GÜNDEM

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Farkındalık Eğitimi Düzenlendi

TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkanı, AK Parti Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan, kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin "Herkes bilmelidir ki susan değil, ses çıkaran; görmezden gelen değil, mücadele eden; yalnız bırakan değil, destek çıkan; hoş gören değil, hesap soran taraftayız." dedi.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı kapsamında, KEFEK, TBMM Genel Sekreterliği ve TBMM İnsan Kaynakları Başkanlığının katkılarıyla Meclis'te Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Farkındalık Eğitimi düzenlendi.

Eğitim programının açılışına, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, KEFEK Başkanı Erdoğan, AK Parti Ağrı Milletvekili Ruken Kilerci, MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy, TBMM Genel Sekreter Yardımcısı Kübra Teymur, Meclis bürokratları ile çalışanları katıldı.

Bir gün sürecek programın açılışında konuşan KEFEK Başkanı Erdoğan, kadına yönelik şiddetle mücadelenin hem ulusal hem de uluslararası düzeyde süreklilik ve kararlılık gerektirdiğini söyledi.

Erdoğan, bu kapsamda şiddetle mücadele alanında zihinsel dönüşümün sağlanması, şiddetin henüz ortaya çıkmadan önüne geçilmesi adına eğitim faaliyetlerini çok kıymetli bulduğunu vurguladı.

"Bugün burada sadece bir geçici eğitim için değil, gerçek bir değişimi sürdürmek için bir araya geldik" diyen Erdoğan, kadına yönelik şiddetin, insan haklarının en temel ihlallerinden biri olduğunu dile getirdi.

- "Mücadele, yalnızca hukuki değil, insanlık adına sosyal bir zorunluluk"

Kadına karşı şiddetin, dilinin, dininin ve ırkının olamayacağının altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dünyanın her köşesinde kimi zaman barışta kimi zaman savaşta, bir kadın, bir kız çocuğu, bir anne, bir kardeş sırf bir kadın olduğu için şiddete maruz kalıyor. Kimilerinin sesi duyuluyor, kimileri ise sessiz çığlıklarla boğuluyor. Yitip giden her canla beraber insanlık biraz daha ölmekte, dünya biraz daha karanlığa gömülmekte. Kadınların maruz kaldığı şiddetle mücadele, yalnızca hukuki değil, insanlık adına sosyal bir zorunluluktur. Şiddete tanık olduğu için bir koltuğun arkasına saklanıp fırtınanın dinmesini bekleyen masum çocukları tek başına bırakma lüksümüz yoktur. Bu konuda herkes bilmelidir ki susan değil, ses çıkaran; görmezden gelen değil, mücadele eden; yalnız bırakan değil, destek çıkan; hoş gören değil, hesap soran taraftayız."

Çiğdem Erdoğan, 18 yıldır siyasette aktif olarak yer aldığını ve iki kız çocuğunun annesi olduğunu belirterek, kadınlar için her zaman en iyisini hedeflediklerini, bu konuya daima siyaset üstü bir tutumla yaklaştıklarını aktardı.

Kadına yönelik şiddet eylemlerinin tamamen son bulması adına hem parlamento hem de hükümet olarak eş güdüm içinde canla başla çalıştıklarını dile getiren Erdoğan, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde tüm kurum ve kuruluşlarımızca, şiddete karşı 'sıfır tolerans' ilkesiyle kadına karşı şiddetle mücadelemizi sürdürüyoruz. Nitekim bu alanda hukuki altyapı oluşturulmuş, mağdurların güçlendirilmesine yönelik çalışmalar hızla hayata geçirilmiştir. Şiddet faillerinin en ağır şekilde cezalandırılması için ceza kanunlarında gerekli düzenlemeler yapılmıştır." diye konuştu.

- "Doğası ve mücadele yöntemleri zaman içinde değişiyor"

KEFEK Başkanı Erdoğan, kadına karşı şiddetle mücadelede değişen şartların, farklılaşan ihtiyaçların dikkate alınmasının, mücadelenin devamlılığı açısından zorunlu olduğunu ifade ederek, şartların sürekli değiştiğini, kadına yönelik şiddetle mücadelede yeni sorunların ve yeni ihtiyaçların karşılarına çıktığını anlattı. Erdoğan, şunları kaydetti:

"Kadına karşı şiddetin doğası ve bu şiddetle mücadele yöntemleri zaman içinde değişmektedir. Toplumdaki teknolojik gelişmeler, ekonomik değişimler, kültürel dönüşümler, kadına karşı şiddetin farklı biçimlerde ortaya çıkmasına ve mağdurların ihtiyaçlarının çeşitlenmesine neden olmaktadır. Bu durum, hem çözümlerin hem de çözümde yer alan aktörlerin kendilerini sürekli olarak güncellemesini gerektirir. Siyasetçiler olarak her zaman 'Şiddetle mücadele adına acaba başka neler yapabiliriz? Hangi önlemleri alabiliriz?' sorularını sormamız gerekir."

Kadınların Her Türlü Şiddet ve Ayrımcılığa Maruz Kalmalarının Önlenerek Bu Alandaki Mevcut Düzenlemelerin Gözden Geçirilmesi ve Alınması Gereken Ek Tedbirlerin Belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kurulduğunu anımsatan Erdoğan, komisyonun çalışmalarının sonunda hazırlayacağı raporun, bundan sonra yapılacak çalışmalar için bir rehber niteliği taşıyacağını belirtti.

- "Çok yönlü ve bütüncül bir yaklaşımla mücadelemizi sürdüreceğiz"

KEFEK olarak kadın hakları konusunda her alanda olduğu gibi kadına şiddetle mücadele alanında da yasama ve yürütme organları arasında köprü olma işlevini sürdürdüklerini ifade eden Erdoğan, Komisyon çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Eskiden "ekonomik şiddet" ve "töre cinayetleri" gündemdeyken, bugün "dijital şiddet" kavramının hayatın merkezine oturduğuna işaret eden Erdoğan, dijital şiddet-siber şiddetin, akıllı telefonlar, internet ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla bugün her yerde kendisini gösterdiğini hatırlattı. Dijital şiddetin hedefinde ise çoğu zaman kadınların yer aldığını belirten Erdoğan, bu kapsamda yaptıkları çalışmaları paylaştı.

Erdoğan, "Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu olarak bütün kurumlarımızla; şiddeti doğuran sebepleri tüm boyutlarıyla ortadan kaldırana kadar çok yönlü ve bütüncül bir yaklaşımla mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu mücadelenin çıtasını sürekli yükseltmeye, bu alanda bütün boşlukları ve gedikleri doldurmaya mecburuz." ifadesini kullandı.

- "Kadına yönelik şiddetin hiçbir bahanesi olamaz"

TBMM Genel Sekreter Yardımcısı Teymur ise kadına yönelik şiddetin, sadece bireysel bir sorun olarak ele alınmaması gerektiğine; toplumun huzurunu, aile yapısını, Türkiye'nin aydınlık geleceğini tehdit eden, insan haklarına aykırı ciddi bir mesele olduğuna işaret etti.

Bu sorunun çözümü için herkese sorumluluk düştüğünü vurgulayan Teymur, TBMM'nin bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam ettiğinin altını çizdi.

Teymur, "Yasalarla kadın haklarını güvence altına alırken aynı zamanda toplumun dönüşümüne katkı sunacak farkındalık çalışmalarına da destek veriyoruz. Bugün gerçekleştirdiğimiz Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Farkındalık Eğitimi, sadece bir eğitim değildir. Buradaki asıl amacımız kadına yönelik şiddet konusunda bir bilinç oluşturmaktır. Şiddetle mücadelede en büyük güç, farkındalık oluşturmaktır." dedi.

Kadına yönelik şiddetin hiçbir bahanesinin, gerekçesinin olamayacağını dile getiren Teymur, şiddetsiz bir toplumun, "güçlü bir gelecek" demek olduğunu söyledi.

Kübra Teymur, Meclis tarihinde Genel Sekreter Yardımcısı olarak atanan ilk kadın olmanın gururunu yaşadığını belirterek, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a teşekkür etti.

{ "vars": { "account": "G-DWD9KP42D3" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } < type="adsense" data-ad-client="ca-pub-7735276658433681">