23 Nisan, Millete Saygı Millî İradeye Güvendir

stiklal Harbi’ni asla teslim olmayan bir iman ve azimle sürdürüp zaferle sonuçlandıran milletimizin 104 yıl önce, 23 Nisan günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışıyla millet hâkimiyetini kurumsal yapıya kavuşturması tarihî önemde bir hadisedir. Birinci Dünya Savaşı’nda emperyalist İngilizlerin öncülüğünde birleşen diğer sömürgeci devletlere karşı milletçe verdiğimiz savaş zaferle sonuçlanmış; Meclis’in açılması, milletimize siyasi kimlik kazandırarak varlığını tekrar canlandırmış, ilan edilen cumhuriyetin de en önemli stratejik aşaması olmuştur. 

23 Nisan, tarihin zorlu sınamalarından geçen millî iradenin, teslim olmayan destansı direniş kararlılığıyla yönetsel güce dönüşmesidir. Milletin duygu, düşünce, inanç ve tercihlerini merkeze alan bu güç, millî egemenliğin mahiyet ve kudretini temsil ve temerküz etmesi açısından önemlidir. 

İstiklal ve istikbal mücadelemizin, özgür irademizin, hür ve bağımsız yaşama azmimizin sembol değeri ve kurumsal ifadesi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi, bir Cuma günü, halkın yoğun iştirakiyle, dualar eşliğinde, milletle bütünleşerek açılmıştır. O gün Ankara’da ve Türkiye’nin her yerinde muazzam bir coşku yaşanmıştır. Kurtuluşta da kuruluşta da milleti harekete geçiren işte bu birlik ruhudur. Bu ruhla mücadele verilmiş, bu ruhla zafer elde edilmiştir. 23 Nisan’ın millî egemenlik günü olarak çocuklara armağan edilmesi, aslında bu ruhun gelip geçici, konjonktürel olmayıp, milletin asli karakterinde yer etmesi gerektiğine ilişkin bir vurgudur. 

Çocuk ölümlerinin arttığı, çocuk sömürüsünün yaygınlaştığı; sadece Gazze’de 10 binin üzerinde çocuğun siyonist İsrail tarafından katledildiği, terör, savaş ve iltica gibi nedenlerle yüz binlerce çocuğun geleceğinin ve hayatının yok olduğu, milyonlarcasının yetim, öksüz, kimsesiz kaldığı günümüzde, çözüm üretmek ve daha huzurlu yarınlar inşa etmek amacıyla çocukların meselesini gündemde tutmak, bu yönde bir bilinç ve farkındalık oluşturmak için de 23 Nisan önemli bir gündür. 

Eğitim-Bir-Sen olarak, millî egemenliğimizin, ülkemizi geleceğe taşıyacak olan çocuklarımızın insanlık ve medeniyet değerlerimize, çağın gereklerine göre gerekli bilgi, beceri ve donanıma sahip olarak yetiştirilmeleriyle kalıcı ve anlamlı olacağına inanıyoruz. Ülkemizin ve milletimizin geleceği, bugünkü çocukların azimli çalışmaları sonucu parlak ve muhteşem olacaktır. 

Bu düşüncelerle, TBMM’nin açılışının 104. yılında, bizlere üzerinde özgürce yaşadığımız bir vatan armağan eden şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor; bugün ve yarınlarda daha yaşanabilir bir dünya özlemi ve çabasıyla bütün çocukların Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyoruz. 

stiklal Harbi’ni asla teslim olmayan bir iman ve azimle sürdürüp zaferle sonuçlandıran milletimizin 104 yıl önce, 23 Nisan günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışıyla millet hâkimiyetini kurumsal yapıya kavuşturması tarihî önemde bir hadisedir. Birinci Dünya Savaşı’nda emperyalist İngilizlerin öncülüğünde birleşen diğer sömürgeci devletlere karşı milletçe verdiğimiz savaş zaferle sonuçlanmış; Meclis’in açılması, milletimize siyasi kimlik kazandırarak varlığını tekrar canlandırmış, ilan edilen cumhuriyetin de en önemli stratejik aşaması olmuştur. 

23 Nisan, tarihin zorlu sınamalarından geçen millî iradenin, teslim olmayan destansı direniş kararlılığıyla yönetsel güce dönüşmesidir. Milletin duygu, düşünce, inanç ve tercihlerini merkeze alan bu güç, millî egemenliğin mahiyet ve kudretini temsil ve temerküz etmesi açısından önemlidir. 

İstiklal ve istikbal mücadelemizin, özgür irademizin, hür ve bağımsız yaşama azmimizin sembol değeri ve kurumsal ifadesi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi, bir Cuma günü, halkın yoğun iştirakiyle, dualar eşliğinde, milletle bütünleşerek açılmıştır. O gün Ankara’da ve Türkiye’nin her yerinde muazzam bir coşku yaşanmıştır. Kurtuluşta da kuruluşta da milleti harekete geçiren işte bu birlik ruhudur. Bu ruhla mücadele verilmiş, bu ruhla zafer elde edilmiştir. 23 Nisan’ın millî egemenlik günü olarak çocuklara armağan edilmesi, aslında bu ruhun gelip geçici, konjonktürel olmayıp, milletin asli karakterinde yer etmesi gerektiğine ilişkin bir vurgudur. 

Çocuk ölümlerinin arttığı, çocuk sömürüsünün yaygınlaştığı; sadece Gazze’de 10 binin üzerinde çocuğun siyonist İsrail tarafından katledildiği, terör, savaş ve iltica gibi nedenlerle yüz binlerce çocuğun geleceğinin ve hayatının yok olduğu, milyonlarcasının yetim, öksüz, kimsesiz kaldığı günümüzde, çözüm üretmek ve daha huzurlu yarınlar inşa etmek amacıyla çocukların meselesini gündemde tutmak, bu yönde bir bilinç ve farkındalık oluşturmak için de 23 Nisan önemli bir gündür. 

Eğitim-Bir-Sen olarak, millî egemenliğimizin, ülkemizi geleceğe taşıyacak olan çocuklarımızın insanlık ve medeniyet değerlerimize, çağın gereklerine göre gerekli bilgi, beceri ve donanıma sahip olarak yetiştirilmeleriyle kalıcı ve anlamlı olacağına inanıyoruz. Ülkemizin ve milletimizin geleceği, bugünkü çocukların azimli çalışmaları sonucu parlak ve muhteşem olacaktır. 

Bu düşüncelerle, TBMM’nin açılışının 104. yılında, bizlere üzerinde özgürce yaşadığımız bir vatan armağan eden şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor; bugün ve yarınlarda daha yaşanabilir bir dünya özlemi ve çabasıyla bütün çocukların Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyoruz.