Talip Geylan'dan Önemli Açıklamalar

Enflasyon farkının yıl sonu itibariyle yüzde 30-35 aralığında olması bekleniyor. Dolayısıyla kamu çalışanlarının gelir kaybını telafi etmeden ve ocak ayında refah payını oransal artışın üzerine eklemeden yapılacak bir artış düzenlemesi hiçbir derde deva olmayacak!

Artan milli gelirden, büyüyen ekonomiden memur ve emekliler de hak ettiğini almalıdır. O halde yapılması gereken refah payı uygulamasını kalıcı hale getirilmesidir.

Tüm kamu çalışanları yüzde 15’lik vergi dilimine sabitlenmelidir.

Kamuda emekliliği hak ettiği halde ekonomik nedenlerle emekliliğini erteleyen çok sayıda meslektaşımız var. Ek gösterge düzenlemesi ve tüm ek ödemelerin emeklilik kesintisine dahil edilmesi emekliler ve çalışanlar arasındaki makası daraltacak ve emekliliği teşvik edecektir.

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı, Türkiye Kamu-Sen ve Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikaların yeniden yetkili olacağı yeni bir dönemin Bismillah’ı olacaktır.

Adı Öğretmenlik Meslek Kanunu olan bir kanunun öğretmenlerin muhatap olduğu tüm mevzuatı ve süreçleri ihtiva etmesi gerekmektedir.

Teşvik uygulaması ile öğretmenlerin gönüllü çalışmasını sağlayarak hem mahrumiyet bölgelerindeki öğretmen açığını giderebilir hem de sözleşmeli öğretmenlerimizi ailelerine kavuşturabilirsiniz.

Ücretli öğretmenlik ülkemizde neredeyse asal istihdam haline geldi. Bunu asla kabul etmiyoruz!

Ücretli öğretmenler asgari ücretin altında ücret alıyor. Ülkemizi bu ayıptan kurtarmalıyız. Bunun için de ücretli öğretmen çalıştırmaya ihtiyaç kalmayacak şekilde atama yapılması gerekir.

Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışan arkadaşlarımızın, eğitim durumları ve yaptıkları fiili işe göre kadro intibaklarının yapılarak Genel İdari Hizmetler Sınıfına geçirilmesi Türkiye @Kamu_Sen ’in ısrarlı taleplerindendir. @tcbestepe @csgbakanligi

Milli Eğitim Bakanı Sayın @Yusuf__Tekin  68.000 norm açığımız olduğunu ifade etti. Dolayısıyla bu rakamın altında kalacak her atama sayısı yetersizdir. Bu itibarla, Hükümet, yeteri sayıda atama kadrosunu @tcmeb ’e tahsis etmelidir. Öte yandan asgari ücretin altında çalıştırılan ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK uygulamasına da son verilmelidir. Bu ülkenin yasalarına göre asgari ücretin altında bir gelirle çalışan istihdam etmek suçtur ve cezai müeyyidesi vardır. Fakülte mezunu bir öğretmeni asgari ücretten daha düşük bir ücretle çalıştırmak bizim ayıbımızdır. Bu ayıptan kurtulmanın yolu da ücretli öğretmen görevlendirmesine ihtiyaç kalmayacak sayıda atama yapmaktır.

Mülakatları yapay zeka uygulaması yapmayacak, insan yapacak. İnsanın etkili olduğu yerlerde illaki insani duygular devreye girecektir. Dolayısıyla mülakatların adil olacağı iddiası temelsiz kalıyor.

Teşvik uygulaması ile öğretmenlerin gönüllü çalışmasını sağlayarak hem mahrumiyet bölgelerindeki öğretmen açığını giderebilir hem de sözleşmeli öğretmenlerimizi ailelerine kavuşturabilirsiniz.