12 Ağustos 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan tebliğ ile Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya illeri ile Gaziantep’in İslâhiye ve Nurdağı ilçelerinde özel okullarda öğrenim gören öğrencilere, 2025-2026 eğitim-öğretim yılı boyunca kamu bütçesinden milyonlarca liralık “eğitim ve öğretim desteği” sağlanacağı açıklanmıştır.
Tebliğ ile önceki yıllarda eğitim ve öğretim desteği kapsamına alınıp öğretim kademesini tamamlamayan özel okullarda okuyan deprem bölgesi öğrencileri için ilkokul öğrencilerine (3.-4. sınıf) 33.264 TL, ortaokul öğrencilerine (7.-8. sınıf) 38.880 TL, lise öğrencilerine (11.-12. sınıf) 38.880 TL yıllık özel okul ücreti desteği verilecektir.
Özel mesleki ve teknik Anadolu liselerine verilecek destekler ise okulun organize sanayi bölgesi (OSB) içinde veya dışında bulunmasına göre farklılaşmaktadır. OSB içinde açılan özel mesleki ve teknik liselerde alanlara göre değişen destek tutarları 46.332 TL ile 77.626 TL arasında belirlenmiştir. OSB dışında açılan özel mesleki ve teknik liselerde alanlara göre değişen destek tutarları 36.482 TL ile 48.894 TL arasında belirlenmiştir.
Sadece özel okullara yönelik olarak yapılan bu düzenleme, deprem bölgesindeki ağır yıkımın yarattığı eğitim krizini çözmek bir yana, kamusal eğitimi zayıflatmak ve özel okulları güçlendirmek anlamına gelmektedir.
Deprem bölgesinde yüzlerce okul hâlâ onarılmamış, binlerce öğrenci konteyner sınıflarda, ikili-üçlü eğitim sisteminde, kalabalık dersliklerde öğrenim görmektedir. On binlerce öğrenci barınma, beslenme, ulaşım sorunları yaşarken, özel okullara teşvik verilmesi açık bir tercihin, yani piyasacı eğitim politikalarının göstergesidir. Bu teşvikler, yalnızca özel okula gidebilen sınırlı sayıdaki öğrenciye yarar sağlarken, büyük çoğunluğu devlet okullarında olan yoksul depremzede öğrenciler görmezden gelinmektedir.
Özel okullara teşvik uygulaması yıllardır sürdürülmektedir ve kamu kaynaklarından milyarlarca lira bu kurumlara aktarılmaktadır. Bu durum Anayasa’nın eşitlik ve eğitim hakkı ilkelerine aykırıdır. Kamu kaynakları, öğretmen açığının kapatılması, derslik ve okul inşası, ücretsiz yemek, ulaşım ve barınma hizmetleri gibi acil ihtiyaçlara yönlendirilmelidir.
Deprem bölgesindeki eğitim sorunu, sınırlı sayıda öğrencinin gittiği özel okulları teşvik ederek değil, çağ nüfusunun büyük bölümünün eğitim gördüğü devlet okullarına yatırım yapmak ve her okulun ihtiyacına göre ödenek ayırmaktır. Tüm öğrenciler için eşit ve nitelikli eğitim sağlamak devletin asli görevidir.
Eğitim Sen olarak, özel okullara teşvik kararını ayrımcı ve eşitsizlikleri derinleştiren bir uygulama olarak görüyor, kamu kaynaklarının özel sermayeye değil, halkın çocuklarının geleceğine harcanması için mücadelemizi sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.
Eğitim-Sen





