MEMUR

Hakem Taraflı, Oyun Hileli: Emekçi Bu Oyunu Bozacak!

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu "Hakem Taraflı, Oyun Hileli: Emekçi Bu Oyunu Bozacak! " başlığı altında açıklamalarda bulundu

Sefalet zammına karşı T.C Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptık

"Dağ fare bile doğurmadı; Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’ndan kamu emekçilerini açlığa mahkûm eden bir karar çıktı. Hükümetin sefalet zam teklifiyle başlayan 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, zaten hükümetin istediği sonucu çıkarmak üzere kurulmuş Hakem Heyetinin skandal kararıyla noktalandı.

Siyasi iktidarın noter memuru olan Hakem Heyeti, 2026 yılı için yüzde 11+7, 2027 yılı içinse yüzde 4+4 olan zam teklifini yalnızca bir puan artırarak yüzde 5+4 seviyesinde onayladı. Böylece milyonlarca kamu emekçisi bir kez daha yoksulluğa mahkûm edildi.

Birleşik Kamu-İş olarak defalarca uyardık:

  • Bu hakem kurulunun yapısı bellidir dedik.
  • Bu kurulun amacı, kamu emekçilerinin haklarını değil, hükümetin politikalarını onaylamaktır dedik.
  • Sekiz dönemdir bu kuruldan emekçiler lehine tek bir karar bile çıkmadığını söyledik.
  • Doğru olanın bu kurula üye vermemek, süreci Meclis’e ve alanlara taşımak olduğunu ifade ettik.

Ancak ne yazık ki diğer konfederasyonlar, bu hatalarını örtbas etmek için “kazanımlar da aldık ama yetersiz” gibi açıklamalarla kamuoyunun tepkisini yumuşatmaya çalışmaktadır. Kamu emekçisini açlığa sürükleyen bu sefalet kararında hiçbir kazanım yoktur. Enflasyonun karşısında eriyen maaşlar, süren liyakatsizlik, mobbing ve güvencesizlik gerçeği ortadadır.

Hakem Heyeti, karar vermesi gereken beş günlük sürenin dördüncü gününde apar topar toplanarak bu kararı almıştır. Memur-Sen ve Türkiye Kamu-Sen’in çekildiklerini açıklaması, süreci meşrulaştırmaya hizmet etmekten öteye geçmemiştir. Altısı doğrudan, biri dolaylı olarak Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen bu siyasi çoğunluk yapısına sahip kuruldan kamu emekçileri lehine karar çıkması zaten mümkün değildi. Alınan kararın da Hakem Heyeti’nden değil, doğrudan Cumhurbaşkanı’ndan geldiği aşikârdır.

Birleşik Kamu-İş olarak, bu sefalet zammını kabul etmiyoruz. Kamu emekçilerinin insanca yaşam hakkını yok sayan, emeğini değersizleştiren bu anlayışa karşı demokratik mücadelemizi büyüteceğiz. Bütçe görüşmelerinde, emek örgütleriyle, emekli dernekleriyle, sivil toplum örgütleriyle ve meclisteki siyasi partiler ile birlikte daha adil bir düzenleme için alanlarda olacağız.

Bugün haklarımızı yok sayan bu düzen, taleplerimizi duymazdan gelen ve taleplerimizi iletmek için yürüyüş yapacağımız gün genel merkezimizi polis kuşatmasına alan bir anlayışla yönetiliyor. Bu nedenle Hakem Heyeti süreci, yalnızca bir formaliteden ibarettir. Hükümet, sefalet ücretlerini bu kurul aracılığıyla meşrulaştırmaya çalışmaktadır. 25 milyonu açlığa ve sefalete mahkûm eden cumhurbaşkanıdır!

Ancak bu oyunu bozacağız!
Birleşik Kamu-İş olarak emeğimizin ve alın terimizin karşılığını alana kadar geri adım atmayacağız. Kamu emekçilerinin insanca yaşam mücadelesine tüm konfederasyonları ve kamuoyunu destek olmaya çağırıyoruz."

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu
Merkez Yönetim Kurulu

ÇÖZÜM EMEKÇİNİN MASASINDA, MÜCADELEDE!

Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikalarla birlikte, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun kamu emekçilerini ve emeklileri sefalete mahkum eden zam kararını Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde protesto ettik.

Bakanlık önünde yapılan açıklamaya Genel Başkanımız Kadem Özbay ve Merkez Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Başkanlar Kurulu Toplantısı için Ankara’da bulunan şube ve temsilciliklerimizin yönetim kurulu üyeleri, bağlı sendikalar ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe katıldı.

Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım burada yaptığı konuşmada, hakem heyeti adı altında tamamen hükümetin kurguladığı emekçinin kazanamadığı bir sistem kurulduğunu belirtti ve "Kurgulanmış bir oyunun parçası olmadık. TÜİK iki yıldır sepet ürünlerinin fiyatlarını açıklamıyor. Ortada bir tezgah var. Sokağa indiğinizde pahalılaşmayan hiçbir ürün yok. Meyve, sebze, et makarnayı geçen ayki fiyattan alamıyorsunuz. Artmayan tek şey emekçiye verilen ücret" diye konuştu.

Yıldırım sözlerini, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi getirilirken "Türkiye uçacak" denildi. Halkı kandırdınız. Bu ülkenin 80 milyonu yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bunun tek bir müsebbibi var. Cumhurbaşkanıdır. Halkı karşınıza almayın. Bu da sizlere son uyarımızdır. Enflasyonun belini kırdık diye halkta kırılmadık kemik bırakmadınız" şeklinde sürdürdü.

Genel Başkanımız Kadem Özbay ise şöyle konuştu:
“Bugün toplu sözleşme sürecinde önemli bir aşamaya gelmedik; malumun ilanı aşamasındayız.

Çünkü ilk defa toplu sözleşme masasında konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş de yer aldı. Bu, emekçi hareketi için tarihi bir adımdır.

Son iki ay boyunca 11 ilde konfederasyonumuzun organizasyonu ile eylemler yapıldı. “Masanın değil, emekçinin dediği olacak!” sloganıyla yola çıkıldı. Benim de her zaman ifade ettiğim gibi, asıl ihtiyaç emekçinin masasının kurulmasıdır ve buna öncülüğü yapmak da bizim örgütümüze yakışırdı. Bu süreçte katkı sunan tüm yol arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.
Ancak görüyoruz ki, Hakem Kurulu’nun açıkladığı sözde teklif, memuru ve emekliyi yok sayan; şahsım devlet anlayışının ürünü politikaların, saray düzeninin ve yandaş çıkarlarının dayatmasıdır. %11+7, %5+4 olarak açıklanan utanç verici zam oranları, temel ihtiyaçları dahi karşılamaktan uzak, yoksulluğu ve borcu derinleştiren bir aldatmacadır.

Bu tablonun sorumlusu nettir: Şahsım devlet anlayışı ve yandaşlık yarışına girenlerdir. Yandaş konfederasyonlar, sendikamız Eğitim-İş ve konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in defalarca uyardığı gibi, Hakem Heyeti’ne katılmamalıydı. Katılmak, sefalet dayatmasına ortak olmaktır.

7 dönemdir masa aynı. Masada bir kamu işveren heyeti var bir de hiç değişmeyen, saraydan talimat alan yandaş iş birlikçiler heyeti var.

Ne saraydan, ne şahsım devletinden, ne de bu masadan emekçiye hayır gelir. Hep söyledik: Bu düzenin sorumluları çözümün adresi olamaz.

Çözüm, emekçinin örgütlü gücündedir! Devletin itibarı; okulunda öğretmeniyle, hastanesinde doktoru ve sağlıkçısıyla, adliyesinde, ulaşımda, her alanda emek veren kamu görevlilerindedir. Mücadele, bu sömürü düzenine ve onun sorumlularına karşı direnenlerle omuz omuza verilmelidir.

23 yıllık AKP iktidarı, ortakları ve yandaş sendikaları; bu yoksulluğun, bu sömürünün asıl sorumlusudur. Biz emekçiler hiçbir zaman şahsım devlet anlayışından, onun temsilcilerinden, atadıklarından ya da yandaşlarından medet ummadık, bundan sonra da ummayacağız.

Bu mücadele tam da bu anlayışa karşıdır. Çözüm; emekçinin birliğinde, emekçiden yana tavır alanların omuzdaşlığında ve kararlı mücadelesindedir. Bizim tarafımız her zaman emekçinin tarafıdır, öyle olmaya devam edecektir. Ne icazet bekleriz ne de himayeye sığınırız. Sorumluyu ilk sözümüzle de son sözümüzle de ifşa etmeye devam edeceğiz.

Tüm kamu emekçilerine sesleniyorum; yandaşlardan, sizleri yoksulluğa mahkum edenlerden istifa edin ilk eylemimiz bu olsun. Eğitim-İş’te, Birleşik Kamu-İş’te örgütlenelim. Gelin önümüzdeki dönemde emekçilerin birlikteliğini büyütelim, eylemliliği büyütelim hakkımızı birlikte alalım.

Biz insanca yaşamak istiyoruz!

Emeğimizin karşılığını istiyoruz!

Barınmadan ulaşıma, beslenmeden tatile, sosyal yaşamdan adalete kadar insanca haklarımızı istiyoruz!

Hak, haksızlıktan yücedir.

Bu düzene karşı duranlar; kazanımı örgütlülüğünde ve mücadelesinde görenler mutlaka kazanacaktır!”

{ "vars": { "account": "G-DWD9KP42D3" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } < type="adsense" data-ad-client="ca-pub-7735276658433681">