Kamu Konfederasyonları Platformu ve Bağımsız Sendikalar Tüm Yurtta İş Bıraktı

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Kamu Konfederasyonları Platformu ve Bağımsız Sendikalar Tüm Yurtta İş Bıraktı
Abone ol
Kamu Konfederasyonları Platformu ve Bağımsız Sendikalar Tüm Yurtta İş Bıraktı

Kamu Konfederasyonları Platformu ve bağımsız sendikalarla birlikte tüm yurtta ortak iş bırakma eylemi ve basın açıklamaları gerçekleştirdik.

Konfederasyon ve Sendika Genel Merkezleri olarak iş bırakma eylemine istinaden taleplerimizi sıralamak üzere Ulus Atatürk  Anıtı önünde basın açıklaması gerçekleştirdik.

Basın açıklamasını Konfederasyonlar ve sendikalar adına Genel Başkanımız Mehmet Balık okudu.

Yapılan basın açıklamasında;

"

Basına ve Kamuoyuna
Hepinizin bildiği gibi asgari ücret geçtiğimiz günlerde 8500 TL olarak açıklanmıştır. Ülkenin bu ekonomik şartlarında asgari ücretin alım gücü açısından yüksek olmadığını hepimiz bilmekteyiz.

Asgari ücrete yapılan artış sonrası ortalama memur maaşlarına baktığımızda, asgari ücret ile memur maaşlarının neredeyse eşitlendiğini görmekteyiz.

2010 yılında asgari ücret 576 TL iken, ortalama memur maaşı asgari ücretin 3 katıydı. Günümüzde ise yeni açıklanan asgari ücret ile ortalama memur maaşları eşit seviyeye gelmiş, emeklilerin ücretleri ise asgari ücretin dahi altında kalmıştır.

2002 yılında en düşük emekli aylığı asgari ücretin 53 Türk lirası üzerindeyken, yapılan son zamlarla birlikte asgari ücret en düşük emekli aylığının 3 bin Türk lirası üzerine çıkmıştır.

Sorun asgari ücretin çok artırılması değil, kamu çalışanları ve emeklilerinin ücretlerinin komik ve acınacak artışlara maruz kalmasıdır.

Cumhurbaşkanı’nın önce yüzde 25 olarak açıkladığı sonra danışıklı bir şekilde yandaş sendikanın talebiymiş gibi önceden belirlenmiş yüzde 30 oranı bahşiş dağıtır gibi kamu çalışanlarına müjde olarak sunulmuştur.

Yandaş sendikalar her ne kadar ülke şartlarını ve ekonomik krizi görmezden gelip her toplu sözleşme döneminde kamu çalışanlarını masada sattığı gibi bugün yine kuruluş amaçlarına göre hareket ederek verilen bu bahşişi ayakta alkışlamıştır. 

Kamu çalışanları ve emekliler olarak; ülke şartlarına ve ekonomik krize bakılmaksızın açıklanan sefalet artışını kabul etmiyoruz.

Kamu çalışanlarının görüşleri ve talepleri dinlenmeden kapalı kapılar ardında verilen bahşişleri kabul etmiyoruz.

Kamu çalışanlarının ve emeklilerinin maaşları olağanüstü dönemden geçtiğimiz bu süreçteki artış    oranları açılan yarayı derinleştirmekten başka bir işe yaramayacaktır.

Kamu çalışanları ve emeklilerin maaşları tüm kamu sendikalarının talepleri doğrultusunda yeniden belirlenmelidir.

Kamu Konfederasyonları platformu olarak; kamu çalışanlarının en düşük maaşının yoksulluk sınırı olan 26 bin 124 liraya yükseltilerek enflasyon oranının da  her ay seyyanen maaşlara yansıtılmasını talep ediyoruz.

Kamu emekçileri düşük emekli maaşlarına mahkûm edilmekte, emekli olmamıza rağmen ölene kadar çalışmak zorunda bırakılmaktayız. Bu şartlarda bizler emekli hayatı yaşayamaz durumda kalırken torunlarımız ve çocuklarımızla da vakit geçirme hakkımızdan yoksun bırakılmaktayız.

Emekli olduğumuz zaman maaşlarımızdan yapılan yüksek kesintilerle maaşlarımızın yarısından fazlası elimizden alınarak bizler açlığa mahkûm edilmekteyiz.

En düşük kamu emekçisi maaşı ise asgari ücrete eşitlenerek her ay enflasyon farkı seyyanen eklenmeli ve emekli olduğumuz zamanki hayat standartlarımızı kaybetmemek adına emekli olduğumuz zamanki maaşlarımıza yakın bir maaş talep etmekteyiz.


GELİR VERGİSİ KAMU ÇALIŞANLARI İÇİN %15’TE SABİTLENMELİDİR


Yıllardır enflasyon altında maaş zammı alan memurların en büyük sorunlarından biri de vergi yükünün ağır olmasıdır. Tüm memur ve diğer çalışanların maaşlarından gelir vergisi oranında kesintiler peşin yapılmaktadır.

Her ne kadar vergi dilimleri yükseltilse de yılın ikinci altı ayında vergi dilimine girilmesine engel olmayacaktır. İkinci altı ayda yüzde 20 vergi dilimine girilmesi nedeniyle yapılacak artış kepçeyle geri alınmaktadır.

Bu nedenledir ki vergi dilim oranları kamu görevlileri  için %15’te sabitlenmelidir.


SENDİKA SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜNE DARBE VURAN YÜZDE 2 BARAJI DERHAL GERİ ÇEKİLMELİDİR


Yandaş sendikalar ve konfederasyonların hızla artan üye kayıplarının önüne geçmek adına iktidar ve ortağının oyları ile getirilen yüzde 2 üye barajı bir sonuç vermeyecek ve yandaş sendikaların üye kayıpları her geçen gün hızla artacaktır.

İktidara geldiklerinde yandaş sendikaların üye sayılarını arttırmak adına kanunda yer alan yüzde 5 üye barajını kaldıranlar bu defa da kanunu kendi çıkarları adına hukuksuz bir şekilde kullanarak sendikalara dayatmışlardır.

Kamu sendikaları ve konfederasyonlarının çabaları sonucu daha önce getirilmeye çalışılan yüzde 1 üye barajının Danıştay tarafından Anayasa’ya aykırı bulunarak yürütmenin durdurulmasına karar verilmişken, iktidarının bu sefer yüzde 2 barajı ile anayasaya aykırı hareket etmesi yasanın gerekçesinde geçen sendikal hayatı güçlendirme amacını yansıtmamaktadır.

Söz konusu düzenleme ülkemizdeki demokratik yaşamın ayrılmaz bir parçası olan, sendika seçme özgürlüğüne aykırıdır. Sendikalar arasında yasa eli ile eşitsizlik yaratacak yüzde 2 üye barajı ve tekel sendikacılık yaratma hayalinden derhal vazgeçilmelidir.

3600 EK GÖSTERGE HERKESİ KAPSAMALIDIR

Kamu çalışanları arasında ayrım yapılmış, birçok meslek grubu 3600 ek göstergeden yararlanırken 1.derecedeki kamu personeli 3600 ek göstergeden yararlanamamıştır. Bu durum adalet terazisini şaşırtmış, kamu çalışanlarının büyük bir bölümü bu düzenlemeden yararlanırken geriye kalan kesim yararlanamamıştır. Talebimiz bu konuda açık ve nettir! 1. Dereceye düşen her kamu çalışanı 3600 ek göstergeden yararlanmalıdır.

MEMURUN İKRAMİYE HAKKI ARTIK VERİLMELİDİR

Kamuda çalışan işçilere 1956 yılından itibaren her yıl ikramiye ödenmektedir.  İkramiye ödemesi sendikalı olup olmamakla veya toplu sözleşme ile ilgili olmayıp, doğrudan doğruya kamu kurum ve kuruluşlarında işçi olarak istihdam edilmekle ilgili bir düzenlemedir.

Kamu kurum ve kuruluşlarında işçilerle birlikte çalışan, çoğu kez aynı odayı paylaşan memurlara ise şimdiye kadar 1 kuruş dahi ikramiye verilmemiştir.

1956 yılından itibaren yani 67 yıldır kamudaki tüm işçiler yılda altı kez, 2018 yılından itibaren SSK,

BAĞ-KUR, Emekli Sandığı fark etmeksizin tüm emekliler yılda iki kez ikramiye alırken ikramiye almayan tek kesim memurlardır. Kamudaki bu ayrımcılık artık son bulmalı memurlar da ikramiyeden faydalanmalıdır.

Bununla birlikte ücretsiz kreş, ulaşım, yol, yemek, ek mesai ve kira yardımlarının tüm kamu çalışanlarına kapsayacak şekilde verilmesini talep ediyoruz.

Kamu kurumlarında çalışan sözleşmeli kamu emekçilerine koşul, şart ve yıl dayatılmadan bir an önce tüm sözleşmeliler kadroya geçirilmeli. Sözleşmeli personel çalıştırma uygulaması ise artık ortadan kaldırılmalıdır.

 

1965 yılı şartlarına göre tanımlanan “Yardımcı Hizmetler Sınıfı” aradan 57 yıl geçtikten sonra anlamını yitirmiştir, söz konusu ihtiyaç ortadan kalkmıştır. Artık anlamını yitiren “yardımcı hizmetler sınıfı” kaldırılmalıdır. Bu kapsamdaki personelin, yasa ile öğrenim durumlarına uygun memur kadrolarına geçirilmelidir.

 

Bugün yedi konfederasyon olarak tüm bu taleplerimizin karşılanması için hükümeti uyarmak adına bir günlük iş bıraktık.

Tek gücümüz; emeğimiz ve oylarımızdır. Bugün iş bırakan ve iş bırakma kararımıza destek veren milyonlarca yurttaşımız bulunmaktadır.

İktidara buradan tekrar sesleniyoruz. İş bırakan, bizleri destekleyen, haksızlığa uğrayan milyonlarca kamu çalışanı, emekli, işçi, ev kadını, öğrenci ve toplumun tüm kesimlerinden aldığımız güçle bugün karşınızdayız.

Kamu Konfederasyonlar Platformu olarak; milyonlarca yurttaşımızın elinden aldığınız hayat standartlarını ve yıllardır uğradığımız hak kayıplarını iade edene kadar mücadele etmekten vazgeçmeyeceğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz." ifadeleri yer aldı.

Basın açıklaması sonrası konfederasyonumuza bağlı Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi büro çalışanlarının sorunlarına dikkat çekmek için klavye kırarak protesto gerçekleştirdi.

Merkez Yönetim Kurulu

 Birleşik Kamu-İş  Merkez Yönetim Kurulu

 

TÜM TÜRKİYE’DE İŞ BIRAKTIK, SEFALET ZAMMINI PROTESTO ETTİK

Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş, bağlı sendikalar ve Kamu Konfederasyonlar Platformu’yla birlikte, iktidarın kamu emekçilerine reva gördüğü %30’luk sefalet zammına karşı. bugün tüm Türkiye’de iş bıraktık, kamu çalışanlarının sesini ve haklı taleplerini kamuoyuna iletmek üzere ülkenin dört bir yanında alanlara çıktık. Tüm illerdeki eylemlerimiz, kamu emekçilerinin ve halkımızın desteğiyle gerçekleştirildi.
Genel Başkanımız Kadem Özbay Antalya’da, Genel Sekreterimiz Cengiz Sarıyer, Genel Özlük Hukuk ve TİS Sekreterimiz Orhan Yıldırım ve Genel Eğitim Sekreterimiz Suat Özkolay Ankara’da, Genel Mali Sekreterimiz Hüseyin Selçuk Rize’de, Genel Örgütlenme Sekreterimiz Şenol Eyüboğlu Isparta ve Burdur'da, Genel Basın Yayın ve Uluslararası İlişkiler Sekreterimiz Emine Çalık Sakarya’da şubelerimizle birlikte basın açıklamalarına katıldı.

Genel Başkanımız Kadem ÖZBAY'ın Antalya'da yaptığı basın açıklaması şöyle:


Alanlarda okunan basın açıklaması şöyle: 
“Hepinizin bildiği gibi asgari ücret geçtiğimiz günlerde 8500 TL olarak açıklanmıştır. Ülkenin bu ekonomik şartlarında asgari ücretin alım gücü açısından yüksek olmadığını hepimiz bilmekteyiz. 
Asgari ücrete yapılan artış sonrası ortalama memur maaşlarına baktığımızda, asgari ücret ile memur maaşlarının neredeyse eşitlendiğini görmekteyiz.
2010 yılında asgari ücret 576 TL iken, ortalama memur maaşı asgari ücretin 3 katıydı. Günümüzde ise yeni açıklanan asgari ücret ile ortalama memur maaşları eşit seviyeye gelmiş, emeklilerin ücretleri ise asgari ücretin dahi altında kalmıştır.
2002 yılında en düşük emekli aylığı asgari ücretin 53 Türk lirası üzerindeyken, yapılan son zamlarla birlikte asgari ücret en düşük emekli aylığının 3 bin Türk lirası üzerine çıkmıştır.
Sorun asgari ücretin çok artırılması değil, kamu çalışanları ve emeklilerinin ücretlerinin komik ve acınacak artışlara maruz kalmasıdır. 
Cumhurbaşkanı’nın önce yüzde 25 olarak açıkladığı sonra danışıklı bir şekilde yandaş sendikanın talebiymiş gibi önceden belirlenmiş yüzde 30 oranı bahşiş dağıtır gibi kamu çalışanlarına müjde olarak sunulmuştur.
Yandaş sendikalar her ne kadar ülke şartlarını ve ekonomik krizi görmezden gelip her toplu sözleşme döneminde kamu çalışanlarını masada sattığı gibi bugün yine kuruluş amaçlarına göre hareket ederek verilen bu bahşişi ayakta alkışlamıştır.  
Kamu çalışanları ve emekliler olarak; ülke şartlarına ve ekonomik krize bakılmaksızın açıklanan sefalet artışını kabul etmiyoruz.
Kamu çalışanlarının görüşleri ve talepleri dinlenmeden kapalı kapılar ardında verilen bahşişleri kabul etmiyoruz.
Kamu çalışanlarının ve emeklilerinin maaşları olağanüstü dönemden geçtiğimiz bu süreçteki artış    oranları açılan yarayı derinleştirmekten başka bir işe yaramayacaktır.
Kamu çalışanları ve emeklilerin maaşları tüm kamu sendikalarının talepleri doğrultusunda yeniden belirlenmelidir.
Kamu Konfederasyonları platformu olarak; kamu çalışanlarının en düşük maaşının yoksulluk sınırı olan 26 bin 124 liraya yükseltilerek enflasyon oranının da  her ay seyyanen maaşlara yansıtılmasını talep ediyoruz.
Kamu emekçileri düşük emekli maaşlarına mahkûm edilmekte, emekli olmamıza rağmen ölene kadar çalışmak zorunda bırakılmaktayız. Bu şartlarda bizler emekli hayatı yaşayamaz durumda kalırken torunlarımız ve çocuklarımızla da vakit geçirme hakkımızdan yoksun bırakılmaktayız.
Emekli olduğumuz zaman maaşlarımızdan yapılan yüksek kesintilerle maaşlarımızın yarısından fazlası elimizden alınarak bizler açlığa mahkûm edilmekteyiz.
En düşük kamu emekçisi maaşı ise asgari ücrete eşitlenerek her ay enflasyon farkı seyyanen eklenmeli ve emekli olduğumuz zamanki hayat standartlarımızı kaybetmemek adına emekli olduğumuz zamanki maaşlarımıza yakın bir maaş talep etmekteyiz. 

GELİR VERGİSİ KAMU ÇALIŞANLARI İÇİN %15’TE SABİTLENMELİDİR
Yıllardır enflasyon altında maaş zammı alan memurların en büyük sorunlarından biri de vergi yükünün ağır olmasıdır. Tüm memur, emekli ve diğer çalışanların maaşlarından gelir vergisi oranında kesintiler peşin yapılmaktadır.
Her ne kadar vergi dilimleri yükseltilse de yılın ikinci altı ayında vergi dilimine girilmesine engel olmayacaktır. İkinci altı ayda yüzde 20 vergi dilimine girilmesi nedeniyle yapılacak artış kepçeyle geri alınmaktadır. 
Bu nedenledir ki vergi dilim oranları kamu görevlileri ve emekliler için %15’te sabitlenmelidir.
SENDİKA SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜNE DARBE VURAN YÜZDE 2 BARAJI DERHAL GERİ ÇEKİLMELİDİR
Yandaş sendikalar ve konfederasyonların hızla artan üye kayıplarının önüne geçmek adına iktidar ve ortağının oyları ile getirilen yüzde 2 üye barajı bir sonuç vermeyecek ve yandaş sendikaların üye kayıpları her geçen gün hızla artacaktır. 
İktidara geldiklerinde yandaş sendikaların üye sayılarını arttırmak adına kanunda yer alan yüzde 5 üye barajını kaldıranlar bu defa da kanunu kendi çıkarları adına hukuksuz bir şekilde kullanarak sendikalara dayatmışlardır.
Kamu sendikaları ve konfederasyonlarının çabaları sonucu daha önce getirilmeye çalışılan yüzde 1 üye barajının Danıştay tarafından Anayasa’ya aykırı bulunarak yürütmenin durdurulmasına karar verilmişken, iktidarının bu sefer yüzde 2 barajı ile anayasaya aykırı hareket etmesi yasanın gerekçesinde geçen sendikal hayatı güçlendirme amacını yansıtmamaktadır. 
Söz konusu düzenleme ülkemizdeki demokratik yaşamın ayrılmaz bir parçası olan, sendika seçme özgürlüğüne aykırıdır. Sendikalar arasında yasa eli ile eşitsizlik yaratacak yüzde 2 üye barajı ve tekel sendikacılık yaratma hayalinden derhal vazgeçilmelidir.

3600 EK GÖSTERGE HERKESİ KAPSAMALIDIR
Kamu çalışanları arasında ayrım yapılmış, birçok meslek grubu 3600 ek göstergeden yararlanırken 1.derecedeki kamu personeli 3600 ek göstergeden yararlanamamıştır. Bu durum adalet terazisini şaşırtmış, kamu çalışanlarının büyük bir bölümü bu düzenlemeden yararlanırken geriye kalan kesim yararlanamamıştır. Talebimiz bu konuda açık ve nettir! 1. Dereceye düşen her kamu çalışanı 3600 ek göstergeden yararlanmalıdır.
MEMURUN İKRAMİYE HAKKI ARTIK VERİLMELİDİR
Kamuda çalışan işçilere 1956 yılından itibaren her yıl ikramiye ödenmektedir.  İkramiye ödemesi sendikalı olup olmamakla veya toplu sözleşme ile ilgili olmayıp, doğrudan doğruya kamu kurum ve kuruluşlarında işçi olarak istihdam edilmekle ilgili bir düzenlemedir.
Kamu kurum ve kuruluşlarında işçilerle birlikte çalışan, çoğu kez aynı odayı paylaşan memurlara ise şimdiye kadar 1 kuruş dahi ikramiye verilmemiştir.
1956 yılından itibaren yani 67 yıldır kamudaki tüm işçiler yılda altı kez, 2018 yılından itibaren SSK, 
BAĞ-KUR, Emekli Sandığı fark etmeksizin tüm emekliler yılda iki kez ikramiye alırken ikramiye almayan tek kesim memurlardır. Kamudaki bu ayrımcılık artık son bulmalı memurlar da ikramiyeden faydalanmalıdır.
Bununla birlikte ücretsiz kreş, ulaşım, yol, yemek, ek mesai ve kira yardımlarının tüm kamu çalışanlarına kapsayacak şekilde verilmesini talep ediyoruz.
Kamu kurumlarında çalışan sözleşmeli kamu emekçilerine koşul, şart ve yıl dayatılmadan bir an önce tüm sözleşmeliler kadroya geçirilmeli. Sözleşmeli personel çalıştırma uygulaması ise artık ortadan kaldırılmalıdır.

1965 yılı şartlarına göre tanımlanan “Yardımcı Hizmetler Sınıfı” aradan 57 yıl geçtikten sonra anlamını yitirmiştir, söz konusu ihtiyaç ortadan kalkmıştır. Artık anlamını yitiren “yardımcı hizmetler sınıfı” kaldırılmalıdır. Bu kapsamdaki personelin, yasa ile öğrenim durumlarına uygun memur kadrolarına geçirilmelidir.

Bugün yedi konfederasyon olarak tüm bu taleplerimizin karşılanması için hükümeti uyarmak adına bir günlük iş bıraktık.
Tek gücümüz; emeğimiz ve oylarımızdır. Bugün iş bırakan ve iş bırakma kararımıza destek veren milyonlarca yurttaşımız bulunmaktadır.
İktidara buradan tekrar sesleniyoruz. İş bırakan, bizleri destekleyen, haksızlığa uğrayan milyonlarca kamu çalışanı, emekli, işçi, ev kadını, öğrenci ve toplumun tüm kesimlerinden aldığımız güçle bugün karşınızdayız.
Kamu Konfederasyonlar Platformu olarak; milyonlarca yurttaşımızın elinden aldığınız hayat standartlarını ve yıllardır uğradığımız hak kayıplarını iade edene kadar mücadele etmekten vazgeçmeyeceğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz.”

EĞİTİM İŞ
 

BASK: MEMUR VE EMEKLİLERİN GERÇEK BEKLENTİLERİ İÇİN ALANLARDAYDIK!

BASK bask-memur-ve-emeklilerin-gercek-beklentileri-icin-alanlardaydik

 

BASK, Anadolu Sen, Birleşik Kamu-İş, Çalışan-Sen, Hak-Sen, Şehit Gazi-Sen ve Yurt-Sen\\\'in yer aldığı Kamu Konfederasyonlar Platformu olarak kamu çalışanlarının haklı talepleri için alandaydık.

Gerçeklerle uyuşmayan TÜİK rakamlarını değil, kamu çalışanlarının yoksulluk sınırı üzerinde ücret alması için bugün 13:00’te Ankara Ulus Meydanından hep birlikte haykırdık.

Genel Başkanımız Mehmet Alper ÖĞRETİCİ basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

Ülkemizde gıdadan ulaşıma, giyimden konuta, enerjiden kırtasiye ürünlerine kadar her şey en az %150 artmışken; hatta çoğunda %200’ün üzerinde artış gerçekleşmiş iken memur ve emeklilere lütuf gibi verilen %30’luk artış kabul edilemez!

%30’luk artışı birileri alkışlamış olabilir, bu artış birilerinin beklentilerini karşılamış olabilir. Ancak bilinmelidir ki geçim derdiyle dertlenen memur ve emeklilerinin beklentilerini karşılamamıştır.

TÜİK enflasyonu sahadaki gerçek enflasyon ile uyuşmazken memur ve emeklilere TÜİK enflasyon verilerine göre artış vermek alım gücümüzü artırmamıştır.

Talebimiz çok açık ve nettir! En düşük memur maaşı yoksulluk sınırına getirilmeli, en düşük emekli aylığı ise asgari ücret seviyesine getirilmelidir.

Bilinmelidir ki kamu çalışanları ve emeklilerin alım gücü yükseltilene dek, haklarını alana dek mücadele etmeye, birlikte olmaya devam edeceğiz.

Basına ve Kamuoyuna

Hepinizin bildiği gibi asgari ücret geçtiğimiz günlerde 8500 TL olarak açıklanmıştır. Ülkenin bu ekonomik şartlarında asgari ücretin alım gücü açısından yüksek olmadığını hepimiz bilmekteyiz.

Asgari ücrete yapılan artış sonrası ortalama memur maaşlarına baktığımızda, asgari ücret ile memur maaşlarının neredeyse eşitlendiğini görmekteyiz.

2010 yılında asgari ücret 576 TL iken, ortalama memur maaşı asgari ücretin 3 katıydı. Günümüzde ise yeni açıklanan asgari ücret ile ortalama memur maaşları eşit seviyeye gelmiş, emeklilerin ücretleri ise asgari ücretin dahi altında kalmıştır.

2002 yılında en düşük emekli aylığı asgari ücretin 53 Türk lirası üzerindeyken, yapılan son zamlarla birlikte asgari ücret en düşük emekli aylığının 3 bin Türk lirası üzerine çıkmıştır.

Sorun asgari ücretin çok artırılması değil, kamu çalışanları ve emeklilerinin ücretlerinin komik ve acınacak artışlara maruz kalmasıdır.

Cumhurbaşkanı’nın önce yüzde 25 olarak açıkladığı sonra danışıklı bir şekilde yandaş sendikanın talebiymiş gibi önceden belirlenmiş yüzde 30 oranı bahşiş dağıtır gibi kamu çalışanlarına müjde olarak sunulmuştur.

Yandaş sendikalar her ne kadar ülke şartlarını ve ekonomik krizi görmezden gelip her toplu sözleşme döneminde kamu çalışanlarını masada sattığı gibi bugün yine kuruluş amaçlarına göre hareket ederek verilen bu bahşişi ayakta alkışlamıştır. 

Kamu çalışanları ve emekliler olarak; ülke şartlarına ve ekonomik krize bakılmaksızın açıklanan sefalet artışını kabul etmiyoruz.

Kamu çalışanlarının görüşleri ve talepleri dinlenmeden kapalı kapılar ardında verilen bahşişleri kabul etmiyoruz.

Kamu çalışanlarının ve emeklilerinin maaşları olağanüstü dönemden geçtiğimiz bu süreçteki artış    oranları açılan yarayı derinleştirmekten başka bir işe yaramayacaktır.

Kamu çalışanları ve emeklilerin maaşları tüm kamu sendikalarının talepleri doğrultusunda yeniden belirlenmelidir.

Kamu Konfederasyonları platformu olarak; kamu çalışanlarının en düşük maaşının yoksulluk sınırı olan 26 bin 124 liraya yükseltilerek enflasyon oranının da  her ay seyyanen maaşlara yansıtılmasını talep ediyoruz.

Kamu emekçileri düşük emekli maaşlarına mahkûm edilmekte, emekli olmamıza rağmen ölene kadar çalışmak zorunda bırakılmaktayız. Bu şartlarda bizler emekli hayatı yaşayamaz durumda kalırken torunlarımız ve çocuklarımızla da vakit geçirme hakkımızdan yoksun bırakılmaktayız.

Emekli olduğumuz zaman maaşlarımızdan yapılan yüksek kesintilerle maaşlarımızın yarısından fazlası elimizden alınarak bizler açlığa mahkûm edilmekteyiz.

En düşük kamu emekçisi maaşı ise asgari ücrete eşitlenerek her ay enflasyon farkı seyyanen eklenmeli ve emekli olduğumuz zamanki hayat standartlarımızı kaybetmemek adına emekli olduğumuz zamanki maaşlarımıza yakın bir maaş talep etmekteyiz.

GELİR VERGİSİ KAMU ÇALIŞANLARI İÇİN %15’TE SABİTLENMELİDİR

Yıllardır enflasyon altında maaş zammı alan memurların en büyük sorunlarından biri de vergi yükünün ağır olmasıdır. Tüm memur ve diğer çalışanların maaşlarından gelir vergisi oranında kesintiler peşin yapılmaktadır.

Her ne kadar vergi dilimleri yükseltilse de yılın ikinci altı ayında vergi dilimine girilmesine engel olmayacaktır. İkinci altı ayda yüzde 20 vergi dilimine girilmesi nedeniyle yapılacak artış kepçeyle geri alınmaktadır.

Bu nedenledir ki vergi dilim oranları kamu görevlileri  için %15’te sabitlenmelidir.

SENDİKA SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜNE DARBE VURAN YÜZDE 2 BARAJI DERHAL GERİ ÇEKİLMELİDİR

Yandaş sendikalar ve konfederasyonların hızla artan üye kayıplarının önüne geçmek adına iktidar ve ortağının oyları ile getirilen yüzde 2 üye barajı bir sonuç vermeyecek ve yandaş sendikaların üye kayıpları her geçen gün hızla artacaktır.

İktidara geldiklerinde yandaş sendikaların üye sayılarını arttırmak adına kanunda yer alan yüzde 5 üye barajını kaldıranlar bu defa da kanunu kendi çıkarları adına hukuksuz bir şekilde kullanarak sendikalara dayatmışlardır.

Kamu sendikaları ve konfederasyonlarının çabaları sonucu daha önce getirilmeye çalışılan yüzde 1 üye barajının Danıştay tarafından Anayasa’ya aykırı bulunarak yürütmenin durdurulmasına karar verilmişken, iktidarının bu sefer yüzde 2 barajı ile anayasaya aykırı hareket etmesi yasanın gerekçesinde geçen sendikal hayatı güçlendirme amacını yansıtmamaktadır.

Söz konusu düzenleme ülkemizdeki demokratik yaşamın ayrılmaz bir parçası olan, sendika seçme özgürlüğüne aykırıdır. Sendikalar arasında yasa eli ile eşitsizlik yaratacak yüzde 2 üye barajı ve tekel sendikacılık yaratma hayalinden derhal vazgeçilmelidir.

3600 EK GÖSTERGE HERKESİ KAPSAMALIDIR

Kamu çalışanları arasında ayrım yapılmış, birçok meslek grubu 3600 ek göstergeden yararlanırken 1.derecedeki kamu personeli 3600 ek göstergeden yararlanamamıştır. Bu durum adalet terazisini şaşırtmış, kamu çalışanlarının büyük bir bölümü bu düzenlemeden yararlanırken geriye kalan kesim yararlanamamıştır. Talebimiz bu konuda açık ve nettir! 1. Dereceye düşen her kamu çalışanı 3600 ek göstergeden yararlanmalıdır.

MEMURUN İKRAMİYE HAKKI ARTIK VERİLMELİDİR

Kamuda çalışan işçilere 1956 yılından itibaren her yıl ikramiye ödenmektedir.  İkramiye ödemesi sendikalı olup olmamakla veya toplu sözleşme ile ilgili olmayıp, doğrudan doğruya kamu kurum ve kuruluşlarında işçi olarak istihdam edilmekle ilgili bir düzenlemedir.

Kamu kurum ve kuruluşlarında işçilerle birlikte çalışan, çoğu kez aynı odayı paylaşan memurlara ise şimdiye kadar 1 kuruş dahi ikramiye verilmemiştir.

1956 yılından itibaren yani 67 yıldır kamudaki tüm işçiler yılda altı kez, 2018 yılından itibaren SSK,

BAĞ-KUR, Emekli Sandığı fark etmeksizin tüm emekliler yılda iki kez ikramiye alırken ikramiye almayan tek kesim memurlardır. Kamudaki bu ayrımcılık artık son bulmalı memurlar da ikramiyeden faydalanmalıdır.

Bununla birlikte ücretsiz kreş, ulaşım, yol, yemek, ek mesai ve kira yardımlarının tüm kamu çalışanlarına kapsayacak şekilde verilmesini talep ediyoruz.

Kamu kurumlarında çalışan sözleşmeli kamu emekçilerine koşul, şart ve yıl dayatılmadan bir an önce tüm sözleşmeliler kadroya geçirilmeli. Sözleşmeli personel çalıştırma uygulaması ise artık ortadan kaldırılmalıdır.

1965 yılı şartlarına göre tanımlanan “Yardımcı Hizmetler Sınıfı” aradan 58 yıl geçtikten sonra anlamını yitirmiştir, söz konusu ihtiyaç ortadan kalkmıştır. Artık anlamını yitiren “yardımcı hizmetler sınıfı” kaldırılmalıdır. Bu kapsamdaki personelin, yasa ile öğrenim durumlarına uygun memur kadrolarına geçirilmelidir.

Bugün yedi konfederasyon olarak tüm bu taleplerimizin karşılanması için hükümeti uyarmak adına bir günlük iş bıraktık.

Tek gücümüz; emeğimiz ve oylarımızdır. Bugün iş bırakan ve iş bırakma kararımıza destek veren milyonlarca yurttaşımız bulunmaktadır.

İktidara buradan tekrar sesleniyoruz. İş bırakan, bizleri destekleyen, haksızlığa uğrayan milyonlarca kamu çalışanı, emekli, işçi, ev kadını, öğrenci ve toplumun tüm kesimlerinden aldığımız güçle bugün karşınızdayız.

Kamu Konfederasyonlar Platformu olarak; milyonlarca yurttaşımızın elinden aldığınız hayat standartlarını ve yıllardır uğradığımız hak kayıplarını iade edene kadar mücadele etmekten vazgeçmeyeceğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz.

BASK

YOKSULLUK SINIRININ ÜZERİNDE BİR ÜCRET İÇİN TÜRKİYE GENELİNDE 1 GÜNLÜK İŞ BIRAKTIK.

TEÇ-SEN Olarak Ülke Şartlarına ve Ekonomik Krize Bakılmaksızın Kamu Çalışanlarına Reva Görülen Sadaka Zamları ve Hak Kayıplarını Kabul Etmiyoruz.

Bugün 13:00’te Ankara Ulus Meydanında ve Eş Zamanlı Olarak Tüm Türkiye Genelinde 1 Günlük İş Bırakarak Alanlardan ve Meydanlardan Omuz Omuza Tek Ses Olup Kamu Çalışanlarının Gerçek Sorunlarını Haykırdık.

-KAMU ÇALIŞANLARINA 5000 TL İLAVE SEYYANEN ZAM YAPILMALIDIR.

-SENDİKA SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜNE DARBE VURAN YÜZDE 2 BARAJI DERHAL GERİ ÇEKİLMELİDİR.

-3600 EK GÖSTERGENİN KAPSAMI GENİŞLETİLMELİDİR.

-YARDIMCI HİZMETLER SINIFI KALDIRILMALI, 1 DEFAYA MAHSUS EĞİTİM DURUMLARINA UYGUN KADROLARA ATANMALIDIR.

-GELİR VERGİSİ KAMU ÇALIŞANLARI İÇİN %15’TE SABİTLENMELİDİR.

-BAYRAM İKRAMİYESİ TÜM KAMU ÇALIŞANLARINA DA VERİLMELİDİR.

TEÇ-SEN Olarak Kamu Çalışanlarının Elinden Alınan İnsani Hayat Standartları İçin ve Yıllardır Uğratılan Hak Kayıpları Telafi Edilene Kadar Mücadele Etmekten Vazgeçmeyeceğimizi Buradan Bir Kez Daha İlan Ediyoruz.

TEÇ-SEN

AES: YOKSULLUK SINIRININ ÜZERİNDE BİR ÜCRET İÇİN İŞ BIRAKTIK

AES: YOKSULLUK SINIRININ ÜZERİNDE BİR ÜCRET İÇİN İŞ BIRAKTIK

Gerçeklerle uyuşmayan TÜİK rakamlarını değil, eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırı üzerinde ücret alması için bugün 13:00’te Ankara Ulus Meydanından hep birlikte haykırdık.

Genel Başkanımız Mehmet Alper ÖĞRETİCİ basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

Ülkemizde gıdadan ulaşıma, giyimden konuta, enerjiden kırtasiye ürünlerine kadar her şey en az %150 artmışken; hatta çoğunda %200’ün üzerinde artış gerçekleşmiş iken memur ve emeklilere lütuf gibi verilen %30’luk artış kabul edilemez!

%30’luk artışı birileri alkışlamış olabilir, bu artış birilerinin beklentilerini karşılamış olabilir. Ancak bilinmelidir ki geçim derdiyle dertlenen memur ve emeklilerinin beklentilerini karşılamamıştır.

TÜİK enflasyonu sahadaki gerçek enflasyon ile uyuşmazken memur ve emeklilere TÜİK enflasyon verilerine göre artış vermek alım gücümüzü artırmamıştır.

Talebimiz çok açık ve nettir! En düşük memur maaşı yoksulluk sınırına getirilmeli, en düşük emekli aylığı ise asgari ücret seviyesine getirilmelidir.

Bilinmelidir ki kamu çalışanları ve emeklilerin alım gücü yükseltilene dek, haklarını alana dek mücadele etmeye, birlikte olmaya devam edeceğiz.

Basına ve Kamuoyuna

Hepinizin bildiği gibi asgari ücret geçtiğimiz günlerde 8500 TL olarak açıklanmıştır. Ülkenin bu ekonomik şartlarında asgari ücretin alım gücü açısından yüksek olmadığını hepimiz bilmekteyiz.

Asgari ücrete yapılan artış sonrası ortalama memur maaşlarına baktığımızda, asgari ücret ile memur maaşlarının neredeyse eşitlendiğini görmekteyiz.

2010 yılında asgari ücret 576 TL iken, ortalama memur maaşı asgari ücretin 3 katıydı. Günümüzde ise yeni açıklanan asgari ücret ile ortalama memur maaşları eşit seviyeye gelmiş, emeklilerin ücretleri ise asgari ücretin dahi altında kalmıştır.

2002 yılında en düşük emekli aylığı asgari ücretin 53 Türk lirası üzerindeyken, yapılan son zamlarla birlikte asgari ücret en düşük emekli aylığının 3 bin Türk lirası üzerine çıkmıştır.

Sorun asgari ücretin çok artırılması değil, kamu çalışanları ve emeklilerinin ücretlerinin komik ve acınacak artışlara maruz kalmasıdır.

Cumhurbaşkanı’nın önce yüzde 25 olarak açıkladığı sonra danışıklı bir şekilde yandaş sendikanın talebiymiş gibi önceden belirlenmiş yüzde 30 oranı bahşiş dağıtır gibi kamu çalışanlarına müjde olarak sunulmuştur.

Yandaş sendikalar her ne kadar ülke şartlarını ve ekonomik krizi görmezden gelip her toplu sözleşme döneminde kamu çalışanlarını masada sattığı gibi bugün yine kuruluş amaçlarına göre hareket ederek verilen bu bahşişi ayakta alkışlamıştır. 

Kamu çalışanları ve emekliler olarak; ülke şartlarına ve ekonomik krize bakılmaksızın açıklanan sefalet artışını kabul etmiyoruz.

Kamu çalışanlarının görüşleri ve talepleri dinlenmeden kapalı kapılar ardında verilen bahşişleri kabul etmiyoruz.

Kamu çalışanlarının ve emeklilerinin maaşları olağanüstü dönemden geçtiğimiz bu süreçteki artış    oranları açılan yarayı derinleştirmekten başka bir işe yaramayacaktır.

Kamu çalışanları ve emeklilerin maaşları tüm kamu sendikalarının talepleri doğrultusunda yeniden belirlenmelidir.

Kamu Konfederasyonları platformu olarak; kamu çalışanlarının en düşük maaşının yoksulluk sınırı olan 26 bin 124 liraya yükseltilerek enflasyon oranının da  her ay seyyanen maaşlara yansıtılmasını talep ediyoruz.

Kamu emekçileri düşük emekli maaşlarına mahkûm edilmekte, emekli olmamıza rağmen ölene kadar çalışmak zorunda bırakılmaktayız. Bu şartlarda bizler emekli hayatı yaşayamaz durumda kalırken torunlarımız ve çocuklarımızla da vakit geçirme hakkımızdan yoksun bırakılmaktayız.

Emekli olduğumuz zaman maaşlarımızdan yapılan yüksek kesintilerle maaşlarımızın yarısından fazlası elimizden alınarak bizler açlığa mahkûm edilmekteyiz.

En düşük kamu emekçisi maaşı ise asgari ücrete eşitlenerek her ay enflasyon farkı seyyanen eklenmeli ve emekli olduğumuz zamanki hayat standartlarımızı kaybetmemek adına emekli olduğumuz zamanki maaşlarımıza yakın bir maaş talep etmekteyiz.

GELİR VERGİSİ KAMU ÇALIŞANLARI İÇİN %15’TE SABİTLENMELİDİR

Yıllardır enflasyon altında maaş zammı alan memurların en büyük sorunlarından biri de vergi yükünün ağır olmasıdır. Tüm memur ve diğer çalışanların maaşlarından gelir vergisi oranında kesintiler peşin yapılmaktadır.

Her ne kadar vergi dilimleri yükseltilse de yılın ikinci altı ayında vergi dilimine girilmesine engel olmayacaktır. İkinci altı ayda yüzde 20 vergi dilimine girilmesi nedeniyle yapılacak artış kepçeyle geri alınmaktadır.

Bu nedenledir ki vergi dilim oranları kamu görevlileri  için %15’te sabitlenmelidir.

SENDİKA SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜNE DARBE VURAN YÜZDE 2 BARAJI DERHAL GERİ ÇEKİLMELİDİR

Yandaş sendikalar ve konfederasyonların hızla artan üye kayıplarının önüne geçmek adına iktidar ve ortağının oyları ile getirilen yüzde 2 üye barajı bir sonuç vermeyecek ve yandaş sendikaların üye kayıpları her geçen gün hızla artacaktır.

İktidara geldiklerinde yandaş sendikaların üye sayılarını arttırmak adına kanunda yer alan yüzde 5 üye barajını kaldıranlar bu defa da kanunu kendi çıkarları adına hukuksuz bir şekilde kullanarak sendikalara dayatmışlardır.

Kamu sendikaları ve konfederasyonlarının çabaları sonucu daha önce getirilmeye çalışılan yüzde 1 üye barajının Danıştay tarafından Anayasa’ya aykırı bulunarak yürütmenin durdurulmasına karar verilmişken, iktidarının bu sefer yüzde 2 barajı ile anayasaya aykırı hareket etmesi yasanın gerekçesinde geçen sendikal hayatı güçlendirme amacını yansıtmamaktadır.

Söz konusu düzenleme ülkemizdeki demokratik yaşamın ayrılmaz bir parçası olan, sendika seçme özgürlüğüne aykırıdır. Sendikalar arasında yasa eli ile eşitsizlik yaratacak yüzde 2 üye barajı ve tekel sendikacılık yaratma hayalinden derhal vazgeçilmelidir.

3600 EK GÖSTERGE HERKESİ KAPSAMALIDIR

Kamu çalışanları arasında ayrım yapılmış, birçok meslek grubu 3600 ek göstergeden yararlanırken 1.derecedeki kamu personeli 3600 ek göstergeden yararlanamamıştır. Bu durum adalet terazisini şaşırtmış, kamu çalışanlarının büyük bir bölümü bu düzenlemeden yararlanırken geriye kalan kesim yararlanamamıştır. Talebimiz bu konuda açık ve nettir! 1. Dereceye düşen her kamu çalışanı 3600 ek göstergeden yararlanmalıdır.

MEMURUN İKRAMİYE HAKKI ARTIK VERİLMELİDİR

Kamuda çalışan işçilere 1956 yılından itibaren her yıl ikramiye ödenmektedir.  İkramiye ödemesi sendikalı olup olmamakla veya toplu sözleşme ile ilgili olmayıp, doğrudan doğruya kamu kurum ve kuruluşlarında işçi olarak istihdam edilmekle ilgili bir düzenlemedir.

Kamu kurum ve kuruluşlarında işçilerle birlikte çalışan, çoğu kez aynı odayı paylaşan memurlara ise şimdiye kadar 1 kuruş dahi ikramiye verilmemiştir.

1956 yılından itibaren yani 67 yıldır kamudaki tüm işçiler yılda altı kez, 2018 yılından itibaren SSK,

BAĞ-KUR, Emekli Sandığı fark etmeksizin tüm emekliler yılda iki kez ikramiye alırken ikramiye almayan tek kesim memurlardır. Kamudaki bu ayrımcılık artık son bulmalı memurlar da ikramiyeden faydalanmalıdır.

Bununla birlikte ücretsiz kreş, ulaşım, yol, yemek, ek mesai ve kira yardımlarının tüm kamu çalışanlarına kapsayacak şekilde verilmesini talep ediyoruz.

Kamu kurumlarında çalışan sözleşmeli kamu emekçilerine koşul, şart ve yıl dayatılmadan bir an önce tüm sözleşmeliler kadroya geçirilmeli. Sözleşmeli personel çalıştırma uygulaması ise artık ortadan kaldırılmalıdır.

 

1965 yılı şartlarına göre tanımlanan “Yardımcı Hizmetler Sınıfı” aradan 58 yıl geçtikten sonra anlamını yitirmiştir, söz konusu ihtiyaç ortadan kalkmıştır. Artık anlamını yitiren “yardımcı hizmetler sınıfı” kaldırılmalıdır. Bu kapsamdaki personelin, yasa ile öğrenim durumlarına uygun memur kadrolarına geçirilmelidir.

 

Bugün yedi konfederasyon olarak tüm bu taleplerimizin karşılanması için hükümeti uyarmak adına bir günlük iş bıraktık.

Tek gücümüz; emeğimiz ve oylarımızdır. Bugün iş bırakan ve iş bırakma kararımıza destek veren milyonlarca yurttaşımız bulunmaktadır.

İktidara buradan tekrar sesleniyoruz. İş bırakan, bizleri destekleyen, haksızlığa uğrayan milyonlarca kamu çalışanı, emekli, işçi, ev kadını, öğrenci ve toplumun tüm kesimlerinden aldığımız güçle bugün karşınızdayız.

Kamu Konfederasyonlar Platformu olarak; milyonlarca yurttaşımızın elinden aldığınız hayat standartlarını ve yıllardır uğradığımız hak kayıplarını iade edene kadar mücadele etmekten vazgeçmeyeceğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz.

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

iş bırakma

Kaynak:ogretmenler.net

Anahtar Kelimeler:
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Bin bir hafız için icazet merasimi düzenlendiÖnceki Haber

Bin bir hafız için icazet merasimi düzen...

Öldürülen kardeşinin duruşmasında tercümanı jiletle yaralamıştı, hakim karşısına çıktıSonraki Haber

Öldürülen kardeşinin duruşmasında tercüm...

Yorum Yazın

Türkiye Kamu-Sen’in Düzenlediği Anneme Mektup Yazma Yarışması Sonuçları Açıklandı
AES Öğretmenlerin Ekonomik Durumları Anketi
Bakan Tekin: ”Afetler için kullandığımız kavramlar veya tanımlamalar bugün değişti”
Atatürk'ün Orijinal Tarihi Portresi MEB’in Arşivinde
Hiç kıvırmayın!
Türkçemizin hazinelerini keşfetmeye devam ediyoruz
Engelsiz Onarım Merkezleri
82 adet felsefi kavram sözlüğü
İşte kendinizi geliştirmeniz için online eğitimler
Etkileşimli Ders Kitapları
16. MEB Robot Yarışması Erzurum'da yapılacak
"Oryantiring" Eğitim Anketi
Devletin Sözü Yere Düşmez
2024-İSG/1: Temel Soru Kitapçıkları ve Cevap Anahtarları Yayımlandı
Alan/Bölüm, Atölye ve Laboratuvar Şeflerine, Planlama ve Bakım-Onarım Görevi Ek Ders Ücreti Nasıl Dağıtılır?
Kamu Görevlilerinin Sosyal Medya Kullanımında Gözetmesi Gereken Etik İlkeler Nelerdir?
Biliyor musunuz; yüzbinlerce öğretmenimizin feda edebilecekleri bir kariyeri yok!
Kadın için Teknoloji Projesi Teknoloji Okuryazarlığı Eğitimi 
Shakespeare’in eserleri podcast serisi
Google Araçları Eğitimi