AYM’nin %2 Kararı Siyasi Sendikal Statüko Efendilerinin İç Yüzünü De Deşifre Etti

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
AYM’nin %2 Kararı Siyasi Sendikal Statüko Efendilerinin İç Yüzünü De Deşifre Etti
Abone ol
AYM’nin %2 Kararı Siyasi Sendikal Statüko Efendilerinin İç Yüzünü De Deşifre Etti

 

Anadolu Eğitim Sendikası Genel Sekreteri Nihat Örs, AYM’ nin %2 barajını kaldırmasının toplu sözleşme ikramiyesinden medet umanları rahatsız ettiğini söyledi. Örs açıklamasında şu görüşlere yer verdi;

AYM’ nin %2 sendika barajını iptal etmesi siyasetin ellerinde büyüyen, siyasetin izin verdiği ölçüde ezberlenmiş davranışlar gösteren, güce karşı söylem fukarası olan sendikaları harekete geçirdi, onları rahatsız etti. Buna şaşırdık mı? Tabii ki hayır. O zaman AYM’ nin bu kararı ile ortaya çıkan toplu sözleşme yağı ile çarkını çevirmeye çalışan bu sendikal statüko efendilerinin söylemedikleri daha doğrusu söyleyemedikleri gerçeklere bir bakalım.

 

%2 barajının AYM’den döneceği bilinmiyor muydu?

 

Elbette biliniyordu. Çünkü daha önce getirilen %1 barajını Danıştay 12. Dairesi Anayasaya aykırı bularak iptal etmişti.%2 ve %1 arasında Anayasaya aykırılık bakımından hiçbir fark olmadığını az çok adaletin terazisine güvenenler bilir.

 

Peki, neden %2 barajı getirildi?

 

Çünkü %2 barajı sayesinde siyasetin çizdiği dairenin ötesinde söz söyleyemedikleri, masada kamu çalışanını kendi çıkarları için siyasete peşkeş çektiklerinden kendilerinden istifa edecek üyelerin istifasını engellemeyi amaçlamışlardı. Mahkeme sürecinin uzun süreceği de hesaba katılırsa istifaların önüne geçileceği gibi yeni üye de kazanacaklardı. Bir nevi yıldırma politikası uygulamaya kalktılar.

 

%2 kararı mağduriyet doğurdu mu?

 

Sendikal kazanımı işverenin sendika üyesine verdiği parada görenler bunu bir mağduriyet olarak anlatıyorlar ve ne kadar zayıf olduklarını kendileri dillendiriyorlar. Masa başında alamadıkları yüzdelik artışları toplu sözleşme ikramiyesi ile örtbas etmek istiyorlar. Dolayısıyla  AYM’nin %2 kararı ile bütün sendika üyelerinin toplu sözleşme ikramiyesinden değil toplu sözleşme desteğinden yararlanması gerektiğini karara bağlaması tam tersine bir kazançtır. Üyeler sendikalarını daha derinden sorgulayacaktır. İkramiye hatırına sendikada kalmayacaktır. Yani mağduriyet oluşturma yerine sendikal hak arama mücadelesinde bir kazanımdır.

 

AYM gerekçeli kararında ne diyor?           

 

AYM aynen şu ifadeleri kullanıyor:

 

“Toplu sözleşme ikramiyesinin sadece bu sendikalara üye olanlara ödeneceğinin öngörülmüş olmasının bu sendikalara üye olmaya zorlayıcı nitelik taşıdığı dolayısıyla yeni sendikaların kurulabilmesini ve çalışanların dilediği sendikayı seçebilmesini fiilen engelleyici nitelik taşıdığı açıktır. Dolayısıyla kuralın anayasal yönden nesnel ve makul bir temele dayandığı söylenemez. Bu itibarla kuralın sendika hakkı bağlamında eşitlik ilkesiyle bağdaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır.”

 

AYM, Anayasanın 51. maddesine de atıf yaparak sendika üyesi olmayan çalışanları sendikaya üye olmaya doğrudan veya dolaylı olarak zorlayan düzenlemeler yapılmasını da yasakladığını belirtmiştir. Gerekçeli kararın daha da çarpıcı ifadesi ise devlet yardımının sendika aidatı tutarını bariz bir biçimde aşması hâlinde bunun çalışanları sendikalara üye olmaya dolaylı olarak zorlayıcı bir boyuta ulaştığını söylemesidir. Yani AYM sırf devlet yardımından yani toplu sözleşme ikramiyesinden yararlanmak için sendikaya üye olmaya zorlanabilinmesini Anayasaya aykırı bulmuştur. Bizler öteden beri bu kararın da ötesinde sendika aidatını devletin değil üyenin ödemesi gerektiğini söyleriz. Ama sendikal statüko efendileri bunu ağızlarına alamazlar. Tam tersine devletin verdiği ikramiyeyi kazanım gibi gösterirler.

 

AYM sadece %2 barajını iptal etseydi ne denirdi?

 

Sendikal statüko efendileri AYM’ye açılan davanın sadece %2 barajının kaldırılmasına olmadığını, toplu sözleşme ikramiyesi hükmünün dayanağı olan yasa maddesini tümden kaldırılmasına dava açıldığını söylüyor. Yani sanki bu barajı getirenlerin, barajın çıkmasını isteyenlerin de bu baraj içine sinmemiş! Sadece baraj kalksaymış onlar da memnun olacaklarmış!  AYM’nin kararını alkışlayacaklarmış gibi ifadeler şark kurnazlığının örneklerinden olsa gerek.

 

Muhalefetin kapısına siyah çelenk bırakanlar iktidarın kapısına da siyah çelenk bırakabilir mi?

 

Sendikal tarihte eşine az rastlanır bir eylemi gerçekleştirmek bu statüko efendilerine nasip oldu. Anayasaya aykırı olduğu için  %2 barajını dava eden ve %2 barajının iptal edilmesine vesile olan  muhalefetin kapısına siyah çelenk bırakmayı büyük bir tepki olarak sundular. Peki neden?  Seçim öncesinde iktidara yandaşlık yapmak için büyük bir fırsat doğmuştu. Muhalefet kamu çalışanının elindeki parayı almış, onları mağdur etmişti. Bu zamana kadar kamu çalışanının maddi kayıplarında,eğitimcilerin maruz kaldığı kariyer sınavlarında,adaletsiz atamalarda,mülakatlarda iktidara karşı gıkı çıkmayanların, dut yemiş bülbülü oynayanların birden siyah çelenk bırakma  dürtüleri harekete geçti.  Hamasetle boş tarlaya nutuklar atanlar iktidarın bakışları karşısında diz çöküyorlar. Bu güdümlü zihniyet bırakın siyah çelenk bırakmayı,siyah elbise bile giyemez.

 

Siyasi partilerin seçim barajını aşanlarının hazine yardımı alması ile memur sendikalarına uygulanan %2 barajı aynı şey mi?

 

Sendikal statüko efendileri %2 barajının haklılığını anlatmak için siyasi partilerden örnek veriyorlar. Bu örneklem doğru değildir. Çünkü ayrı kulvarlardaki mücadele alanlarıdır söz konusu olan. Siyasi partiler seçim barajını geçince şahıslara hazine yardımı ödenmez. Partiler kendi giderleri için kullanır parayı.  Bu anlayışla partiye üye olanlara hazine yardımından pay verilmesi gerekir. Sapla samanı karıştırmamak gerek. Hazine yardımı alıyor diye bir partiye üye olunmaz ama sendika ikramiyesi üyeye veriliyor diye sendikaya üye olunur ve Anayasaya aykırı olarak haksız rekabet ortamı yaratılmış olur. Kaldı ki Batı demokrasilerinde siyasi partilerin aldığı hazine yardımı da rekabeti önlemesi, partilerin devlete bağımlı kalması, üye ile arsındaki bağı zayıflatması açısından tartışılmaktadır.

 

İşçi sendikalarındaki dayanışma aidatını isteyenler, neden aynı hararette işçilerdeki bütün uygulamaları istemiyor?

 

İşçilerin toplu sözleşmesine taraf işçi sendikasına üye olmayan ancak toplu iş sözleşmesinden yararlanmak isteyen işçilerin taraf sendikaya ödedikleri para olan dayanışma aidatı Avrupa kıtasında Türkiye ve İsviçre’de; Amerika kıtasında ABD ve Kanada’da uygulanmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)  dayanışma aidatına karşı çıkmaktadır. Ayrıca 4688 sayılı Yasa dayanışma aidatına uygun değil. Yasa toplu sözleşme hükümlerinden herkesin eşit yararlanmasını öngörüyor. Peki bütün bunlara rağmen dayanışma aidatını getirmek isteyenler işçi sendikalarının sendikaya üyelik ve istifa işlemlerinin e devlet üzerinden olmasını, sendikacılık ruhuna uygun olarak aidatlarının işveren tarafından değil, üye tarafından ödenmesini neden dillendirmezler? Dillendiremezler çünkü iktidardan alamadıkları bir istek olduğunda ya da iktidarın olumsuz bir tavrında iktidarın kapısına siyah çelenk bırakamazlar. Bırakırlarsa kendi kapılarına kilit vurulacağını bilirler.

 

 Asalak kim? Parazit kim? Azınlık kim? Siz kimsiniz?

 

Şimdi siyasetin paçasından tutarak hayat bulanlar, onların kokuşmuş düzenine karşı durarak sendikal mücadele yapanları, %2 barajına karşı anayasadan gelen haklarını kullanarak karşı duranları asalak yaşayan, parazit gibi beslenenler olarak anlatma gafletinde bulunuyorlar. Kendilerini de emek veren, mücadele eden tarafta göstermiyorlar mı? İşte hokkabazlığın en güzel örneği dedirtiyorlar. Sarı sendikacılığın kitabını yazanlar, buçuklu artışa imza atanlar, kamuda adaleti bitirenler, memuru yoksulluk sınırı ile açlık sınırı arasında bırakanlar, eylem deyince bir saat derse girmemeyi anlayanlar hokkabazlıklarını gizlemeye çalışsalar da saplandıkları bataklıkta dibe gitmekten kurtulamayacaklar. AYM’ nin iptal kararını azınlığın çoğunluğa tahakkümü olarak gören %2 barajını hararetli savunan bir başka eli kolu bağlı sendika var ki ne demeli. Onların azınlık olarak gördüğü bu devletin vergisini veren, alın teri döken şerefli kamu çalışanı. Bu güdümlü zihniyetten, sesinin düğmesi siyasette olandan kamu çalışanları için ne beklenebilir? Ya bendensin ya da sana her şey müstehak.

 

           Bu hakaretleri yapan sizler kimsiniz? Siz sığındığınız şemsiyenin altından; korunaklı, şatafatlı bahçelerinizden bakan,parmak işareti ile yönlendirilebilen, kaybol denilince gölgesini bile saklayan, üyeyi saltanatınızı devam ettirme aracı olarak görenlersiniz. Siz, onurlu mücadele verenleri anlayamazsınız. Sizler gibi olmayanların sayısı arttıkça huzurunuz daha da kaçacak. Ve o günler uzak değil.  

 

Peki, eğitim çalışanları ne yapmalı?

 

Hz Ömer adaletinden bahsedip mülakatı kaldırmak için kılını kıpırdatmayanların yanında olmamalı. Kul hakkından bahsedip torpili kamuya yerleştirenlerin yanında olmamalı. Eğitime hazırlık ödeneğinin komik rakamlarda olmasına ses çıkaramayan, ödeneğin her eğitim çalışanın almasına nefesi yetmeyenlerin tutunacağı dal olmamalı. Kendi iradesini siyasetin gel gitli  yollarında heba edilmesine razı olmamalı. Ben ne yapabilirim, demeyip çocukları için verdiği hayat mücadelesini sendikal statüko efendilerinin heva ve heveslerine kurban etmemeli. Anadolu Eğitim Sendikasının bayraklaşan bağımsız sendikal mücadelesine omuz vermeli.

 

 

Nihat ÖRS

Anadolu Eğitim Sendikası

Genel Sekreteri

Kaynak:ogretmenler.net

Anahtar Kelimeler:
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Tenis Küçükler-Minikler Grup Yarışmaları HakkındaÖnceki Haber

Tenis Küçükler-Minikler Grup Yarışmaları...

Badminton Küçükler (Erkek-Kız) Grup Yarışmaları HakkındaSonraki Haber

Badminton Küçükler (Erkek-Kız) Grup Yarı...

Yorum Yazın

2024 YÖK Üstün Başarı Ödülleri için başvurular başladı
Okul Sporları Duyuruları
Yurt Dışında Görevlendirilecek Okutman ve Öğretmenlerin 2024 Yılında Yapılan Mesleki Yeterlilik Sınav Sonuç Bilgileri
Türk Eğitim-Sen Geçici Personel Olarak Çalışılan Sürelerin Kazanılmış Hak Aylığında Değerlendirilmesi İçin Dava Açtı
Deprem Nedeniyle Bölgeden Ayrılan Öğretmenlere Süre Şartı Aranmadan Geri Dönme Hakkı
Rehber Öğretmenlere Artırımlı Ek Ders Ücreti İle İlgili Verilen Olumlu Karar Kesinleşti
Türk Eğitim-Sen İdari Personelin Yer Değişikliği İçin Topladığı İmzaları YÖK’e İletti
“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” Yeni Müfredat Taslağı Hakkında Öğretmen ve Akademisyen Görüşleri Araştırması
"Teknoloji Bağımlılığı" İle "Siber Zorbalık" Konuları Yeni Müfredatta
Bakan Tekin, Ülke Tv'de Eğitim Gündemini Değerlendirdi
Yakın zamanda öğretmen atama rakamları açıklanacak
Öğretmenlere becayiş geliyor
“Sorumluluklarını yerine getirmeyen hak talep edemez.”
Kariyerime sebep olsa da popülizmden uzak duracağım ve mülakattan vazgeçmeyeceğim
MÜLAKAT KALKACAK! Bunun üzerine yorum yapmak, sayın Cumhurbaşkanının sözünü havada bırakmak demektir.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Müfredatta Ortak Akıl
2024-EKPSS: Temel Soru Kitapçıkları ve Cevap Anahtarları Yayımlandı
Türkiye'nin Kalkınma Hamleleri Yeni Müfredatta
Müfredat Analiz Formu
Türkçemizin hazinelerini keşfetmeye devam ediyoruz