ÜNİVERSİTE

Öğrencileri strese sokmayın

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Toplantısı’nda “Öğrencileri strese sokmayın” dedi

“YKS tercih döneminde öğrencilerimizin psikolojilerini etkileyecek, rahatsız edecek tutum davranış ve paylaşımlardan kaçınmak lazım”

“Üniversiteler, yükseköğretim kurumları hepimizin kurumlarıdır. Bu kurumlarımızın itibarını korumak hepimize düşen en önemli görevlerin başındadır”

“İstihdamı ve üniversite-sektör iş birliğini geliştirme adına yükseköğretim sistemimizde devrim niteliğinde önemli adımlar atıyoruz”

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Toplantısı’na katıldı.

Özvar, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, üniversite tercih sürecinde aday öğrencilerin içinde bulunduğu hassas psikolojik duruma dikkat çekerek toplumun tüm kesimlerine sorumluluk çağrısında bulundu. Özvar, tercih döneminin öğrenciler için son derece kritik ve heyecan verici bir süreç olduğuna işaret etti.

Üniversitelerin sahiplenilmesi gereken temel kurumlar olduğunu belirten Özvar, “Tercih döneminde öğrencilerimizin psikolojilerini etkileyecek, rahatsız edecek tutum, davranış ve paylaşımlardan kaçınmak lazım. Üniversiteler, yükseköğretim kurumları hepimizin kurumlarıdır. Bu kurumlarımızın itibarını korumak hepimize düşen en önemli görevlerin başındadır. Kurumlarımızın çıktılarını önemsizleştirmeye ve değersizleştirmeye çalışmaktan katiyetle kaçınmak lazım." ifadelerini kullandı.

Özvar, üniversite adayı öğrencilerin tercih sürecine destek olmanın önemine dikkat çekerek kamuoyuna şu sözlerle çağrıda bulundu:

“Bütün ilgililerimize, paydaşlarımıza, medya gruplarımıza, çalışanlarımıza, üniversitelerimize, herkese buradan çağrıda bulunarak öğrencilerimizin bu süreçte karşı karşıya olduğu, o psikolojik baskıya karşı hep beraber onlara destek olmamız gerektiğini hatırlatırım. Onların ailelerine destek olmamız lazım. Dolayısıyla tartışmalarda üniversitelerimizin itibarını, kurumsal kredibilitesini fevkalade yüksek tutmaya gayret etmemiz lazım gelmektedir."

"Yükseköğretim sistemimizde devrim niteliğinde önemli adımlar atıyoruz”

Özvar, üniversite-sanayi iş birliğini bir tercih değil zaruret olarak gördüklerini belirterek, “İstihdamı ve üniversite-sektör iş birliğini geliştirme adına yükseköğretim sistemimizde devrim niteliğinde önemli adımlar atıyoruz.” dedi.

İstihdama duyarlı, uygulamalı eğitimi önceleyen, teknolojik gelişmeleri yakalayan ve bütün paydaşlarla iş birliğini esas alan bir yükseköğretim sistemini hayata geçirme vizyonuyla çalışmalarını sürdürdüklerini vurgulayan Özvar, “Yükseköğretim Kurulu olarak, belirli bölüm mezunlarının sektör tarafından yeterince tercih edilmediğini gördük bu bölümleri güncel ihtiyaçlara uygun bir şekilde dönüştürülmesi için bir stratejik süreç yürütmekteyiz. Mezunlarımızın diplomayla birlikte istihdam imkanlarını da kazanmasını esas alan bir sistem inşa ediyoruz. Bu doğrultuda, kamu kurumlarıyla, meslek ve sivil toplum kuruluşlarıyla yakın bir şekilde çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.

Mesleki eğitime büyük önem verdiklerini ve Meslek Yüksekokullarını (MYO) yeniden yapılandırma çalışmalarına devam ettiklerini kaydeden Özvar, “İstihdamla doğrudan ilişkilendirilebilen programların açılmasına ve mevcut programların sektörel ihtiyaçlara göre yeniden düzenlenmesine büyük önem veriyoruz. Kaynakları daha etkin kullanarak öğrencilerimize ve topluma fayda sağlayacak nitelikli programlarla MYO’larımızı geleceğe hazırlamayı amaçlıyoruz.” dedi.

“OSB-MYO’lar üniversite-sektör iş birliğinin en somut örneklerinden biri”

Mesleki eğitime ilişkin bir diğer önemli çalışmayı da Organize Sanayi Bölgelerinde (OSB) kurulan MYO’larla ilgili yürüttüklerini belirten Özvar, OSB-MYO’ların uygulamalı eğitimi esas alan ve mezunlarına istihdam imkânı sunan başarılı bir model olduğuna dikkat çekti.

Özvar, bu modelle öğrencilerin eğitimlerinin belirli dönemlerini sanayi kuruluşlarında uygulamalı olarak geçirdiğini, müfredatların sektörle iş birliği içinde güncellendiğini ve iş birliği protokolleriyle staj ile istihdam olanaklarının güçlendirildiğini ifade etti. Özvar, “OSB-MYO’lar üniversite-sektör iş birliğinin en somut ve etkili örneklerinden biridir.” dedi.

Yükseköğretim Kurulu olarak üniversite-sektör iş birliğini kuvvetlendirmek adına Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile de önemli bir protokole imza attıklarını hatırlatan Özvar, “İlk etapta 103 üniversitemizin 388 meslek yüksekokullarındaki programlarını kapsayacak bu protokol; sadece bir niyet beyanı değil aktif eylem planına dayalı bir yol haritasıdır.” şeklinde konuştu.

Türkiye genelinde sanayi ile eğitimi bütünleştiren bu yapının yaygınlaştırılmasına büyük önem verdiklerini ifade eden Özvar, altyapı, teknolojik donanım, barınma ve ulaşım desteklerinin de öğrencilerin uygulamalı eğitimini destekleyecek şekilde planlandığını, İSO ile bu kapsamda güçlü iş birlikleri geliştirmeyi hedeflediklerini söyledi.

“İstihdam odaklı 27 yeni program açtık”

Özvar, yükseköğretimde dönüşüm sürecini yönlendirirken, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm gibi küresel trendlere büyük önem verdiklerini belirterek, şöyle devam etti:

“Yükseköğretim Kurulu olarak ikiz dönüşüm dediğimiz dijital ve yeşil dönüşüm süreçlerini yükseköğretimin yapısına entegre etme vizyonuyla son iki yıldır çalışmalarımızı yoğun şekilde bir şekilde sürdürmekteyiz. Bu alanların artan önemine binaen, 2024 yılında 20 üniversitemizde 17 farklı türde 72 yeni yapay zekâ temelli programlar açmıştık. Bunlar büyük bir ilgi gördü ve programların doluluk oranı yüzde yüz olarak gerçekleşti. Bu yıl, istihdam odaklı ve güncel eğilimlere göre belirlediğimiz bilişim, yapay zekâ, yeşil beceriler, sağlık ve tarımda dijital dönüşüm alanlarında 27 yeni program daha ilk kez 2025 YKS tercih kılavuzunda yer aldı. Bu tür programlara sahip üniversite sayımız 80 yeni üniversitenin katılımıyla 100’e ulaşmıştır.”

Üniversitelerimizin dijital dönüşüm ve yeşil ekonomi süreçlerine uyum sağlaması büyük bir zorunluluk”

İş dünyasının, önümüzdeki dönemde yalnızca teknik becerilere değil aynı zamanda dijital yeterliliklere, sürdürülebilir üretim tekniklerine ve çevre dostu uygulamalara vâkıf mezunlara daha fazla ihtiyaç duyacağına dikkat çeken Özvar, Bu nedenle, üniversitelerimizin dijital dönüşüm ve yeşil ekonomi süreçlerine uyum sağlamasının büyük bir zorunluluk haline geldiğini belirtti.

Özvar, “Yapay zekâ, dijitalleşme, siber güvenlik, yeşil beceriler gibi geleceğin dünyasında ön planda olacak ve nitelikli insan kaynağına ihtiyaç duyulan alanlara Yükseköğretim Kurulu olarak özel önem vermeye devam edeceğiz. Şimdiye kadar açtığımız ve bundan sonra açacağımız programlar, öğrencilerimizi sadece bugünün değil geleceğin iş gücü piyasasına da hazırlayacaktır.” dedi.

“Hem pazı gücüyle hem de zihinsel beceriyle çalışan iş gücüne ihtiyaç var”

Özvar, beceri açığı konusunun dünyayı ilgilendiren önemli bir küresel zorluk haline geldiğini ifade ederek şunları kaydetti:

“Uluslararası düzeyde yapılan çalışmalar, 21 Avrupa ülkesinde bulunan firmanın yaklaşık yüzde 75’inin doğru becerilere sahip işçi bulmakta sıkıntı yaşadığını göstermiştir. Buna göre, son 10 yılda Avrupa’da

beceri açığı giderek artmaktadır. 2018 yılında İngiltere’de küçük ve orta ölçekli işletmelerin beceri açığı yıllık yüzde 18 iken, bu oran 2023 yılında yüzde 80’e; İtalya’da yüzde 37’den yüzde 75’e; Almanya’da yüzde 51’den yüzde 82’ye yükselmiştir. Türkiye’de ise yüzde 66’dan bu oran yüzde 76’ya çıkmıştır.”

Özvar, uluslararası istihdam piyasasında ortaya çıkan hareketliliğin önemli sebeplerinden birinin küresel düzeyde yaşanan beceri açığı olduğuna dikkat çekerek, bu açığı Türkiye’nin son 20 yıldaki yatırımları arasında yer alan üniversitelere bağlamanın ve olağan şüpheli olarak üniversite mezuniyet sayılarına işaret etmenin sorunun kaynağını doğru yerde aramamak olduğuna vurgu yaptı. Özvar şöyle devam etti: “Ülkemiz hem pazı gücüyle hem de zihinsel beceriyle çalışan işgücüne ihtiyaç duymaktadır. Orta gelir tuzağını pazı gücüyle aşmak imkansız bir hedeftir. Katma değeri fazla ve yüksek teknoloji içerikli ürünler ancak bu iki beceri setinin uyumu ile ortaya çıkabilir.”

“İSO’nun modeli Yükseköğretim Kurulu vizyonuyla örtüşüyor”

İSO’nun üniversite-sanayi iş birliğini geliştirme yönündeki çalışmalarını büyük bir takdirle karşıladıklarını ifade eden Özvar, “İSO tarafından geliştirilen iş birliği modeli; Eğitim ve Öğretim, Ar-Ge ve İnovasyon ve Etkileşim ve İş Birliği Geliştirme başlıkları altında son derece sistematik bir yapıya sahiptir. Bu bütüncül yaklaşım, bizim yükseköğretim sistemimizde istihdam odaklı dönüşüm vizyonumuzla da büyük oranda örtüşmektedir.” dedi.

Özvar, toplantının yükseköğretim ile sanayi iş birliği adına yeni fırsatlara vesile olmasını temenni ederek sözlerini tamamladı.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan: “Üniversiteler, sanayinin stratejik ortağıdır”

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da konuşmasında, üniversite-sanayi iş birliğinin Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedefleri açısından stratejik öneme sahip olduğunu belirterek, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi ile imzalanan iş birliği protokollerinin bu vizyonu somut çıktılara dönüştürdüğünü ifade etti.

Üniversitelerin bilgi üretimi, teknoloji geliştirme ve nitelikli insan kaynağı yetiştirme noktasında sanayinin vazgeçilmez paydaşları olduğunu vurgulayan Bahçıvan, İSO’nun yeni üniversite-sanayi iş birliği modeliyle 100’ün üzerinde toplantı gerçekleştirdiğini, 120 somut ortaklık kurduğunu ve çok sayıda tez ve araştırma projesine destek verdiğini kaydetti. Bahçıvan, üniversitelerle kurulan stratejik ortaklıkların sanayinin rekabet gücünü artıracak nitelikli iş gücüne ve yenilikçi üretim kapasitesine doğrudan katkı sağladığını vurguladı.

{ "vars": { "account": "G-DWD9KP42D3" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } < type="adsense" data-ad-client="ca-pub-7735276658433681">