Hak, emek ve insan onurunu esas alan bir anlayışla; engelli bireylerimizin hayatın her alanında eşit, erişilebilir ve güvenli koşullarda var olabilmesi ortak sorumluluğumuzdur. Ülke olarak engelleri ortadan kaldıran, erişilebilirliği artıran, istihdamı güçlendiren, sosyal hayatı destekleyen adımları daha da büyütülmeliyiz. 3 Aralık, farkındalığı artırmak ve engelli bireylerin karşılaştığı sorunlara yönelik çözüm iradesini güçlendirmek için önemli bir hatırlatmadır. #3AralıkDünyaEngellilerGünü
3 Aralık Dünya Engelliler Günü münasebetiyle engelli bireylerimizin hak ve onur mücadelesine dikkat çekiyor; bu anlamlı günün, toplumsal farkındalığın artırılmasına ve zihinlerdeki engellerin aşılmasına vesile olmasını diliyorum.#3AralıkDünyaEngellilerGünü #EngelYok… pic.twitter.com/cVwYXfO3gC
— Ali YALÇIN (@_aliyalcin_) December 2, 2025
Engelsiz bir hayat; sadece erişilebilir mekânlarla değil, kapsayıcı bir bilinçle mümkün Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın teşrifleri ile Memur-Sen Engelliler Komisyonumuzun organize ettiği “Eşit ve Tam Katılım İçin Güçlü Aile” programımızı gerçekleştirdik. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, hepimize çok temel bir hakikati yeniden hatırlatıyor: Eşit katılım bir tercih değil, toplumsal bir zorunluluktur. Bugün sahada gördüklerimiz, dinlediklerimiz, çalıştaylarda paylaşılan deneyimler bize şunu gösteriyor: Engelli bireylerin yaşadığı her zorluk, aslında çözümü ertelenmiş bir toplumsal ihmaldir. Bir duyma engelli annenin, “Bebeğim ağlarsa fark edemem” kaygısıyla sabaha kadar nöbet tutması; Bir öğrencinin sınıfta işaret dili desteği olmadığı için geri düşmesi; Bir çalışanın, fiziksel ya da dijital erişim engelleri sebebiyle potansiyelini tam ortaya koyamaması… Bunlar, bireylerin değil, sistemin engelleridir. Ve biz bu engelleri kaldırmakla yükümlüyüz. Memur-Sen olarak uzun süredir şunu savunuyoruz: • Erişilebilir kamu hizmetleri güçlendirilmeli, • İstihdam süreçleri kapsayıcı standartlara kavuşturulmalı, • Çalışma hayatındaki görünmez bariyerler kaldırılmalı, • Engelli bireylerin ailelerine yönelik destek mekanizmaları genişletilmeli, • Eğitimden ulaşıma, dijital alandan sosyal hayata kadar her alanda gerçek ve kalıcı çözümler üretilmelidir. Çünkü engelli bireyler, toplumun “özel ihtiyacı olan üyeleri” değil; hakları, emeği, katkısı ve onuru olan eşit yurttaşlarımızdır. Engelin değil, imkânın konuşulduğu bir Türkiye’yi hep birlikte kurabiliriz. Yeter ki farkındalığı bir güne, duyarlılığı bir an’a sıkıştırmayalım. Engelleri birlikte kaldıralım, eşit katılımı birlikte güçlendirelim.
Engellilik alanında hak temelli bir dönüşüm artık ertelenemez
İşitme engelli anne ve babanın; “bebeğimiz ağlarsa duyamayız”korkusuyla sabaha kadar başında dönüşümlü nöbet tuttuğunu bilmeliyiz.
Görme engelli anne ve babanın; “çocuğum ödevini doğru mu yaptı”kaygısını anlamalıyız.
Ortopedik engelli anne ve babanın; evladının peşinden parkta koşamayışını ya da elinden tutup yürüyemediğini yüreğimizde hissetmeliyiz. Engelli bireyler ve ailelerinin; günlük ihtiyaçları, normal bireyler gibi kısa sürede ve kolayca karşılayamadığının farkında olmamız, farkındalık yaratarak engellilerin hayatını kolaylaştırmamız ve çevresel engelleri ortadan kaldırmamız gerekiyor. Memur-Sen genel merkezimizde Engelliler Komisyonumuz tarafından gerçekleştirilen ve bu alanda öncü girişimlerden birisi olan; Eşit ve Tam Katılım İçin Güçlü Aile: 2025 Aile Yılı Çalıştayında tüm engel gruplarıyla bir araya geldik. 8 ayrı masada işitme, görme, konuşma bozukluğu, fiziksel, zihinsel, duygusal, otizm, çoklu engel durumu gibi engelli bireyler, aileleri akademisyenler ve uzmanlarla birlikte sorun ve çözüm önerileri tespiti yaptılar. Kollektif çalışmanın ardından ortaya çıkan sonuç bildirgesini, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Sayın Mahinur Özdemir Göktaş’ın kıymetli katılımları ile kamuoyuna sunduk. Önemle vurgulamak isterim ki “Eşit ve Tam Katılım İçin Güçlü Aile Çalıştayı Raporu”, yalnızca sorunları tespit eden bir belge değil; kapsayıcı, uygulanabilir ve bütüncül politika önerileriyle güçlü bir yol haritasıdır. Raporumuz; sağlık, eğitim, istihdam, sosyal hizmet, erişilebilirlik, afet yönetimi ve aile politikalarını yaşam döngüsü yaklaşımıyla bir araya getiriyor. Kurumlar arası koordinasyonu, standart denetimini ve katılımcı karar mekanizmalarını zorunlu kılan bir çerçeve sunuyor. Bu kapsamda: Sağlık ve rehabilitasyonda finansman modellerinin güncellenmesi, evde bakım kapasitesinin artırılması, nadir hastalık merkezlerinin kurulması ve psikososyal desteğin sisteme entegre edilmesini öneriyoruz.
Eğitimde kapsayıcı müfredat, bölgesel özel eğitim planlaması, erişilebilir sınav sistemi, öğretmen yeterliklerinin geliştirilmesi ve okul iklimi programlarının zorunlu hale gelmesi kritik başlıklar arasında.
İstihdamda makul düzenleme yükümlülüğünün bağlayıcı olması, kamu personel rejimindeki mağduriyetlerin giderilmesi, ayrımcılık ve mobbingle etkin mücadele ve erişilebilir çalışma ortamı temel gerekliliklerdir.
Erişilebilirlikte denetim–bakım–sürdürülebilirlik esaslı bağlayıcı standartlar; ulaşım, konut, kültür-sanat ve dijital içeriklerde eşit erişim için şarttır.
Sosyal güvenlik ve sosyal hizmetlerde muhtaçlık merkezli sistemin hak temelli modele dönüşmesi, kişiye bağlı destek anlayışı, vaka yönetimi ve bürokrasinin sadeleşmesi hayati bir ihtiyaçtır.
Ayrımcılıkla mücadelede yaptırımların güçlendirilmesi, şeffaf işe alım ve görevde yükselme ölçütleri, zorunlu farkındalık eğitimleri ve sürekli izlenen toplumsal bilinç kampanyaları vazgeçilmezdir.
Afet yönetiminde engelli veri tabanı entegrasyonu, çoklu uyarı sistemleri, erişilebilir barınma standartları ve afet sonrası hızlı cihaz ikame mekanizmaları zorunlu hale gelmelidir.
Aile ve ebeveynlik politikalarında ayrımcı yorumların önlenmesi, ekonomik risklerin giderilmesi, konut–ulaşım–kreş erişiminde bütüncül yaklaşım ve ebeveynlere destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu rapor, yalnız bireyin değil ailenin de güçlendirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Ailenin yükünü azaltan, bakım verenleri destekleyen, bireyin özerkliğini koruyan bir sosyal politika ancak böyle kurulabilir. Memur-Sen olarak; toplu sözleşmeden KPDK süreçlerine, sahadaki çalışmalarımızdan ulusal politikalara kadar bu önerileri hayata geçirmek için tüm gücümüzle mücadele edeceğiz. Biz inanıyoruz; Engelleri birlikte aşacağız.
Eşit ve Tam Katılım İçin Güçlü Aile: 2025 Aile Yılı Çalıştayı Sonuç Bildirimi Programı https://t.co/iL71q6s5OM
— Memur-Sen (@MemurSenKonf) December 2, 2025
Memur-Sen Engelliler Komisyonumuz tarafından gerçekleştirilen; Eşit ve Tam Katılım İçin Güçlü Aile: 2025 Aile Yılı Çalıştayında tüm engel grupları ve aileleri, akademisyenler ve uzmanlarla bir araya gelerek sorun ve çözüm önerileri tespiti yaptılar.
— Memur-Sen (@MemurSenKonf) December 2, 2025
Eşit ve Tam Katılım İçin… pic.twitter.com/XxW8Iurr2z
Programa; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın yanı sıra; Memur-Sen Yönetim Kurulu Üyeleri, bağlı sendikaların genel başkanları ve yönetimleri, komisyon başkanları, milletvekilleri, akademisyenler, STK temsilcileri ile birçok engelli vatandaş katıldı.
Programda konuşan Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, Memur-Sen’in her zaman toplumsal dayanışmayı büyüten, emeğin hakkını savunan ve sosyal politikalara yön veren önemli paydaşlarımızdan biri olduğunun altını çizdi.
Çalıştayın sonuçlarının ülkemiz ve ailelerimiz için hayırlı olmasını dileyen Bakan Göktaş, “Yarın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. Bu özel günün, engelli hakları konusunda farkındalığın güçlenmesine ve kapsayıcı politikalarımızın daha geniş kesimlere ulaşmasına vesile olmasını diliyorum. Aile; sevginin, dayanışmanın, merhametin ve güven duygusunun kök saldığı ilk yerdir. Bireyin hayata tutunduğu, değer bulduğu, kimlik kazandığı en güçlü bağdır. Bu nedenle aileyi güçlendirmek sosyal bir tercih olmanın ötesinde geleceğimizi koruyan stratejik bir adımdır. Çünkü, engelli bir bireyin hayatına değer katan en önemli güç, ailesidir. Ailenin sevgisi, sabrı ve desteği; engelli evlatlarımızın ve kardeşlerimizin hayatında çoğu zaman en önemli dönüştürücü güçtür. Devlet olarak bizler, tam da bu nedenle, sosyal politika yaklaşımımızın merkezine aileyi yerleştiriyoruz” şeklinde konuştu.
Mahinur Özdemir Göktaş: Erişilebilirlik zorunlu bir hale geldi
Engelli vatandaşların hayatını kolaylaştırmak adına ikinci eylem planını çok yakında açıklayacaklarını belirten Mahinur Özdemir Göktaş, öte yandan engelli istihdamında, fırsat eşitliğini güçlendiren, daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir sistem ortaya koyduklarının altını çizerek şunları söyledi: “Bugün hak temelli yaklaşım, kurumsal bir kültür haline dönüştü. Yatılı ve gündüzlü bakım ile rehabilitasyon merkezlerimizde engelli bireylerin sadece temel ihtiyaçlarını karşılamıyor. Aynı zamanda eğitim, mesleki gelişim ve sosyal hayata katılım imkânlarını da her geçen gün genişletiyoruz. Evde bakım desteklerimizle, engelli bireylerimizin kendi sosyal çevresinde, ailesiyle birlikte daha güvenli ve huzurlu bir yaşam sürmesini sağlıyoruz. Erişilebilirlik artık kurumlarımız için zorunlu bir standart hâline geldi. Bu yıl yayımlanan iki önemli Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile erişilebilirliği ülke gündeminin merkezine taşıdık. Bunlardan ilki,16 Mayıs’ın Ulusal Erişilebilirlik Günü ilan edilmesidir. İkinci Genelge ise Web Siteleri ve Mobil Uygulamaların Erişilebilirliğine ilişkindir. Bu düzenleme ile de kamu kurumlarının sunduğu tüm dijital hizmetlerde erişilebilirlik artık zorunlu hale geldi”
“Hizmetler tek bir noktadan sunuluyor”
Başka bir kritik adımın da gelişimsel riski veya engeli olan 0-8 yaş arası çocuklar için başlatılan “Aile Temelli Ulusal Erken Müdahale Sistemi” olduğunu ifade eden Bakan Göktaş, bu sistemle, desteklenmeye ihtiyaç duyan her çocuğa erken dönemde ulaşarak bakım, sağlık, koruma ve eğitim hizmetlerini tek bir noktadan sunduklarını belirtti.
Sözlerinin sonunda engelli bireylerin üretken ve etkin birer özne olarak hayatın her alanına etkin katılımı yönünde adımlar atmanın herkesin ortak sorumluluğu olduğunu dile getiren Mahinur Özdemir Göktaş, “Hiç kimsenin geride kalmadığı, engellerin birlikte aşıldığı bir Türkiye için durmadan, yorulmadan çalışacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Emeği geçen herkese tekrar teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
“Engellilik konusuna lütuf değil adalet perspektifiyle bakıyoruz”
Programda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle toplumsal farkındalığın güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Engelin sadece bir kelime olduğunu; asıl olanın mücadele ve kararlılık olduğunu bu salonu dolduran herkes açıkça göstermektedir” dedi.
Konuşmasında engellilik ve aile kavramlarının birlikte ele alınmasının önemine dikkat çeken Yalçın, çalışmalarından dolayı Engelliler Komisyonu’na teşekkür ederek şunları kaydetti: “Biz merhamet, adalet ve fıtrat medeniyetinin mensuplarıyız. Bizim değerlerimizde bahşetmek yoktur, müstekbir bir tutuma yer yoktur. Kalkınacaksak kimseyi geride bırakarak değil, herkesin eşit fırsatlara erişmesi için diğerkâm bir anlayışla hareket ederek kalkınacağız.”
Ailenin hem yükü taşıyan hem de çözüm üreten temel unsur olduğuna vurgu yapan Yalçın, engelli bireylerin ve ailelerinin günlük hayatta karşılaştığı zorluklara örneklerle değinerek, “Engelli bireylerin ve ailelerinin standart bir bireyin kısa sürede çözebileceği ihtiyaçları dahi büyük çaba ve zamanla karşılamak zorunda kaldığını bilmek zorundayız. Bu yüzden önce aileyi güçlendirmeli, ekonomik yükünü hafifletmeli, bakım ve destek mekanizmalarını iyileştirmeliyiz” diye konuştu.
“Birçok sorun Memur-Sen’in girişimleriyle çözüme kavuştu”
Memur-Sen’in engelliler alanında uzun süredir aktif çalışmalar yürüttüğünü belirten Yalçın, geçmiş dönemlerde elde edilen bazı kazanımları hatırlatarak, “Engellilerin bağımsız merkezi sınavla kamuya atanması, engelli yakını olan personele tayin kolaylığı ve nöbet-mesai muafiyetleri, engelli personele kamu konutunda öncelik verilmesi, çalışma saatlerinin engellilik durumuna göre esnek düzenlenmesi, engelli çocuklar için aile yardımı ödeneğinin artırılması. Bu kazanımlar hem sahadan topladığımız verilerin hem de yürüttüğümüz istişarelerin kurumlarla paylaşılmasıyla sağlandı” diyen Yalçın, hâlen çözüm bekleyen sorunlar olduğunu belirterek mücadelelerinin sürdüğünü ifade etti.
“Engelliler ve Aile Yılı’na özel düzenlemeler istedik”
Yalçın, 8. Dönem Toplu Sözleşme masasına engellilere ve 2025 Aile Yılı'na yönelik özel teklifler sunduklarını belirterek başlıkları paylaştı:
Yıllık izinler ile süt ve doğum izinlerinin artırımlı uygulanması,
Engelli çocuğu olan memura mazeret izni verilmesi,
Engelli çocuk aile yardımının artırılması,
Engellilerin yıpranma payıyla 120 gün fiili hizmetten yararlandırılması,
Ek mali destek sağlanması ve emekli aylığı hesaplamasında özel yöntem belirlenmesi,
Medikal desteklerin maliyet hesaplamalarına takılmaması,
Engelli istihdamının artırılması,
Kreş yardımı, evlenme yardımı, bakım destekleri ve aile dostu vergi politikaları.
“Bu tekliflerle hem engelli kardeşlerimizin hem de ailelerin omuzundaki yükü azaltmak istedik. 2025’in Aile Yılı olarak anlamlı hale gelmesi için ciddi adımlar önerdik” dedi.
“Artık düşünme değil, harekete geçme zamanıdır”
Genel Başkan Yalçın konuşmasının sonunda Engelliler Komisyonu’nun çalışmalarından övgüyle bahsederek Komisyon Başkanı Ahmet Dönmez’e teşekkür etti.
Memur-Sen Genel Merkez binasının erişilebilir hale getirilmesi, personelin engellilerle doğru iletişim konusunda eğitilmesi ve engellilik alanında yapılan araştırmaların tümüne katkılarından dolayı Komisyona teşekkür eden Yalçın şöyle konuştu: “Ülkemiz birçok fiziki engeli aşmıştır. Şimdi kalplere dokunma, engelli kardeşlerimizin farklılıklarını farkındalığa dönüştürme vaktidir. Artık düşünme değil, harekete geçme zamanıdır.”
“Çalıştayımız 3 Aralık Dünya Engelliler Günü ile daha anlamlı hale geldi”
Memur-Sen Engelliler Komisyonu Başkanı Ahmet Dönmez ise engellilerin doğumundan ölümüne kadar geçirdiği süreçte gerek eğitim gerek iş hayatı gerekse toplumsal sorunlarının ele alındığı bu önemli çalıştayın 3 Aralık Dünya Engelliler Günü ile daha da anlamlı geldiğini belirtti.
Engellilerin taleplerinin göz ardı edilmemesi ve seslerinin daha güçlü şekilde duyulması adına gerçekleştirilen çalıştay sunumunun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın katılımı ile tamamlanmasının kendilerini umutlandırdığını ifade eden Ahmet Dönmez, sorunların çözümü ve beklentilerin karşılanması için bugünün bir başlangıç olmasını temenni ettiğini belirterek sözlerini tamamladı.
Çalıştayın Sonuçları: Sekiz Başlıkta Yol Haritası
Çalıştay kapsamında; görme, işitme, ortopedik, zihinsel engellilik, ruh sağlığı, otizm, çoklu engellilik ile aile kurma–ebeveynlik hakları 8 ayrı başlıkta ele alındı.
Yetkin akademisyenlerin, uzmanların ve engelli ailelerinin katkılarıyla erken tanı, sağlık hizmetlerine erişim, eğitime katılım, rehabilitasyon, sosyal hizmetler ve sosyal güvenlik gibi alanlarda somut verilere ulaşıldı.
Çalıştay raporunda öne çıkan politika önerilerinden bazıları şu şekilde sıralandı:
Hak temelli yaklaşımın esas alınması,
Muhtaçlık merkezli uygulamaların kademeli olarak dönüştürülmesi,
Sağlık–eğitim–istihdam–sosyal hizmet–afet yönetimi politikalarının yaşam döngüsü yaklaşımıyla bütüncül ele alınması,
Erişilebilirliğin tüm hakların ön koşulu olarak kabul edilip standart ve denetim mekanizmalarıyla güvenceye alınması,
Politika tasarımı ve izlemede engelli birey ve ailelerinin aktif katılımının sağlanması.
Bu başlıkların sosyal devlet ilkesinin gereği olduğunu söyleyen Yalçın, bir kısmının toplu sözleşme masasında bir kısmının ise Bakanlık ve TBMM eliyle çözülebileceğinin altını çizdi.
Program; Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Doç. Dr. Mahmut Çitil’in Çalıştay raporunu sunması ile tamamladı.







