GÜNDEM

Yurtlarda Artan Taciz Vakaları, İktidarın Kadın Düşmanı Politikalarının Sonucudur!

Eğitim-Sen "Yurtlarda Artan Taciz Vakaları, İktidarın Kadın Düşmanı Politikalarının Sonucudur!" başlığı altında açıklamalarda bulundu

Edirne Selimiye Kız Öğrenci Yurdu’nda erkek personellerin kadın öğrencilerin ranzalarına telefon numaralarını yazması üzerine taciz vakasını bildiren öğrenciler, yurt yönetimi tarafından “iftira” denilerek baskılanmaya çalışılmaktadır.

Bir kız öğrenci yurdunda görevli erkek personelin kadın öğrencilerin yaşam alanına, odalarına, ranzalarına kadar nüfuz edebilmesi ve bu durum ortaya çıkmasına rağmen sorumlular hakkında soruşturma açılmaması, aksine kadın öğrencilerin “iftira” ile suçlanması, bireysel bir yetersizlik değil; kadınların beyanını esas almayan, tacizi örtmeye çalışan erkek-devlet aklının kurumsal refleksidir. Bu refleks, adliyelerde, üniversitelerde, hastanelerde, belediyelerde ve tüm kamu kurumlarında kendini yeniden üretmektedir.

Bu olay, yalnızca bir yurtta yaşanan bireysel bir olay değil; yaşamın her alanında açığa çıkan kadın düşmanı, cinsiyetçi ve baskıcı zihniyetin yeni bir tezahürüdür. Kadınların beyanını itibarsızlaştıran, kamusal alanlarda da özel yaşamda da erkek egemen denetimi yeniden üreten bu düzen, artık münferit vakalarla açıklanamayacak kadar kurumsallaşmıştır.

Yurtlarda yaşanan taciz, mobbing, tehdit ve baskı vakalarının son dönemde art arda ortaya çıkması; sorunun yalnızca “bazı yöneticilerin ihmali” değil, bizzat iktidarın ideolojik tercihleriyle biçimlenen bir toplumsal cinsiyet rejiminin sonucu olduğunu göstermektedir. Üniversite yurtlarının, genç kadınların eğitim hakkını, toplumsal yaşama katılımını ve kamusal varlığını desteklemesi gerekirken; bugün bu alanlar giderek güvenli olmayan, baskı, denetim ve gözetim mekanizmalarıyla kuşatılmış yapılara dönüştürülmüştür.

Oysaki kadın öğrencilerin barınma hakkı, güvenli ve özgür bir yaşam hakkıdır. Bu hakkı güvence altına almak ise kamusal bir sorumluluktur. Ancak kamusal sorumluluk, piyasaya, taşeron şirketlere, denetimsiz yönetim mekanizmalarına devredilirken; yurtlarda güvenlik, denetim ve personel seçimi süreçleri uzun süredir liyakatten uzak, taşeron ilişkilerle yürütülmektedir. Bu yapısal güvencesizlik, kamu hizmetinin niteliğini zayıflatmakla kalmamakta; aynı zamanda kadın öğrenciler üzerinde erkek egemen tahakkümün zeminini genişletmektedir.

Tacizin üzerini örten, şikâyeti “yalan” diye yaftalayan her yönetici, her kamu görevlisi, her idareci bu suçun ortağıdır. Failleri koruyan tutumdan vazgeçilerek etkin bir soruşturma yürütülmeli, tacizi örtmeye çalışan tüm yöneticiler derhal görevden alınmalı, yurt yönetimi hakkında idari ve adli soruşturma başlatılmalıdır.

Eğitim Sen olarak tüm kadın öğrencilerin yanındayız ve sürecin takipçisi olacağız. Şiddete, tacize, baskıya ve cinsiyetçi zihniyete karşı mücadelemizi her alanda büyüteceğiz.

Eğitim-Sen

{ "vars": { "account": "G-DWD9KP42D3" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } < type="adsense" data-ad-client="ca-pub-7735276658433681">