Muğla İkizköy halkı, Yeniköy-Kemerköy termik santrallerine yakıt sağlayan linyit madeni sahasının genişletilmesi için yok edilmek istenen Akbelen Ormanı’nı, Ekim 2019’dan bu yana savunuyor. Zeytinliklerini, ormanlarını, yaşam alanlarını korumak için verdikleri bu onurlu mücadele, sadece bir köyün değil, tüm memleketin vicdanını temsil ediyor.

Genel Eğitim Sekreterimiz Veli Fırat Şimşek, TBMM önünde İkizköy halkının sesi olmak, haklı taleplerini duyurmak için yanlarındaydı. Sermaye lehine işlenen talan politikalarına karşı, doğanın, emeğin ve halkın yanında olduğumuzu bir kez daha haykırdık. 
 
Zeytinlikleri, ormanları ve doğayı yok sayan anlayışa karşı “Maden Yasasını Geri Çekin” diyen İkizköy halkı yalnız değildir. Bu mücadele, hepimizin mücadelesidir.

Bir süredir kamuoyundan bilinçli biçimde gizlenen, sessiz sedasız Meclis gündemine taşınmak istenen İklim Yasası, çevreyi ve doğayı koruma iddiası taşıyan bir yasa olmaktan çok uzaktır. Bu yasa, karbon ayak izi bahanesiyle tarımı, hayvancılığı, ormanlarımızı ve zeytinliklerimizi hedef almakta; üretimi yapaylaştırarak halkı ve doğayı küresel sermayenin kölesi haline getirmeyi amaçlayan bir sömürü planına yasal kılıf sunmaktadır.

Türkiye gibi iklim krizinin etkilerini her geçen gün daha derinden hisseden bir ülkede, elbette bilimsel temellere dayanan, kamucu ve gerçek bir iklim yasasına ihtiyaç vardır. Ancak Meclis’e sunulan bu taslak, böyle bir ihtiyaca yanıt vermek bir yana, çocuklarımızın, üretimimizin ve doğamızın geleceğine pranga vurmayı hedefleyen bir zincirleme yıkım projesidir. Karbon ayak izi bahanesiyle tarımın, hayvancılığın, ormanların ve zeytinliklerin tasfiye edilmesini amaçlayan bu yasa; sermayeye yeşil ışık yakarken, halka karanlık bir gelecek vadetmektedir. Adına "yasa" denilerek kamuoyunda meşrulaştırılmak istenen bu düzenleme, esasen uluslararası tekellerin çıkarlarını koruyan ve halkın iradesini zincire vuran bir dayatmadır.

Eğitim-İş olarak, çocuklarımıza yaşanılabilir bir dünya bırakmakla yükümlü olduğumuzun bilincindeyiz. Eğitim emekçileri olarak bizler, yalnızca sınıflarda değil, yaşamın her alanında halktan ve emekten yana sorumluluk üstleniyoruz. İklim Yasası adı altında dayatılmak istenen bu düzenleme, çocuklarımızın geleceğini ipotek altına almayı hedefleyen bir köleleştirme planıdır.

Bu yasa; üretimi yapaylaştırmayı, tarım ve hayvancılığı ortadan kaldırmayı, doğayı “karbon ayak izi” bahanesiyle küresel sermayeye açmayı amaçlamakta ve halkın nefes alma alanlarını daraltmaktadır. Zeytinliklerin, ormanların, meraların, tarım alanlarının şirketlere peşkeş çekilmesinin önünü açan yasa, halkın değil, küresel şirketlerin ve doğa dostu görünümlü tekellerin lehine olacak şekilde düzenlenmiştir.

Bu süreçte, Meclis’te 120 milletvekilinin imzasıyla bu düzenlemenin iptali sağlanabilir. Başta muhalefet partileri olmak üzere tüm milletvekillerini çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini düşünerek bu yasanın karşısında durmaya çağırıyoruz.

Eğitim-İş olarak sesleniyoruz;Yaşamdan ve doğadan taraf olan herkesi, çevre örgütlerini, meslek odalarını ve sendikaları bu sürece karşı ortak mücadeleye çağırıyor; çocuklarımızın geleceğini korumak adını birlikte sesimizi yükseltmeye davet ediyoruz.

İklim Yasası adı altında ülkemize pranga vurulmasına sessiz kalmayacağız!Doğamıza, emeğimize ve çocuklarımızın geleceğine sahip çıkacağız!

Sendika HaberleriŞube HaberleriBilgi-Belge-TalepDayanışmaHukuk HaberleriEğitim Haberleri