2025-2029 dönemine yönelik stratejik yaklaşımları içeren belge, eğitimde yapay zekâ teknolojilerinin etkin, etik ve kapsayıcı bir biçimde kullanılması için stratejik hedefler ortaya koyuyor.

Bu bağlamda söz konusu politika belgesi, Millî Eğitim Bakanlığının yapay zekâ alanındaki çalışmalarını sistematik bir yol haritasına dönüştürmeyi amaçlayarak öğretim programlarının güncellenmesinden dijital içerik üretimine, öğretmen eğitiminden yapay zekâ destekli ölçme ve değerlendirme süreçlerine kadar geniş bir alanda somut uygulamalar içeriyor.

Aynı zamanda yapay zekâ tabanlı öğrenme analitiği platformlarının kurulmasına yönelik çalışmalar da bu kapsamda yürütülmekte olup öğrenci ve öğretmenlerin dijital becerilerinin geliştirilmesi, kişiselleştirilmiş öğrenme fırsatlarının artırılması ve eğitimde kalite ile kapsayıcılığın güçlendirilmesi hedefleniyor.

Bu dönüşüm süreci, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile uyumlu şekilde yapılandırılan beceri temelli eğitim yaklaşımını da destekliyor ve öğrencilerin yalnızca akademik bilgiyle değil; aynı zamanda eleştirel düşünme, problem çözme, dijital okuryazarlık, iletişim ve iş birliği gibi çağımızın önemli gereklilikleriyle donatılmasını amaçlıyor.

Vizyonu, yapay zekâ ve büyük veri tabanlı sistemlerin yönetici, öğretmen ve öğrenciler tarafından etkin, bilinçli ve stratejik kullanılmasını sağlayarak yapay zekâ okuryazarlığına sahip, millî, manevî ve evrensel değerlerle donanmış bireyler yetiştirmek olan bu politika belgesi, dört temel hedef etrafında yapılandırıldı.

"Eğitimde Yapay Zeka Kültürü Oluşturmak", "Öğretim Programlarında Yapay Zeka Alanını Artırmak", "Eğitimde Yapay Zeka Destekli Yönetim ve Karar Alma Mekanizmasını Desteklemek" ve "Teknoloji, Altyapı ve Veri Analitiğini Güçlendirmek", belgenin dört temel hedefi olarak belirlendi.

Bu dört ana hedef doğrultusunda toplam 15 politika adımı ve 40 eylem adımı da belirlendi. Eylem adımlarından 17'sinin 1 yıla kadar, 10'unun 1 ila 3 yıl arasında, 13'ünün ise 3 ila 5 yıl arasında hayata geçirilmesi planlanıyor.

Söz konusu adımlar; 12 sorumlu MEB birimi, 23 iş birliği yapılacak MEB birimi ve 10 ilgili dış paydaşın katkılarıyla yürütülen katılımcı bir süreç ile tamamlanacak.

Yapay Zekâ Uygulamaları Etik Kurulu kurulacak

Eğitimde yapay zekâ etik kuralları ve kullanım standartlarının oluşturulması kapsamında Bakanlık bünyesinde, yapay zekâ projeleri, kullanılan araçları ve kullanım çerçevesini değerlendirmek ve denetlemek amacıyla Yapay Zekâ Uygulamaları Etik Kurulu ve bu kurula bağlı alt komisyonlar kurulacak.

Yapay zekânın eğitimde kullanıldığı alanlarda öğrenci-öğretmen etkileşimi ile eğitim ve öğretime etkisi ve sonuçları takip edilecek.

Yapay zekâ okuryazarlığını artırmak amacıyla eğitim programları ve bilinçlendirme etkinlikleri geliştirilmesi için toplumun genç kesimlerine yapay zekâ kullanımı, uygulamaları ve geliştirilmesi bilinci oluşturmak amacıyla "Yapay Zeka Okuryazarlığı" çalışmaları da yürütülecek.

Öğretmenlere yapay zekâ eğitimi planlanacak

Öğretmenlerin yapay zekâ destekli ders tasarımı yetkinliklerinin artırılması için yapay zekâ ile desteklenen pedagojik süreçlere uyum sağlamalarını ve bu teknolojileri etkili biçimde kullanmalarını sağlamaya yönelik hizmet içi eğitim programları planlanacak.

Eğitimde yapay zekâ kullanımına yönelik uluslararası iş birliklerin geliştirilmesine yönelik yapay zekâ alanında devlet burslarıyla yurt dışında lisansüstü öğrenim için kontenjanlar artırılacak.

Mesleki ve teknik liselere yapay zekâ öğretim programı

"Öğretim Programlarında Yapay Zekâ Alanını Artırmak" hedefinde, öğretim programlarının yapay zekâ uygulamaları ve kullanım alanlarına uyumlu şekilde güncellenmesi, yapay zekâ destekli öğrenme modelleriyle öğretim yöntemlerinin geliştirilmesi ve yapay zekâ destekli eğitim ortamlarının kullanımının yaygınlaştırılması politikalarına yer verildi.

Öğretim programlarının, yapay zekâ uygulamaları ve kullanım alanlarına uyumlu hale getirilmesi amacıyla, algoritmik düşünme, yapay zekâ teknolojileri ve etik ilkeler doğrultusunda mevcut ve seçmeli derslerin içerikleri güncellenecek.

Mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarına yönelik yapay zekâ öğretim programı ve dijital içerikler hazırlanacak.

Ortaöğretim seviyesinde yapay zekâ öğretim programı, öğrencilere uygulama geliştirme becerisi kazandırmayı hedefleyen öğrenme çıktılarıyla yenilenecek.

Yapay zekânın en çok etkileyeceği meslek alanlarına ve bölümlerine ait öğretim programları, yapay zekâya uyum sağlayacak şekilde güncellenecek ve bu süreç, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında yürütülen çalışmalar ve ilgili paydaşların katkılarıyla desteklenecek.

Türkçe eğitimi için yapay zekâ destekli dil uygulaması geliştirilecek

Yapay zekâ destekli öğrenme modelleri ve öğretim yöntemlerinin geliştirilmesine yönelik BİLSEM'lere yapay zekâ atölyeleri kurulacak, dijital eğitsel oyun yarışmaları düzenlenecek ve bu süreçlerden elde edilen kazanımlar raporlanacak.

Türkçe eğitiminde kullanılmak üzere, öğrencilerin dört temel dil becerisini destekleyecek ve bireysel eksiklerini tespit edecek yapay zekâ destekli bir dil uygulaması geliştirilecek.

Yabancı dil eğitiminde kullanılmak üzere, kelime bilgisi, dil bilgisi, dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerilerini analiz edebilen, bireyselleştirilmiş öğrenme planı sunabilen yapay zekâ destekli bir dil öğrenme uygulaması yaygınlaştırılacak ve farklı dillerdeki içeriklerle zenginleştirilecek.

Eğitim platformlarına yapay zekâ destekli gelişim takibi eklenecek

"Eğitimde Yapay Zekâ Destekli Yönetim ve Karar Alma Mekanizmasını Desteklemek" hedefi, büyük veri analitiği kullanılarak raporlama araçlarının hazırlanması, eğitimde veri analitiğine dayalı karar destek sistemlerinin yapay zekâ ile güçlendirilmesi ve yapay zekâ destekli rehberlik sistemleri ile öğrencilerin akademik ve kariyer yönelimlerinin desteklenmesinden oluşuyor.

Bu doğrultuda büyük veri analitiği kullanılarak raporlama araçlarının hazırlanması için Bakanlığın EBA, ÖBA, HEMBA ve DİLİM gibi eğitim platformlarına yapay zeka destekli içerik önerme, gelişim takip ve raporlama kabiliyetleri entegre edilecek.

Öğrenmenin takibi ve devamlı desteklenmesine yönelik öğrenme analitiği platformu oluşturulacak.

Bakanlık ve tüm dış paydaşların eğitime dair verilerinin işleneceği ve eğitim politikalarının karar destek süreçlerinde erken uyarı, örüntü tanıma, öneri getirme ve veri anonimleştirme özellikleri olan yapay zekâ destekli bir veri ambarı kurulacak.

Yapay zekâ için iş gücü iş birlikleri

Yapay zekâ uygulamaları ekosistemi güçlendirilmesi için merkez teşkilatta görev yapan uzman/teknik personelin yapay zekâ ve makine öğrenmesi alanlarında çalışabilmeleri için makine öğrenmesi ve veri analitiği eğitimleri düzenlenecek.

Yapay zekâ alanında nitelikli iş gücü yetiştirmek amacıyla kamu, üniversite ve özel sektörle işbirlikleri hayata geçirilecek.

Yerli ve milli yapay zekâ algoritmalarını üreten sektör alanı, eğitim teknolojileri kuluçka merkezleri ve fonlarla desteklenecek.

Otomatik sınav değerlendirme sistemleri geliştirilecek

Özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler için yapay zekâ destekli erişilebilirlik çözümleri geliştirilmesi için özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin davranışlarını algılayıp uygun yanıtlar üretebilen yapay zekâ destekli sistemler tasarlanacak ve bireysel ihtiyaçlara göre geri bildirim sağlayan uygulamalar geliştirilecek.

Görme yetersizliği olan öğrenciler için yapay zekâ destekli sesli okuyucu sistemleri, işitme yetersizliği olan öğrenciler için ise altyazı ve işaret dili üretim teknolojileri geliştirilecek.

Belgede yer alan politika ve eylem adımlarına bağlı olarak geliştirilecek her uygulama için periyodik izleme ve raporlama mekanizmaları oluşturulacak. Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü (YEĞİTEK), eylem adımlarının izlenmesi ve değerlendirilmesinden sorumlu olacak.

"Eğitimde Yapay Zekâ Politika Belgesi ve Eylem Planı 2025-2029" için tıklayınız.

CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI YILMAZ VE BAKAN TEKİN, "EĞİTİMDE YAPAY ZEKÂ POLİTİKA BELGESİ (2025-2029)" TANITIM PROGRAMINA KATILDI

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 11. Kalkınma Planı kapsamında yürürlüğe konulan Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi çerçevesinde hazırlanan "Eğitimde Yapay Zekâ Politika Belgesi"nin tanıtım programına katıldı.

MEB Şûra Salonu'nda gerçekleştirilen programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 12. Kalkınma Planı'nda ve Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi'nde belirlenen hedefler doğrultusunda bu belgenin şekillendirildiğini, Millî Eğitim Bakanlığının bu stratejiyle uyumlu kendi yol haritasını hazırladığını söyledi.

Bir makro stratejinin başarılı olması için bütün bakanlıklar ve kurumlar tarafından sahiplenilmesinin son derece kıymetli olduğunu dile getiren Yılmaz, hazırlanan bu belgenin her bir öğrenciye, öğretmene, aileye dokunacak unsurlar içerdiğini, somut bir rehber niteliği taşıdığını belirtti.

Yılmaz; kamu yönetiminden sağlığa, güvenlikten iletişime her alanda yapay zekânın etkilerinin gelecek dönemde daha fazla görüleceğine işaret ederek şunları kaydetti:

"Bugün yapay zekâyla tüketicilerin ne tüketeceğini belirleyebilirsiniz. İnsanların birtakım algoritmalarla siyasi tercihlerini etkilediklerini biliyoruz. Savaşlarda otonom sistemler kullanarak, kendisi karar vererek insanları hedef alan mekanizmalar geliştirebilirsiniz. Birçok dikkatle değerlendirilmesi gereken riskler barındığını ifade etmemiz lazım. Dolandırıcılıktan sahte görüntülere varıncaya kadar bunları çoğaltabilirsiniz. Bu işin tabiri caizse karanlık, olumsuz tarafı, riskleri... Bunlara karşı elbette tedbir almamız lazım. Bunlara karşı bireyin haklarını, özgürlüklerini savunmamız lazım ama bir taraftan da yapay zekâ çok ciddi fırsatlar sunuyor. Çok ciddi verimlilik artışları getiriyor. Son derece önemli, etkili birtakım çalışmalarda kullanılabiliyor."

"Teknoloji üreten ülkeler, güçlü ülkeler hâline geliyor"

Bilgi ve teknolojinin güç demek olduğunu; bu gücü hukuka, ahlaka bağlı kalmadan, adaleti gözetmeden kullanan toplumların ne kadar yıkıcı olduklarının herkes tarafından gözlemlendiğini dile getiren Yılmaz, "Başkalarının merhametine güvenebileceğimiz bir dünyada yaşamıyoruz. Bunun farkına varmamız lazım. Yaşananlar, gördüklerimiz bunu bize öğretiyor. İbret almamız lazım. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak her zaman haklıdan, adaletten, istikrardan ve barıştan yana olmaya devam edeceğiz ama bir taraftan da güçlü bir ülke olmak için ne gerekiyorsa yapacağız." dedi.

Yılmaz, Türkiye'nin teknolojiyi tüketen değil, üreten bir ülke olması gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu:

"Teknolojiyi tüketenler, yeni bağımlılık biçimleriyle karşı karşıya kalmak durumundalar ama üreten ülkeler etkin, güçlü ülkeler hâline geliyor. Dolayısıyla bu mesajı da ben çok önemsiyorum ve millî eğitimde özellikle yapılan çalışmaların teknoloji üreten Türkiye hedefine son derece önemli katkılar sunacağına yürekten inanıyorum. Bunu da başardı Türkiye. Bundan 20 sene önce bugünkü savunma sanayimizi birileri anlatsa, Türkiye böyle noktalara gelecek dese herhalde birçok insan güler geçerdi ama bunu başardık. Demek ki yapabiliriz. Güçlü bir siyasi irade, doğru önceliklerle yaptığınızda başarabiliyorsunuz. Bugün Türkiye SİHA, İHA teknolojilerinde dünyanın en öncü ülkelerinden biri hâline gelmiş durumda."

Yılmaz, yapay zekânın toplum geneline yayılmamasının sosyal adaleti zayıflatabileceğine, sadece belli grupların tekelinde olan bir teknoloji olarak kalması durumunda, sosyal faydadan ziyade sosyal eşitsizlikleri, adaletsizlikleri arttırabileceğine dikkati çekti.

"Eğitimde fırsat eşitliği daha güçlenecek"

Millî Eğitim kanalıyla özellikle milyonlarca çocuğa, aileye bu teknolojinin ulaşmasının sosyal adaleti ve fırsat eşitliğini sağlamak bakımından son derece kıymetli olduğunu vurgulayan Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti:

"Aksi takdirde bu teknolojilerin böyle bir boyutu olduğunu da ifade etmek zorundayız. Bu teknolojiyle öğrencilerimiz artık sadece sınıf ortamına bağlı kalmadan ihtiyaç duydukları içeriklere erişebilme imkânına sahip olacak. Akıllı sistemler öğrencinin güçlü ve zayıf yönlerini analiz ederek kişiye özel destek sunabilecek, eksikler anında tespit edilecek ve öğretmenlerimize güçlü bir rapor sistemiyle yardımcı olmak imkânı doğacaktır. Böylece eğitimde fırsat eşitliği daha da güçlenecek. Ülkemizin en değerli kaynağı olan insan gücü, geleceğe çok daha sağlıklı bir zeminde hazırlanmış olacaktır."

Yılmaz, Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi Eylem Planı'nın tüm bakanlıklar, özel sektör ve STK'lerin geniş katılımıyla güncellendiğini ve 71 eylemin belirlendiğini hatırlatarak, "Dün Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız çok önemli bir çalışmayı duyurdu: Türkçe Büyük Dil Temel Modeli Sektörler Uyarlama Projesi. Bir taraftan da Türkçede yapay zekâ ile ilgili uygulamaları, bunun tabanını zeminini güçlendirmeye, arttırmaya çalışıyoruz." diye konuştu.

Öğretmenlerin yapay zekâ meselesini sahiplenecekleri ve kendi alanlarına bunu uyarlamalarıyla çok hızlı mesafe alınacağına yürekten inandığını dile getiren Yılmaz, bu konuda yapılan çabaların gençlere, öğrencilere katkıda bulunmasını, onların Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmesine destek vermesini temenni etti.

"Teknolojik imkânların çoğaldığı zeminde eğitimle kurulan bağı yeniden tanımlamakla mükellefiz"

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de programda yaptığı konuşmada teknolojik imkânların çoğaldığını, böyle bir zeminde eğitimle kurulan bağı yeniden tanımlamakla mükellef olduklarını söyledi. Bu bağı zihnî, ahlaki ve medeniyet ölçeğinde yeniden kurma mecburiyetinde olduklarını belirten Tekin, "Eğer bunu kurmazsak dünyada bugün İsrail'in İran'a saldırısıyla başlayan, insan haklarının ve hürriyetlerinin hiçe sayıldığı; işgallerin, hukuksuzlukların alıp başını gittiği bir çağı bizler teknolojik gelişmeler sayesinde kendimiz yaratmış oluruz." ifadesini kullandı.

Tekin, eğitim felsefesinin izini taşıyan "Eğitimde Yapay Zekâ Politika Belgesi ve Eylem Planı"nın insanı merkeze alan, teknolojiyi ise insanın değer dünyasıyla uyumlu biçimde konumlandıran perspektifle kaleme alındığının altını çizdi. Türkiye'de eğitimin uzun yıllar boyunca kendi tarihsel birikimiyle, kültürel kodları ve toplumsal gerçekliğiyle bağ kurmadan şekillendirilmeye çalışıldığını aktaran Tekin, evrensel ile yerelin bağını gözetmeyen, insanı anlamdan çok ölçüye indirgemeye çalışan bir anlayışın eğitim politikasına uzun süre egemen olduğunu dile getirdi.

Tekin, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde büyük zihniyet dönüşümüne imza attığına işaret ederek şöyle konuştu:

"Bu dönüşüm, Batı'dan tercüme edilmiş modelleri takip etmekten kendi medeniyet havzasının birikimiyle yol almayı tercih etmeye uzanan tarihî kırılma noktasıdır. Eğitimde ilk kez kendi değerlerimizle konuşmaya, kendi çocuklarımızı hayata ve hakikate hazırlamaya yöneldik. Bilginin ezberlenmediği, anlamın ve idrakin inşa edildiği bir iklimi tesis etme çabası içinde olmaya gayret ettik. Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimiz ile bu zihniyet dönüşümünün sistematik bir karşılığı olarak müfredattan öğretmen eğitimine, ölçme-değerlendirmeden okul iklimine kadar tüm yapıyı yeniden tasarlayan kapsamlı model geliştirdik. Temel amacımız, dijital çağın gerekliliklerine uyum sağlayabilen, aynı zamanda fikri derinliği, ahlaki sorumluluğu ve medeniyet idrakini kuşanmış bireylerden oluşan bir nesli hep beraber inşa etmek. Ezberin değil, anlayışın; taklidin değil, tahkikin; tüketimin değil, üretimin merkezinde olduğu Maarif Modelimiz, künhüne vakıf bir nesil inşasını Türkiye'nin en stratejik yatırımı olarak görmektedir çünkü bir milletin asıl gücü, ne yeraltı kaynaklarıdır ne teknolojik ekipmanıdır...  Hepsinİ güce dönüştürecek olan beşeri sermayesidir."

"Millî değerlerle uyumlu dijitalleşme ekosistemi"

Bakan Tekin, teknolojiyi ithal eden değil, yöneten ve yön veren bir Türkiye'yi hedeflediklerini vurguladı. Yapay zekânın insanı, toplumu ve hakikatle olan ilişkiyi yeniden şekillendiren bir kuvvet hâline geldiğini belirten Tekin, "Bu kuvvet, eğer sağlam bir değer zeminine oturmazsa insanı merkeze almak yerine, insanı gözden çıkaran yeni canavarlar yaratabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Tekin, yapay zekâ çağında Türkiye'yi bağımlı değil, bağımsız, edilgen deği, özne olan bir ülke olarak hayal ettiklerini dile getirerek "Bunun yolu dijital altyapıdan geçtiği kadar insan altyapısından da geçiyor. Kod yazabilen ama aynı zamanda o kodun hangi niyetle, hangi amaçla üretildiğini sorgulayabilen, teknolojinin künhüne vakıf olabilecek evlatlar yetiştirmek zorundayız." dedi.

"Eğitimde Yapay Zekâ Politika Belgesi"nin çok boyutlu çerçevede 4 hedef, 15 politika ve 40 eylem adımından oluştuğunu aktaran Tekin, bu adımların teknolojik gelişmelerin öğrenci ve öğretmenlere anlamlı biçimde temas etmesini sağlayacak somut uygulamalardan oluştuğunu söyledi.

Seçmeli derslerle ortaokul ve lise öğrencilerini erken yaşlardan itibaren bilinçli dijital geleceğe hazırlarken öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitimlerle bu süreci daha da derinleştirdiklerini anlatan Tekin, şunları kaydetti:

"Aynı şekilde EBA Öğrenci Asistanı, Yapay Zekâ Öğretmen Asistanı, DİLİM platformu, MEBİ ve Açık Uçlu Soruların Yapay Zekâ ile Değerlendirilmesi gibi birçok projelerle eğitim sistemimizin tüm bileşenlerini kapsayan, insan merkezli ve millî değerlerle uyumlu dijitalleşme ekosistemi inşa etme yolculuğuna başladık. Kuşkusuz, bu büyük ekosistemin merkezinde öğretmenlerimiz yer alıyor. Yapay zekâ çağında öğretmenlerimizi güçlendiren, öğretmenlerimizin mesleki gelişimini destekleyen yapay zekâ temelli uygulamaları, onların karar süreçlerine katkı sunacak dijital araçları sistemimize entegre ediyoruz. Bu süreçte üzerinde hassasiyetle durduğumuz en önemli alanlardan biri de etik ilkeler ve veri güvenliğidir. Yapay zekâ teknolojilerinin eğitime entegre edilmesi, beraberinde bazı sorumlulukları da getirmektedir. Öğrencilerimizin verilerinin korunması, ayrımcılığın önlenmesi, algoritmaların şeffaflığı ve karar süreçlerinde hesap verebilirlik asla vazgeçemeyeceğimiz temel ilkeler olacaktır."

"Erişilebilir ve esnek öğrenme ekosistemi oluşturmaya çalışıyoruz"

Tekin, Bakanlık Yönetim Sistemi ile eğitimde karar alma süreçlerini daha şeffaf, hızlı ve etkili yapıya kavuşturmayı hedeflediklerini bildirdi. Veri güvenliğinden taviz vermeden, yapay zekâ uygulamalarını sorumlu anlayışla yöneteceklerini, eğitim sistemini dijital çağın risklerine karşı daha dirençli ve esnek yapıya kavuşturacaklarını vurgulayan Tekin; dijital dönüşümün adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir olması için güçlü altyapının da öncelikli hedefleri olduğunu dile getirdi.

Bakan Tekin, şunları ifade etti:

"Türkiye'nin her köşesinde, büyük şehirlerden en ücra beldelere kadar tüm öğrencilerimizin eşit imkânlarla yapay zekâ temelli öğrenme süreçlerine erişimini sağlamak üzere dijital altyapı yatırımlarımızı da kararlılıkla sürdürüyoruz. Özel eğitim gereksinimi olan bireylerden kırsalda yaşayan çocuklarımıza, göçmen öğrencilerimizden yetişkin bireylere kadar tüm vatandaşlarımızı dijital çağın imkânlarıyla buluşturacak, erişilebilir ve esnek öğrenme ekosistemi oluşturmaya çalışıyoruz. Bu yaklaşımla eğitim hakkını mekânla ve yaşla sınırlamayan, her bir bireyin potansiyelini açığa çıkaracak bir sistem olarak inşa etmiş olacağız."

Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda hazırlanan "Eğitimde Yapay Zekâ Politika Belgesi" ile 2025-2029 döneminde atacakları her adımın yarının Türkiye'sini inşa edecek nesillerin yetişmesi adına stratejik çerçeveye kavuştuğunu dile getiren Teki; millî değerlerle yoğrulmuş, evrensel bilgiyle donanmış, dijital çağın imkânlarını hakkıyla kullanan ama istikametini kendi medeniyetinden alan bir gençlik hedeflediklerini vurguladı.

YEĞİTEK Genel Müdürü Mustafa Canlı, Öğretmen Müzeyyen Merve Bakangöz ile Zonguldak Karadeniz Ereğli Şahinde Hayrettin Yavuz Bilim ve Sanat Merkezi Öğrencisi Ahmet Emre Yaşar'ın da birer konuşma yaptığı programda, "Eğitimde Yapay Zekâ Politika Belgesi"nin tanıtım videosu izletildi.