Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, önceki gün yaptığı bir konuşmada isim vermeden sendikamız Eğitim Sen’i hedef alarak Filistin konusunda “tek kelime etmediğimiz” yönünde gerçeği çarpıtan ifadeler kullandı. Bu açıklama, Bakan’ın daha önce de birçok kez yaptığı gibi, kamuoyunu yanıltma ve sendikamızı hedef gösterme amacını taşımaktadır.
Eğitim Sen, kuruluşundan bu yana insanlık değerlerinden, barıştan ve halkların kardeşliğinden yana bir sendikadır. Gazze’de yaşanan katliam karşısında susan, hatta bu vahşeti kınamayı politik hesaplarla erteleyen iktidar temsilcilerinin bize “duyarlılık” dersi vermesi büyük bir ikiyüzlülüktür.
Sayın Bakan 6. Filo Türkiye’ye geldiğinde amacı; Arap-İsrail savaşında İsrail’in yanında yer almak, Mescidi Aksa’yı İsrail’e devretmek, Türkiye ve Ortadoğu’yu Amerikan emperyalizminin arka bahçesi yapmak vardı.
O günler de ülkenin solcu-devrimci gençleri 6. Filoyu denize dökerken, Filistin halkıyla birlikte yiğitçe Siyonizm’e ve emperyalist işbirlikçilerine karşı mücadele ederken,
Senin fikrinde olanlar, 6. Filo’ya ait bir gemiyi kıble yaparak namaz kıldılar.
Aramızdaki fark bu kadar net, bu kadar sert ve bir o kadar da naiftir.
Bugün bile İsrail’le ticaretinizi kesemiyor, limanlarınızı kapatamıyor, İsrail’in en büyük destekçisi Trump karşısında el pençe duruyorsunuz.
Siz dindar değil dincisiniz ve kincisiniz
Bizler dünyanın herhangi bir yerinde, dini, inancı, rengi, ırkı, etnik yapısı, cinsel yönelimi ne olursa olsun, bir insan hakkı ihlali varsa amasız fakatsız onun yanında oluruz. Siz ise sadece dincilik yapabileceğiniz bir olgu yakalarsanız savunuculuk yaparsınız. Aramızdaki fark bu ve yüzden böyle bir insani ve naif bir farkımız var.
Sen, kendi öğretmenlerin arasında bile ayrımcılık yapansın.
Sen, bu ülkenin çocuklarını sermayeye kıyak olsun diye işçileştiren ve ölmelerine sebep olansın. O nedenle de Filistinli çocukların ölümünün acısını hissedemezsin.
Sen, 60 kadar eğitim sendikasını ve onların üyelerini kenara itip, arka bahçen yaptığın bir sendika ile birlikte “al gülüm, ver gülüm” siyaseti ve eğitim politikalarınla laik, bilimsel ve kamusal eğitimin köküne kibrit suyu dökensin.
Ayrıca Bakan Bey, isim vermeden sendikamızı okullarda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalarımızı gerekçe göstererek hedef göstermiştir. Kendisine hatırlatmak isteriz ki, şu an koltuğunda oturduğu bakanlık 2019 yılına kadar liselerde toplumsal cinsiyet eşitliği dersi uygulanmıştır. AKP Eğitim Bakanlıkları olarak “toplumsal cinsiyet eşitliği sempozyumları” yaparken iyi. Eğitim Sen bu çalışmayı yaptığında bunlar “anarşistçe çocuklarımıza sapıklık öğretiyor” diye beyanat verecek kadar da cahil bir Milli Eğitim Bakanısın.
Öte yandan, Bakan’ın Filistin konusundaki sözde “duyarlılığı” üzerinden Eğitim Bir-Sen Başkanı’na teşekkür etmesi, iktidar ile yandaş sendika arasındaki çıkar birlikteliğini bir kez daha görünür kılmıştır. Bu durum, sahte bir vicdan gösterisinden başka bir şey değildir. Gazze halkının yaşadığı acılar üzerinden siyasal meşruiyet devşirmeye çalışanların bu ikiyüzlülüğü, gerçek dayanışmanın sesi olan Eğitim Sen’e saldırarak açığa çıkmaktadır. Bakan bey sendikacılık yapmak istiyorsa görevinden istifa etmeli ve teşekkür ettiği sendikanın başına geçmelidir. Milli Eğitim Bakanı kamu görevlisidir ve her sendikaya eşit mesafede durmak zorundadır.
İktidarın arka bahçesi olanlara da birkaç sözümüz var. Ağalığını yaptıkları ve kendi arpalıkları haline getirdikleri sendikalarında, yolluk, huzur hakkı, oturum ücreti vb. ödemeler ve aylıklarıyla 500 bin lirayı her ay ceplerine indirirken, eğitim çalışanlarının tamamını yoksulluk sınırı altında ücretlerle çalışmalarına sebep olan satış sözleşmelerine imza atanlar bunlar. Her yerde işbirlikçiliğinizin ortaya çıkıyor. Hükümeti, bakanını, işverenini üzmemek adına milyonları üzen açlığa ve yoksulluğa mahkûm eden sandukacısınız. Sendikacı değil, sandukacısınız.
Eğitim Sen, Filistin halkının uğradığı zulme karşı sesini defalarca yükseltmiş; emperyalist işgale, savaş politikalarına ve her türden insanlık suçuna karşı kararlılıkla mücadele etmiştir. Bizim mücadele tarihimizde savaş çığırtkanlığı değil, barış talebi vardır. Gazze’de yaşanan acıların sorumlularıyla siyasal ve ekonomik ilişkilerini sürdüren iktidar temsilcilerinin bize ders vermeye ne hakkı ne de inandırıcılığı vardır.
Aylardır süren Gazze ablukasını kırmak ve Filistin halkına insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu İsrail donanmasının saldırısına uğradığında, Eğitim Sen ülkenin dört bir yanında alanlara çıkarak İsrail saldırılarını protesto etmiştir. İsrail hükümetini protesto etmek ve Filistin halkıyla dayanışmak için bu hafta boyunca kokart takanlar da yine Eğitim Sen üyeleridir.
Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Filistin’de yaşanan vahşetle ilgili olarak okullarda gösterdiği videolar çocukların üstün yararını gözetmeyen ve pedagojik açıdan ciddi sakıncalar taşıyan videolar. Bu tür içerikler, yaşlarına uygun olmayan şiddet ve travmatik unsurlar içerdiklerinde çocukların duygusal dengesini bozabilir, kaygı düzeylerini artırabilir ve empati yerine korku ya da çaresizlik duygularını tetikleyebilir. Eğitim ortamlarında, çocukların yaş ve gelişim düzeylerine uygun, rehberlik eşliğinde sunulan içeriklerin tercih edilmesi; onların psikolojik ve duygusal sağlığını korumak açısından büyük önem taşımaktadır. Ancak MEB’in böyle bir derdinin olmadığı çocuklarda oluşacak travmadan da bir haber olması son derece şaşırtıcıdır.
Bugün bakanlık koltuğunda oturanların görevi, öğretmenleri, sendikaları ve muhalefeti hedef göstermek değil; ülkenin gerçek eğitim sorunlarına somut ve kalıcı çözümler üretmektir. Sendikamıza yönelik bu tür açıklamalar, örgütlü mücadelemize yönelik siyasal ve ideolojik bir saldırı niteliğindedir ve asla kabul edilemez. Eğitim Sen olarak bir kez daha açıkça ifade ediyoruz: Bizi susturamaz, mücadelemizi engelleyemezsiniz!
Eğitim Sen’in mücadelesi sizden önce de vardı, sizden sonra da var olmaya devam edecektir. Bizler, insanlığın ortak evrensel değerleri doğrultusunda mücadelemizi kesintisiz sürdürmeye devam ediyoruz. Bu nedenle Bakan Tekin’e demagoji yapmayı bırakarak işini doğru düzgün yapmasını tavsiye ediyoruz.
Ne savaş politikalarının ve baskıların ne de hedef göstermelerin karşısında tek bir adım geri atacağız.
Eğitim Sen, eşitliğin, özgürlüğün, barışın ve laik eğitimin sesi olmaya devam edecektir.
Basın toplantısını izlemek için tıklayınız.
Eğitim-Sen






