Millî Eğitim Bakanlığı ile ÖSYM iş birliğinde düzenlenen Uluslararası Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Sempozyumu, Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci'nin katılımıyla gerçekleşti.

ÖSYM'nin 50. yılı etkinlikleri çerçevesinde Millî Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı iş birliğinde düzenlenen ve 3 gün sürecek Uluslararası Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Sempozyumu açılış töreniyle başladı.

Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü Çalışan Memnuniyeti Anketi Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü Çalışan Memnuniyeti Anketi

Sempozyumda konuşan Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci, Bakanlığın son dönemde ölçme, değerlendirme ve izleme araştırmalarına ilişkin bilgiler aktardı.

"Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli süreçleri, 3 ayrı modülle izlenecek"

Yelkenci; Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliği'ni hazırladıklarını, sınavlarda açık uçlu soruların yöneltilmeye başlandığını, sınıflarda geri bildirimlerin ve analizlerin yapıldığını, dört dil becerisinin ölçülmesine yönelik uygulamaların başlatıldığını, ilkokullarda öğrencilerin gelişiminin düzelmesi amacıyla sınavların kaldırıldığını, sürece dayalı ölçme ve gelişim dosyası düzenleme sisteminin getirildiğini, ortaokul karnelerinde sosyal ve duygusal gelişimlerine yer verildiğini dile getirdi. Ayrıca ulusal ve uluslararası düzeydeki izleme araştırmalarının takibi ve uygulamasını yaptıklarını anlattı.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli süreçlerinin üç ayrı modülle izleneceğini bildiren Yelkenci, "Beceri örgüsü temelli bir program olarak tanımlıyoruz. Düşünme becerileri, alan becerileri, sosyal duygusal beceriler ve okuryazarlık becerilerinin aynı zamanda eğilimler ve değerlerle aralarında oluşturulan örgüyü kastediyoruz burada." dedi.

Yelkenci, şöyle konuştu:

"Bu, şu demektir: Bu yılla beraber bu yılı sayarsak dört yıl sonra YKS sistemindeki sınavlara girecek olan öğrencilerimiz, artık beceri örgüsü temelli bir müfredatla ÖSYM'nin, üniversitelerin kapısına gelecekler. Dolayısıyla bu noktada ÖSYM ile her alanda olduğu gibi bu alanda da güçlü iş birliği yapıyoruz. Öğrencilerimizin yükseköğretime geçişte beceri örgüsü temelli bir müfredatı değerlendirebilecek bir sınav sistemi ortaya konması için çalışacağız. Bundan sonraki kısımları benim kendi şahsi değerlendirmelerim olarak alın. Nihayetinde, Millî Eğitim Bakanlığının politikalarını belirleyen birçok şey var fakat ileriye yönelik bir öngörü olarak bunu kabul edin. Aslında çoktandır kendisini dayatan bir husustur bu. Beceri örgüsü temelli bir müfredatın elbette ki bugünkü öğrenciyi sadece çoktan seçmeli bir sınavla seçen bir yaklaşımın kötürüm bir yaklaşım olacağı şüphesizdir. Ne demek? Gerek ortaokuldan liseye, gerek liseden yükseköğretime geçişte öğrenciyi bütün gelişim boyutlarıyla ele alacak bir sistemi geliştirmek kaçınılmazdır. Eğer bunu bugünden yapmazsak daha sonra iki ayağımızın bir pabuca gireceğini söylemek bunu tahmin etmek çok zor bir şey olmasa gerek.

Kademeler arası geçişle dolaylı, mesleki ve teknik eğitimde niteliği artırmakla doğrudan ilişkili bir başka husus da 4+4+4 sisteminin son dört yılı... Bu dört yılı da yeniden ele almamız gerektiği şüphesiz aşikârdır. Bu noktada çalıştaylarda ve panellerde bu konular gündeme gelirse detaylı bir şekilde tartışılırsa Millî Eğitim Bakanlığına büyük bir katkınız olacağını politika geliştirmede özellikle ifade etmek isterim."

Sempozyumda 4 farklı ülkeden 12 davetli ve 2 ana konuşmacı yer alırken, 31 farklı ülkeden de kayıt yapıldı.