen gücünü kullanmasının en doğru tavır olacağını düşünüyoruz. Hayatın her alanının durması hem tüm dünyanın dikkatini çekmemize hem hükümetin çelişkili Gazze politikasının durmasına hem de desteğin her türlüsüne ihtiyaç duyan Gazze halkının yalnız hissetmemesine yol açacaktır.

İnsanlık onuru için, mağdur ve mağrur Gazze halkı için, bebeklerin ölmemesi annelerin ağlamaması için, utanmaz dış politikalara karşı “görüyoruz ve reddediyoruz” demek için genel grevin tam zamanıdır!
Birleşik Kamu-İş olarak tüm memur ve işçi konfederasyonlarına genel grev için bir araya gelme ve ortak irade koyma çağrısında bulunuyoruz. “Sumud” arapça “kararlılık” demektir. Biz dahil dünyanın geri kalanın bu insanlık dramına karşı bir avuç onurlu aktivist kadar “kararlı” olması artık tarihsel bir sorumluluktur!

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu
Merkez Yönetim Kurulu

{ "vars": { "account": "G-DWD9KP42D3" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } < type="adsense" data-ad-client="ca-pub-7735276658433681">