İSTANBUL’DAYIZ..!
BÜYÜKŞEHİR TAZMİNATI VE KİRA YARDIMI YAPILMAZSA; İSTANBUL BAŞTA OLMAK ÜZERE, BÜYÜKŞEHİRLERDE KAMU HİZMETİ SÜRDÜRÜLEMEZ.
Memurlarımız; konut projesinde öncelikli olarak yer almalıdır.
Genel Başkanımız Türkeş GÜNEY, MHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Barış Öztürk, Türkiye Kamu- Sen İstanbul İl Temsilci Serhat Çelik, SGK İstanbul İl Müdür Yardımcısı Ümit Uykun, Doğuş Üniversitesi Öğretim Üyesi Av.Dr.Emrah Aktürk, sendikamızın İstanbul Şube Başkanları, İstanbul 3 No’lu Şubemizin Olağan Genel Kuruluna katıldı.
İstanbul 3 No’lu Şubemizin Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Genel Başkanımız Türkeş Güney:
“Memurun da söz hakkı olsun, konuşma hakkı olsun, yani sendikası olsun diye yola çıkan şerefli Türkiye Kamu-Sen mensubu Türk memurları; sürgünlerle, cezalarla geçen bir mücadele ile Türk memuruna sendika hakkı almış, memurumuz da özlük haklarıyla olsun, diğer haklarıyla olsun söz hakkı, konuşma hakkı yani sendika hakkına kavuşmuş oldu.
Ancak Türkiye Kamu-Sen mensupları ve temsilcileri şu hususu asla aklından çıkarmayacak, hakkımızı kimseye yedirmeyecek. Nedir bu husus arkadaşlar? Türkiye Kamu-Sen mensupları, her türlü çileyi, cezayı, sürgünü göze alarak memura sendika hakkı verilsin diye alanlarda, işyerlerinde mücadele verirken bugün kendine sendika diyenlerin hiçbiri ortada yoktu.”
Türkiye Kamu-Sen yalnızca bir sendika değildir. Bizler, sıradan bir topluluk değiliz. Türkiye Kamu-Sen, Türk milletinin sinesinden doğmuş, onun öz değerleriyle yoğrulmuş, hak, adalet ve insan onurunu esas alan büyük bir davanın adıdır.
Çalışma yaşamında adaleti hâkim kılmak, hakları ilerletmek ve mutlu bir kamu çalışanı hedefine yürümek amacıyla 1992 yılının 24 Haziran’ında mukaddes bir davanın temellerini attık. Bu kutlu yolda, kurulduğumuzda belirlediğimiz ana ilkelerimizden taviz vermeden, beslendiğimiz kaynağın izinden şaşmadan, alnımızın akıyla bugünlere gelmenin gururunu yaşıyoruz.
Sizler, hak mücadelesini, haksızlığa karşı kıyam etmeyi ibadet bilenlersiniz. Çetin yollardan geçtik; sabrettiniz. Fırtınalı havalarda davamızı terk etmediniz; daha sıkı sarıldınız. Türlü olumsuzluklarda kararlılığınızı yitirmeden yola devam ettiniz.
Mevki ve makamı, kolayı ve rahatı seçip yoldan dönenlere karşılık; şerefinizle, onurunuzla mücadeleyi seçtiniz. Sizler, her biriniz bayraklaşan Türkiye Kamu-Sen’siniz. Allah sizlerden razı olsun.
Özellikle kamu çalışma hayatında yetkili görünen ama ortalarda hiç görünmeyen malum sendika ve konfederasyonların geleceği görmekten uzak tutum ve yaklaşımları, toplu sözleşme görüşmelerindeki vurdumduymazlıkları; kamu çalışanlarının ekonomik olarak her geçen gün biraz daha geriye gitmesiyle sonuçlanmıştır.
4 milyon memur, 2,5 milyon memur emeklisi olmak üzere aileleriyle birlikte yaklaşık 25 milyona tekabül eden bir kitlenin, memurumuzun önümüzdeki iki yıla ilişkin maaş ve özlük hakları; 4688 sayılı yasa gereği, sonu tek sayı olan yıllardan itibaren üye sayısı en fazla olan yetkili sendika ile kamu işvereni dediğimiz hükümetin 1 Ağustos tarihinde başlayan toplu sözleşme süreciyle belirleniyor.
28 Temmuz 2025 tarihinde başlayıp 22 Ağustos 2025 tarihinde sona eren 8. dönem toplu sözleşme; hizmet kollarında anlaşma ile,
Genele ilişkin 58 maddede uzlaşma ancak özellikle memur zamları ve geçmiş yılları kayıplarını ilgilendiren hususların hakem heyetine gönderilmesiyle sonuçlanmıştır.
Kamu çalışanlarının alın terinin karşılığını alamadığı, emeğin sesinin ve feryadının duyulmadığı, eğitimin, diplomanın, niteliğin, görev yetki ve sorumluluğun hiçe sayıldığı, hatta önemsiz görüldüğü; kamu personel rejiminin yardımcı unsur olarak tarif ettiği işçi ücretlerinin, asli unsur olan memur maaşlarının önüne geçtiği, kamuda çalışma barışının bozulduğu, moral ve motivasyonun düştüğü, memur ve memur emeklisinin hayal kırıklığına uğradığı bir toplu sözleşme dönemi olmuştur.






