Eğitim Sen olarak kadınların sendikal, toplumsal ve siyasal mücadelesinin taşıyıcısı, örgütleyicisi ve sözcüsü olma sorumluluğuyla 3. Kadın Kurultayımızı gerçekleştiriyoruz. Bu kurultay, geçmişin direngen izlerini geleceğe umutla taşıyan kadınların buluşmasıdır; emeğiyle, sözüyle, mücadelesiyle var olan kadınların sesini büyütecek bir dayanışma ve mücadele çağrısıdır.

Okul Yöneticilerinin Görevi Metruk Binaları Kontrol Etmek Değildir!
Okul Yöneticilerinin Görevi Metruk Binaları Kontrol Etmek Değildir!
İçeriği Görüntüle

Bugün, iktidarın her alana sinen cinsiyetçi, muhafazakâr, gerici ve piyasacı politikaları ile kadınların yaşam hakkı, emeği, kimliği ve özgürlüğü kuşatma altındadır. Eğitim Sen’li kadınlar olarak, yıllardır yürüttüğümüz eşitlik, özgürlük ve dayanışma mücadelesini daha da büyütme kararlılığındayız. Çünkü Eğitim Sen’in tarihi, Türkiye’de sendikal alanda ve yaşamın her alanında, kadınların kendi sözünü kurduğu bir mücadelenin tarihidir.

Kuruluşumuzdan bu yana kadın üyelerimizin emeği ve mücadelesi, örgütümüzün kimliğini ve yönünü belirleyen bir özne olmuştur. Eğitim Sen’li kadınlar yalnızca eğitim emekçilerinin değil, tüm toplumun özgürleşme mücadelesinde öncü roller üstlenmiştir. İlk Kadın Kurultayımızda kadın emeği, sendikal temsiliyet ve eşitlik taleplerimizi ortaklaştırdık; ikinci Kurultayımızda cinsiyetçi politikalara karşı örgütlü direnişimizi güçlendirdik. Bugün üçüncü kurultayımızda, “Geçmişte İzimiz, Geleceğe Sözümüz Var” diyerek bu mirası büyütüyoruz. Bu şiar, kadınların bugüne kadar sürdürdüğü mücadeleyi büyüterek geleceği eşitlik temelinde kurma iradesinin ifadesidir.

Neoliberal politikalar ve otoriter yönetim biçimi, kadınların çalışma ve yaşam koşullarını daha da ağırlaştırmıştır. Eğitim alanında kadın emeği, en yoğun biçimde güvencesiz istihdamla sömürülmektedir. Sözleşmeli, ücretli ve esnek çalışma biçimleri kadınları iş güvencesinden, emeklilik hakkından, sendikal hak ve özgürlüklerden mahrum bırakmaktadır. Kurultayımız, kadın emeğinin toplumsal yaşamın her alanında belirleyici olduğunu vurgulayarak şu temel talepleri yeniden yükseltmektedir: eşit işe eşit ücret, kadrolu, güvenceli ve insanca yaşam koşulları, yan ödemelerin taban aylığa yansıtılması, vergi de emeklilikte adalet, kamusal kreş hakkı ve bakım hizmetlerinin kamulaştırılması. Kadın emeğinin sömürüsüne karşı dayanışma ve örgütlenme zeminlerini büyütmek, bu kurultayın en önemli hedeflerinden biridir.

Yıllardır sürdürülen gerici muhafazakâr ve piyasacı eğitim politikaları toplumsal dönüşümün aracı haline getirilmiştir. Cinsiyet eşitsizliğini yeniden üreten eğitim politikaları, okul öncesi eğitimden üniversitelere kadar kadınların ve kız çocuklarının yaşam alanlarını daraltmaktadır. Eğitim Sen olarak bizler, kamusal, bilimsel, laik, cinsiyet eşitlikçi ve anadilinde eğitim hakkını savunuyoruz. Bu ilke yalnızca pedagojik bir talep değil; aynı zamanda kadınların eşit yurttaşlık hakkının da temelidir. Laiklik kadınların eşit özgür yaşam hakkının güvencesidir; bilimsel eğitim özgür bireylerin yetişmesinin, anadilinde eğitim ise her kadının kimliğiyle var olmasının koşuludur.

Kadına yönelik şiddet, iktidarın kadınları eve, itaate ve sessizliğe mahkûm etmeye çalışan politikalarının doğrudan sonucudur. “Aile Yılı” adı altında yürütülen politikalar, kadınların bedenini ve kimliğini denetim altına alarak, onları birey olmaktan çıkarıp yeniden “aileye” ve “bakım” rollerine hapsetmeyi hedeflemektedir. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek, bu saldırıların önünü açmış; erkek şiddetini, ekonomik bağımlılığı ve hukuksuzluğu derinleştirmiştir. Biz kadınlar, her koşulda yaşam hakkımızı, bedenimizi, kimliğimizi ve sözümüzü savunacağız. Kurultayımız, Eğitim Sen’li kadınların yıllardır sürdürdüğü “şiddete karşı dayanışma hattını” daha da güçlendirecek; her iş yerinde, her okulda, her sokakta örgütlü bir kadın direnişini nasıl büyüteceğimizi tartışacaktır. Yaşamak, direnmek, dayanışmak istiyoruz. Bunun içinde aile yılı değil mücadele yılı diyoruz.

Savaş, yoksulluk ve baskı politikaları en çok kadınların yaşamını etkilemektedir. Savaş politikaları kadınların bedenini, kimliğini emeğini yok saymaktadır. Biz kadınlar, savaşın değil barışın tarafıyız. Barışın dili, kadınların diliyle kurulacak; barışın yolunu kadınların sözü açacaktır. Kurultayımız, kadınların barış mücadelesini sendikal ve toplumsal zeminde daha da görünür kılacaktır.

Bu kurultay, kadınların yalnızca temsilde değil, karar alma süreçlerinde de etkin olduğu bir sendikal yapıyı güçlendirecektir. Sendikal alanda ve yaşamın her alanında kadın iradesini açığa çıkarmak; kadınların sözünü ve mücadelesini sendikamızın her düzeyinde görünür kılmak önümüzdeki dönemin en önemli hedeflerinden biridir.

Eğitim Sen Kadın Kurultayı yalnızca bir toplantı değil; kadınların geçmişten bugüne taşıdığı eşitlik, dayanışma ve umut zincirinin yeni bir halkasıdır. Eğitim Sen’li kadınlar olarak, tüm üyelerimizi, kadın örgütlerini, emek ve demokrasi güçlerini, feminist hareketi ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi yürüten tüm dostlarımızı Eğitim Sen 3. Kadın Kurultayı’na omuz vermeye, sesimizi, sözümüzü ve dayanışmamızı büyütmeye çağırıyoruz.

Bizler biliyoruz ki; geçmişte izimiz var çünkü direnerek geldik, geleceğe sözümüz var çünkü demokratik, laik, eşit, özgür ve barış içinde bir ülke bizimle kurulacak.