Ödev saati artık hareket saati! Ev ödevleri yalnızca akademik becerileri değil, çocukların fiziksel aktivite, ekran süresi ve uyku düzeni gibi yaşam alışkanlıklarını da şekillendirebilir. Yapılan yeni bir araştırmaya göre, evde yapılan kısa fiziksel görevler çocukların • hareket süresini yaklaşık %22 artırıyor, • ekran süresini 40 dakika azaltıyor, • uyku kalitesini belirgin şekilde iyileştiriyor. Hedef; çocukları yalnızca akademik olarak değil, bedensel ve zihinsel açıdan dengeli bireyler hâline getirmek. Sadece birkaç dakika hareket bile çocukların bedenini güçlendirip zihnini dinlendiriyor! (Forrest ve ark., 2025, Sports Medicine, Open).
Dijital Ekranlarda Açık Yeşil Arka Plan Okumayı Etkiliyor mu? Yeni Araştırmadan Kısa Sonuç Tianjin Normal University ve Beihang University’den 40 öğrencinin katıldığı çalışmada, dijital ekranda açık yeşil arka planın, ana dilinde okuma yapanlarda daha az görsel yorgunluğa neden olduğu ve okuma performanslarını artırdığı bulundu. İkinci yabancı dil olarak İngilizce okuma yaparken ise açık yeşilin yorgunluğu azaltan etkisi yalnızca kadınlarda fizyolojik düzeyde görüldü, performanslarında ise bir değişiklik gözlemlenmedi. (Li ve ark., 2025, Frontiers in Psychology).
Yeni Araştırmadan Çarpıcı Sonuçlar: 4000K Işık Öğrenmeyi Güçlendiriyor. 2025’te yayımlanan yeni bir araştırma, sınıftaki ışık renginin, çocukların öğrenme performansını doğrudan etkilediğini gösterdi. Çin ve Japonya’dan araştırmacıların ortak çalışmasında, 10–13 yaş aralığındaki 53 öğrenci, farklı ışık sıcaklıklarında değerlendirildi. Sonuçlara göre 4000 Kelvin ışık öğrencilerde yüksek dikkat, düşük zihinsel yorgunluk, en iyi hafıza performansını sağlayarak yönergelere verilen tepkilerin en hızlı seviyeye ulaşmasına olanak tanıdı. Aşırı sıcak veya soğuk ışık ise dikkati azaltıp yorgunluğu artırdı. Araştırma, sınıf aydınlatmasının öğrenme sürecinin kritik bir bileşeni olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Gao ve ark. (2025), Buildings, MDPI.
Derste Fısıldaşmak Başarıyı Artırıyor
Olabilir Üniversite öğrencileri üzerinde yapılan yeni bir çalışma, sınıfta dikkatin aslında ne kadar hızla azaldığını net biçimde ortaya koyuyor. Öğrencilerde dikkat kaybı dersin ilk 5 dakikasında başlıyor ve ders boyunca düzenli olarak azalıyor. Araştırmacılar, 253 öğrenciyle 90 dakikalık dersi iki farklı şekilde işliyor. Bir grupta her 10 dakikada bir kendi aralarında konuşabilecekleri, su içebilecekleri ve hatta kaşınabilecekleri 90 saniyelik mikro-molalar; diğer grupta ise klasik tek bir 10 dakikalık mola veriyor. Bu araştırmanın sonucunda “mikro-mola alan öğrenciler” tüm oturum boyunca daha yüksek performans gösteriyor. Bu öğrencilerin sınavlarda genel başarı oranlarının %76’ya kadar daha iyi olduğu ortaya çıkıyor. Geleneksel aranın yarattığı kısa “toparlanma etkisi” ise birkaç dakika içinde tamamen kayboluyor. Araştırmacılar bu sonuçlara göre insan beyninde kusursuz ve kesintisiz dikkatin imkânsız olduğunu ve derslerin, bu biyolojik gerçeğe göre tasarlanması gerektiğini vurguluyor. (Sharpe ve ark., 2025, Frontiers in Psychology)
Matematik Başarısının Gizli Anahtarı: Etkili Not Tutma
Yapılan yeni bir araştırma, gerçek yaşam temelli matematik problemlerinde etkili not tutmanın başarıyı önemli ölçüde artırdığını ortaya koyuyor. 395 öğrencinin 1064 çözümünün incelendiği çalışmada, gerekli bilgileri yazma, verileri ilişkilendirerek açıklayıcı notlar alma ve bilgileri mantıklı bir sıraya koyma gibi stratejilerin, doğru çözüme ulaşma oranını belirgin biçimde artırdığı; gereksiz bilgileri not etmenin ise başarıyı düşürdüğü görüldü. Araştırma ayrıca öğrencilerin matematiksel yeterlikleri, dil becerileri ve kişisel özelliklerinin not alma kalitesini etkilediğini ve dil becerisi yüksek öğrencilerin daha etkili notlar aldığını ortaya koydu. PISA 2022 sonuçlarıyla belirginleşen matematik performansı düşüşü, çalışmanın okullarda not alma stratejilerinin sistemli biçimde öğretilmesi gerektiğini ve özellikle metin ağırlıklı sorularda vurgulama, veri seçme, ilişki kurma ve yapılandırılmış not tutmanın bilişsel yükü azalttığı ve çözümü kolaylaştırdığını gözler önüne seriyor. (Mancenido ve ark., 2023, EdWorkingPaper)
Fazla Yardım Çocuklara Zarar Veriyor
Yapılan yeni bir araştırma, iyi niyetli yardımların çocuklarda tahmin edilenden çok daha olumsuz etkiler yarattığını ortaya koydu. Araştırmanın sonucuna göre çocuk tarafından istenmeden bir yetişkince yapılan yardım, çocukların kendini daha az zeki hissetmesine yol açıyor. Bir yetişkin, görevi çocuğun yerine yaptığında çocuğun azmi ve öğrenme isteği düşüyor. Ayrıca çocuklar yardım alan kişileri “yetersiz” olarak etiketliyor. Bu da çocuklarda erken yaşta kalıplaşmış bir inanç (stereotip) oluşturuyor. Çocuklar bu inançla akranlarına yardım ederken eşit yaklaşmıyor, başarılı olan bir öğrenciye öğretici yardımla; zorlanan bir öğrenciye ise gelişimi engelleyen direkt yardımla yaklaşıyor. Bu durum çocuklarda öz güveni zedeliyor, öğrenmeyi baltalıyor ve toplumsal eşitsizliklerin çocuk yaşta yeniden üretilmesine neden oluyor. Araştırmaya göre yardım; öğretici, bağımsızlığı destekleyen ve çocuğun talebiyle başlayan bir şekilde verilmeli ve “zayıflık” değil öğrenme stratejisi olarak öğretilmeli. (Sierksma ve ark., 2025, Current Directions in Psychological Science)
Öğretmen Niteliği Başarıyı Artırıyor mu?
2024 yılında Frontiers in Education dergisinde yayımlanan bir araştırma, öğretmen niteliğinin öğrenci başarısıyla ilişkisini, öğrenci değerlendirmelerine dayalı nicel veriler üzerinden incelemiştir. Etiyopya’nın Doğu Gojjam bölgesindeki dokuz lisede öğrenim gören 189 onuncu sınıf öğrencisinin verileri kullanılarak yürütülen çalışmada, öğretmen niteliğinin farklı boyutlarının derslere göre değişen etkileri analiz edilmiştir. Araştırma bulgularına göre, öğretmenin dersi sunma biçimi İngilizce dersindeki başarıyla anlamlı bir ilişki gösterirken, matematik dersinde başarıyla ilişkili bulunan tek unsur sınıf içi düzenin ve süreçlerin yönetimi olmuştur. Bu sonuçlar, öğretmen niteliğinin öğrenci başarısı üzerindeki etkisinin ders türüne göre farklılaştığını göstermektedir. (Engida, M. A., Iyasu, A. S. & Fentie, Y. M., 2024, Frontiers in Education)
Duygusal Beceriler Akademik Başarıyı Gerçekten Artırıyor mu?
Avrupa’da gerçekleştirilen bir bilimsel araştırma, öğrencilerin akademik başarısının yalnızca bilişsel yeterliliklerle değil, sosyo-duygusal becerilerle de güçlü biçimde ilişkili olduğunu ortaya koydu. 2025 yılında yayımlanan bu çalışmada, Letonya ve Portekiz’deki 7–17 yaş aralığındaki 3166 öğrenci bir öğretim yılı boyunca takip edilmiş; öğrencilerin duygularını yönetme, dikkatlerini öğrenmeye yönlendirme ve öğrenme davranışlarını düzenleme gibi sosyo-duygusal becerilerindeki değişimin akademik sonuçlarla ilişkisi incelenmiştir. •Sosyo-duygusal becerileri gelişen öğrencilerin akademik motivasyonları, derse katılımları ve genel akademik performansları anlamlı düzeyde artmaktadır. •Buna karşılık, bu becerilerde gerileme yaşayan öğrencilerin akademik sonuçlarında olumsuz bir eğilim gözlemlenmektedir. •Bulgular; her iki ülkede, farklı yaş gruplarında ve kız ve erkek öğrenciler için benzer biçimde geçerlidir. •Etkinin, özellikle ortaöğretim düzeyinde, ilköğretime kıyasla daha belirgin olduğu görülmektedir. Araştırma sonuçları, sosyo-duygusal becerilerdeki değişimin akademik öğrenme çıktılarıyla anlamlı ve tutarlı bir ilişki içinde olduğunu göstermektedir. (Martinsone, B., Simões, C., Camilleri, L., Conte, E. & Lebre, P., 2025, Behavioral Sciences).
Küçük Bir Mola, Büyük Bir Etki: “Teneffüs Stresi Azaltıyor!”
Yapılan yeni bir araştırma, teneffüsün çocukların kronik stres seviyesini azalttığını bilimsel olarak ortaya koyuyor. Düzenli teneffüs, özellikle açık havada serbest oyunla birleştiğinde çocukların stres hormonlarını düşürerek duygusal dengeyi güçlendiriyor. Araştırmaya göre daha uzun ve daha sık teneffüse çıkan öğrenciler, sınıfa döndüklerinde daha odaklanmış, daha sakin ve daha olumlu davranışlar sergiliyor. Buna karşın teneffüsü ceza olarak kısıtlamak, çocuklarda stresin birikmesine ve öğrenmenin olumsuz etkilenmesine yol açıyor. Bu nedenle teneffüs, çocukların ruh sağlığını, dikkatini ve öğrenme kapasitesini destekleyen kritik ve koruyucu bir alan olarak görülmeli. (Rhea ve ark., 2025, Children)