TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin kurulan komisyonun ağustosun ilk haftasında ilk çalışmasına başlayacağını belirterek, “Nitelikli kararlar için, önemli stratejik kararlar için nitelikli çoğunluk, yani beşte üç çoğunluğu arayacağız ki bu hep beraber bütün katılan partilerin birlikte karar aldığı bir süreç olarak ilerlesin.” dedi.
-“(Terörsüz Türkiye komisyonu) Ağustosun ilk haftasında ilk çalışmamıza başlayacağız. Ondan sonra zaten kararımızı vereceğiz. Yani komisyon bir araya geldiği zaman rutin kararlarımızı vereceğiz.
-“Nitelikli kararlar için de önemli stratejik kararlar için de nitelikli çoğunluk, yani beşte üç çoğunluğu arayacağız ki bu hep beraber bütün katılan partilerin birlikte karar aldığı bir süreç olarak ilerlesin”
-“(Terörsüz Türkiye komisyonu) Politik tartışmanın yapılacağı bir zemin değildir. Burası A partisinin, B partisinin siyasi mücadele alanı değildir. Burası topyekun bütün Türkiye'nin, 86 milyon milletimizin hep birlikte cumhuriyet tarihimizin en önemli sorununu tamamıyla ortadan kaldırmak için ortaya koyacağı, fedakarca bir çalışmanın gerçekleştirileceği bir süreçtir”
-“İnşallah İstanbul'da önümüzdeki yıl nisan ayında Parlamentolar Arası Birlik’in Genel Kurulu’nu yapacağız. Bu da şu demektir. Dünyanın bütün parlamentolarının temsilcileri, başkan, başkan vekilleri olmak üzere gelecek”
-“(Gazze’deki insanlık krizi) Yazıklar olsun. Bu kadar açık bir insanlık suçuna ortak olmaktır. İsrail'i durdurmamak, İsrail'in ortaya koymuş olduğu, bu açlığı da artık bir silah olarak kullanma siyasetine karşı uluslararası camianın hiçbir şey yapamamış olması hepimiz için bir utanç vesilesidir”
-“Gazze'ye çok acil yardımlar yapılmalıdır. Artık bu utancın altında Amerika da kalır, Avrupa ülkeleri de kalır, İsrail'e şimdiye kadar destek veren ülkeler de kalır”
Kurtulmuş, Altıncı Dünya Parlamento Başkanları Konferansı dolayısıyla bulunduğu İsviçre’nin Cenevre şehrindeki Birleşmiş Milletler Ofisi’nde, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Konferansta, Filistin başta olmak üzere uluslararası sistemle ilgili önemli mesajlar verdiğinin ifade edilmesinin ardından değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, İsrail’in Gazze’deki soykırıma başladığı andan itibaren bütün platformlarda Filistin halkının sesi olmayı, Filistin’in haklı davasını her atmosferde desteklemeyi bir vazife olarak telakki ettiklerini, bunu bir milli sorumluluk olarak gördüklerini belirtti.
Dünya Parlamento Başkanları Konferansı’nda da çok net çok açık bir şekilde Filistin’deki soykırımı kınadıklarını ve bunun bir an evvel durdurulması için uluslararası camianın harekete geçmesini, iki devletli çözümden başka bir yol olmadığını ifade ettiklerini aktardı.
“Üzülerek söylemek isterim ki bütün bu uluslararası platformlarda, zaman içerisinde daha kuvvetli bir Filistin desteği görülmekle birlikte uluslararası camianın duyarsızlığı halen devam ediyor.” diyen Kurtulmuş, bu durumu konferans vesilesiyle bir kez daha gördüklerini kaydetti.
Kurtulmuş, şöyle konuştu:
“Bazı ülkeler cılız da olsa bazı destekler verdiler. Ama bunlar da son derece kısıtlı kaldı. Biz, Filistin'in haklı davasına destek olmaya devam edeceğiz. Özellikle Batı dünyasında halkların kendi hükümetlerinin tavrına, tarzına rağmen Filistin halkıyla dayanışma içerisinde olması, onların da birtakım tavırlarını değiştirmeye zorlayacaktır. Bunu çok açık bir şekilde görüyoruz. Bazı Avrupa ülkelerinin son zamanlarda Filistin devletini tanımaya hazır olduklarını ifade eden sözleri, bu anlamda pozitif bir adımdır. Ama maalesef hala bu kadar uluslararası camianın kuruluşlarına rağmen, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kuruluşların toplantılar yapıyor olmasına rağmen, Filistin halkının yanında çok güçlü bir destek hala görünmüyor. Bunu da üzüntüyle ifade etmek isterim.”
- “Dünya parlamentolarının liderleri İstanbul'dan dünyaya seslenme fırsatı bulacak”
Parlamentolar Arası Birlik 152. Genel Kurulu’nun gelecek yıl Türkiye’de yapılacağının hatırlatılmasının ardından değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, en son 1996’da bu Genel Kurul’un Türkiye’de yapıldığını, 2026’daki Genel Kurul’a Türkiye’nin talip olduğunu söyledi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“İnşallah İstanbul'da önümüzdeki yıl nisan ayında Parlamentolar Arası Birlik’in Genel Kurulu’nu yapacağız. Bu da şu demektir. Dünyanın bütün parlamentolarının temsilcileri, başkan, başkan vekilleri olmak üzere gelecek. Bir önceki Genle Kurul, Özbekistan Taşkent’teydi. Orada da 2.000-2.500 kişi katıldı. Fevkalade önemli bir uluslararası toplantıya ev sahipliği yapacağız. Dünya parlamentolarından, farklı siyasi kanatlardan görüşlere sahip olan insanlar Türkiye'ye gelecekler. 2-3 günlük süre içerisinde çok çeşitli meseleler konuşulacak ve dünya parlamentolarının liderleri de İstanbul'dan dünyaya seslenme fırsatı bulacaklar.”
-“Filistin'de gerçekleşen bu insanlık suçuna yardımcı olan herkes tarih önünde sorumludur”
Gazze'de çok büyük bir kıtlığın yaşandığının ve bugün açlık nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 154 çıktığının hatırlatılmasının ardından “Bazı ülkeler Gazze'ye havadan yardım indirmeyi planlıyor. Bu konuda Gazze'ye yardım ulaştırılmasıyla ilgili uluslararası topluma çağrınız nedir?” sorusu üzerine Kurtulmuş, “Yazıklar olsun. Bu kadar açık bir insanlık suçuna ortak olmaktır. İsrail'i durdurmamak, İsrail'in ortaya koymuş olduğu, bu açlığı da artık bir silah olarak kullanma siyasetine karşı uluslararası camianın hiçbir şey yapamamış olması hepimiz için bir utanç vesilesidir.” dedi.
“Gazze'ye çok acil yardımlar yapılmalıdır. Artık bu utancın altında Amerika da kalır, Avrupa ülkeleri de kalır, İsrail'e şimdiye kadar destek veren ülkeler de kalır.” diyen Kurtulmuş, meselenin artık İsrail-Netanyahu meselesi olmaktan çıktığını, meselenin; insan olup olmama arasında bir ayrıma geldiğini belirtti.
Kurtulmuş, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Bu kadar büyük bir insanlık suçuna duyarsız kalmak… Maalesef biz burada konuşurken Gazze'de insanlar ölüyor. Ben konuşurken utanıyorum. Bu uluslararası platformlarda bile Gazze'nin hakkını, hukukunu savunmaktan bile hicap duyuyorum. Buna karşı insanlık camiası olarak bir şey yapmamız lazım. Yoksa bu suçun altında hep beraber kalacağız. Batılıların sessizliğini anlamaya çalışırken, geçenlerde Batılı bir diplomat Türkiye'de bize şunu söyledi. ‘Biz şunu gördük, Avrupa'daki bazı ülkeler Hitler'in Yahudilere karşı yapmış olduğu soykırım karşısında duydukları o utancı, babalarının, dedelerinin ortaya koyduğu utancı unutamadıkları için böyle bir sessizlik içerisindeler. Şimdi de İsrailliler birkaç nesil sonra büyük bir utancın paydaşı olacaklar.’ Bunu biraz daha genişletmek lazım. Buna sessiz kalan, destek olan, başından itibaren ‘ama, fakat’ diyerek Filistin'de gerçekleşen bu insanlık suçuna yardımcı olan herkes tarih önünde sorumludur.”
-Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin komisyon
“Terörsüz Türkiye komisyonuna ilişkin partilere yazı gönderdiniz. Üye vermeleri noktasında bir çağrınız oldu. Daha önce de bu konuda önemli çağrılarınız vardı. Bu konunun siyaset üstü olduğunu çok vurgulamıştınız. Şimdi komisyon nasıl bir çalışma takvimiyle ilerleyecek ve ne zaman kurulacak.” sorusuna yanıt veren Kurtulmuş, sürecin başından itibaren mümkün olduğu kadar az konuşarak, dikkatlice, hassas bir süreci yürütmeye çalıştığını belirtti.
Bunun Türkiye için tarihi bir fırsat olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yüz yıllık cumhuriyet tarihimizin 50 yılı terörle geçmiştir. On binlerce insanımızı kaybettik. 2 trilyon doların üstünde maddi bir kaybımız var terör dolayısıyla. Türkiye'nin ayaklarına bir büyük pranga olarak bunlar vuruldu. Şimdi bundan kurtulmak için tarihi bir fırsat ortaya çıktı. İmralı çağrıda bulundu, örgüt dedi ki ‘Evet ben kendimi feshediyorum.’ Şimdi bundan sonra bizim başından itibaren söylediğimiz, silahların bırakılmaya başlanmasıyla birlikte o zaman sürecin takibiyle ilgili sorumluluk siyasi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne geçer. Planlandığı gibi süreç devam ediyor. Silahlar bir taraftan bırakılmaya devam ediyor. Şimdi bundan sonra parlamentoda çok hassas bir sürecin yürütülmesi lazım.”
-“Komisyon, çok sayıda insanı dinleyecek”
Komisyonun, örgütün silah bırakma süreciyle birlikte ortaya çıkan ihtiyaçlar konusunda yasal birtakım düzenlemeler hazırlayacağını ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Ayrıca çok önemli meselelerden birisi de kamuoyunun bu konudaki hassasiyetlerini, kırılganlıklarını göz önünde bulundurarak sürecin çok açık, şeffaf ve hep birlikte yürütülmesidir. Bunun için diyoruz ki burada da altın oran; Kürt'ün onuru, Türk'ün gururudur. Bunu ısrarla vurgulayarak söylüyorum. Bunu sağlayacağız. Komisyon, çok sayıda insanı dinleyecek. Sadece parlamenterler değil, sivil toplum kuruluşlarını, hukuk camiasını, bu konuyla ilgili fikri olan, çalışmaları olanları dinleyecek. Herhangi bir şekilde bu konuyla ilgili birtakım projeleri olan toplum kesimlerine de bunun açık olduğunu ifade etmek isterim. Ama sonuçta bu, politik tartışmanın yapılacağı bir zemin değildir. Burası A partisinin, B partisinin siyasi mücadele alanı değildir. Burası topyekun bütün Türkiye'nin, 86 milyon milletimizin hep birlikte cumhuriyet tarihimizin en önemli sorununu tamamıyla ortadan kaldırmak için ortaya koyacağı, fedakarca bir çalışmanın gerçekleştirileceği bir süreçtir. Ben bunun için bu komisyonun, partiler üstü bir komisyon olduğunu, milletimizin tamamını ilgilendiren bir mesele olduğunu görüyorum. Bütün siyasi partilerin defaatle görüşlerini en ince ayrıntısına kadar dinledim. Sonuç itibarıyla burada bir çalışmayı yürüteceğiz.”
Kurtulmuş, komisyonun yasaları hazırlayacağını ve TBMM’ye sunacağını, TBMM Genel Kurulu da bunu yasalaştırırsa önemli bir adım atmış olacağını vurguladı.
Komisyonda başka konuların da gündeme geleceğini söyleyen Kurtulmuş, komisyonun odağında, terör örgütünün kendisini feshetmesiyle birlikte ortaya çıkan yeni sürecin nasıl çözümleneceği, hangi tedbirlerin alınacağına ilişkin çalışmaların olacağını belirtti.
Kurtulmuş, “Ağustosun ilk haftalarında çalışmalara başlayacak mısınız?” sorusuna karşılık ise şöyle konuştu:
“Ağustosun ilk haftasında ilk çalışmamıza başlayacağız. Ondan sonra zaten kararımızı vereceğiz. Yani komisyon bir araya geldiği zaman rutin kararlarımızı vereceğiz. Ama nitelikli kararlar için, önemli stratejik kararlar için de nitelikli çoğunluk, yani beşte üç çoğunluğu arayacağız ki bu hep beraber bütün katılan partilerin birlikte karar aldığı bir süreç olarak ilerlesin.”
“Partilerden gelen tavırdan memnun musunuz?” sorusu üzerine Kurtulmuş, “Şimdiye kadar sürekli ikili görüşmelerimiz oldu, grup başkanvekilleriyle toplantılarımız oldu, parti başkanlarını ziyaret ettim. Ben bu sürece destek veren bütün parti başkanlarına, yöneticilerine yürekten teşekkür ediyorum. Komisyonun çalışmasında da dediğim gibi bunu bir partiler arası mücadele, münakaşa alanı olmanın dışına çıkarmamız ve milletin beklentilerini karşılamamız gerekiyor.” ifadesini kullandı.
TBMM BAŞKANI KURTULMUŞ, BM CENEVRE OFİSİ'NE AKREDİTE GAZETECİLERE AÇIKLAMALARDA BULUNDU
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Filistin’de yaşananlara dikkati çekerek, “Yapılması gereken, Birleşmiş Milletler’in derhal İsrail'in bu saldırganlığını durduracak fiili tedbirleri almasıdır, Birleşmiş Milletler’in derhal özellikle ölmekte olan bu insanların ölümden kurtulmasının sağlanması için hem güney hem de kuzeyden Gazze'nin sınır kapılarının açılmasını sağlamasıdır.” dedi.
-“(Filistin’de) Yapılması gereken, Birleşmiş Milletler’in derhal İsrail'in bu saldırganlığını durduracak fiili tedbirleri almasıdır, Birleşmiş Milletler’in derhal özellikle ölmekte olan bu insanların ölümden kurtulmasının sağlanması için hem güney hem de kuzeyden Gazze'nin sınır kapılarının açılmasını sağlamasıdır”
-“(Filistin’deki insanlık dramı) Biz şimdi Birleşmiş Milletler’de konuşuyoruz. Nerede Birleşmiş Milletler? Ne işe yarar bu Birleşmiş Milletler?”
-“İsrail'in bölgeyi bölüp parçalama işlerine çoktan başladığı aşikardır. Ne kadar saldırgan olursa olsun, İsrail hükümetinin Arz-ı Mevud hedefine bağlı olanların Türkiye’ye bulaşmayacak kadar akıllı olduklarını zannediyorum”
-“İsrail'in bu saldırganlıklarına ülkelerin yönetimleri ses çıkarmasa da ülkelerin halklarından çok yüksek bir reaksiyon, çok yüksek bir karşı çıkış gerçekleşmiştir. Şunu söyleyebiliriz ki bugün dünyada Netanyahu ve çetesine karşı insanlık cephesi kazanmıştır”
-“(Rusya-Ukrayna savaşı) Burada adil bir barışın sağlanması Türkiye'nin en önemli tercihidir”
-“Türkiye olarak başından itibaren hem bölgemizde yaşanan çatışmalarda hem dünyada yaşanan gerilimlerde diplomatik müzakereyi başlıca yol olarak kabul ediyoruz. Tercih ettiğimiz istikamet bu istikamettir”
-“TBMM'yi, Türkiye ve dünyada barışını önceleyen önemli bir parlamento haline getirmek için gayret ediyoruz. İnşallah bunların da sonuçlarını alırız”
Kurtulmuş, İsviçre’nin Cenevre şehrindeki, Birleşmiş Milletler Ofisine Akredite Basın Mensupları Birliği (ACANU) üyesi gazetecilerle bir araya gelerek uluslararası gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu.
Parlamentolar Arası Birlik (PAB) tarafından düzenlenen Altıncı Dünya Parlamento Başkanları Konferansı kapsamında önemli görüşmeler yaptıklarını ifade eden Kurtulmuş, konferans vesilesiyle dünyanın dört bir tarafından gelen parlamento başkanları ve heyetlerinin, dünyayı ilgilendiren farklı konularda görüşlerini paylaştıklarını, bu toplantılarda çeşitli başlıklardaki konuları müzakere etme fırsatı bulduklarını belirtti.
Kurtulmuş, ülkelerin aralarındaki sorunlarını müzakere, karşılıklı rıza, anlaşma ve konuşmayla halledebileceğine inancının tam olduğunu belirterek, "Türkiye olarak başından itibaren hem bölgemizde yaşanan çatışmalarda hem dünyada yaşanan gerilimlerde diplomatik müzakereyi başlıca yol olarak kabul ediyoruz. Tercih ettiğimiz istikamet bu istikamettir." diye konuştu.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, uluslararası toplantıların dünyada yaşanan sorunların bilinmesinde önemli bir platform olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
"Konferans vesilesiyle, Gazze'de iki yıldır devam eden, insanlık tarihinin modern zamanlarda gördüğü, İsrail'in işlediği soykırıma karşı uluslararası camianın dikkatini çekmek, özellikle ufacık çocukların, bebeklerin açlıkla sınandığı ve açlığın silah olarak kullanıldığı bu suça ortak olmamak için Türkiye olarak hem dün hem bugün sesimizi yükselttik. Bu soykırıma karşı bütün dünyanın beraber hareket etmesi ve iki devletli çözümün mutlaka gündeme getirilmesinin şart olduğunu ifade ettik."
PAB Genel Sekreterliği ile PAB 152. Genel Kurulu’nun, 2026 Nisan ayında İstanbul'da yapılmasıyla ilgili anlaşma imzaladıklarını bildiren Kurtulmuş, Türkiye'nin 30 yıl sonra PAB'ın Genel Kurulu’na yeniden ev sahipliği yapacağını söyledi.
- "(Rusya-Ukrayna Savaşı) Kalıcı bir barışın sağlanması en önemli tespitimizdi"
Rusya ve Ukrayna arasında "mekik diplomasisi" yürüterek, savaşın sonlandırılması için büyük bir gayret sarf ettiklerini dile getiren Kurtulmuş, "Çünkü biz en başından itibaren görüyor ve biliyoruz ki bu savaş, sadece Rusya ve Ukrayna arasında bir savaş değil, Rusya ve bütün Avrupa, hatta giderek bütün dünya arasında bir savaşa dönüşecek bir potansiyele sahipti. Onun için en başından bu savaşın adil, iki tarafın da kabul edebileceği bir şekilde barış ve müzakere masasında sonlandırılması, kalıcı bir barışın sağlanması en önemli tespitimizdi." Değerlendirmesinde bulundu.
Mart 2022'de Rusya ve Ukrayna heyetlerinin barış görüşmeleri için İstanbul’da bir araya geldiğini, nihai anlaşmaya geçileceği sırada, bazı ülkelerin savaşın bitmesini istemediği için barışın gerçekleşmediğine dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Haziran ayından bu yana Rusya ve Ukrayna arasında Türkiye'de 3 toplantı yapıldı. Her ne kadar bu toplantılarda barış konusunda bir uzlaşıya varılamasa da belli konularda, mesela esir takası konusunda, belli bir noktaya gelindi. Ümit ediyorum ki en kısa sürede dördüncüsü İstanbul'da gerçekleşir. İki ülkenin de liderleri (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin ve (Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir) Zelenskiy bir araya gelerek kalıcı bir barışın imzalanmasının yolunu açarlar. Türkiye'nin bu konuya bakışı budur. Ben şahsen iyimser bakıyorum bu konuya. Her savaşın bir sonu vardır. Hangi savaş olursa olsun hiçbir savaşın gerçek manada kazananı yoktur. Her barışın da kazananı o savaşın tarafları olan haklarıdır. Yüz binlerce insan öldü, şehirler yıkıldı. Burada adil bir barışın sağlanması Türkiye'nin en önemli tercihidir."
Kurtulmuş, ülkelere uygulanan ambargoların istenilen sonucu vermediğini, Rusya'ya karşı uygulanan ambargoların da aynı şekilde sonuçsuz kaldığını belirtti.
Rusya'nın ambargolara rağmen savaşı sürdürdüğünü dile getiren Kurtulmuş, "Ambargoların mantığı da aslında rejimleri cezalandırmak ya da rejimleri durdurmaktan ziyade ne yazık ki sivil halkı cezalandıran bir sonuç ortaya çıkartmaktadır. Biz savaşın böyle birtakım ambargo veya buna benzer uygulamalarla durdurulamayacağını, önlenemeyeceğini biliyoruz. Esas mesele ambargoları artırmak değil, müzakere zemini oluşturmak ve bundan sonuç almayı sağlamaktır." diye konuştu.
- "Bazı Batılı ülkelerin Suriye'ye karşı ambargoları kaldırmış olmaları ümit vericidir"
Kurtulmuş, Suriye'nin uzun yıllardır büyük bir diktatör rejim altında yaşadığını, farklı din ve mezhepten insanların nerdeyse tamamının bu baskıcı rejimden büyük zarar gördüğünü vurguladı.
Suriye'nin 11 yılını iç savaşla geçirdiğini anımsatan Kurtulmuş, "Bu savaşta, milyonlarla ifade edilecek Suriyeli, hayatını kaybetti. Yine 8-9 milyona yakın Suriyeli kendi topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Verilen bu büyük mücadelenin sonunda Baas rejimi, diktatörlüğü yıkıldı.” şeklinde konuştu.
Suriye’deki yeni yönetimin, kapsayıcı olmasını önemsediklerini belirten Kurtulmuş, ayrıca Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanmasını ve yeni bir anayasa çalışması yapılarak hakların güvence altına alınmasını Suriye’nin geleceği açısından önemli gördüklerini söyledi.
Kurtulmuş, “İlk günden itibaren mevcut yönetim bu konuda çok titiz ve hassas davranmaya çalışıyor. Suriye'nin önünde çok zor, çok sancılı bir rehabilitasyon süreci olduğunu hepinizin görmesi lazım. Bazı Batılı ülkelerin Suriye'ye karşı ambargoları kaldırmış olmaları ümit vericidir. Bundan sonra en önemlisi, Suriye'nin kapsayıcı bir yönetim tarzı ve bölünmeden, parçalanmadan bu sürecin tamamlanmasıdır." dedi.
İsrail'in harici bir faktör olarak, Suriye'nin içerisindeki grupların da Suriye'nin ayağa kalkmasını engellemek için bazı provokasyonlarını sürdürdüğünü belirten Kurtulmuş, "Bizim burada mesajımız, herkes uyanık olsun. Suriye'deki bütün farklı kökenli insanlar aynı bayrağın altında, aynı ülkenin vatandaşı olarak hareket etsinler. Rejim de bu farklı unsurları kapsayacak bir siyaset izleyerek hepsinin yeni yönetimin altında yaşamasını temin etsinler. Zor bir süreç olduğunu biliyoruz. Türkiye olarak, söylediğimiz istikamette yine Suriye'ye destek vermeye devam edeceğiz." diye konuştu.
- "Bu çok açık, yani İsrail'in bölgeyi bölüp parçalama işlerine çoktan başladığı aşikardır"
İsrail’in bölgedeki saldırılarına dikkati çeken Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Netanyahu ve ekibinin işbaşına gelmesiyle birlikte İsrail, hiçbir uluslararası hukuk kuralına uymadan, hiçbir insani değere uymadan önüne gelen her ne varsa her şeyi yakarak, yıkarak devam etmeyi sürdürüyor. İsrail'in Arz-ı Mevud'u gerçekleştirmek için temel hedefi, bölgesindeki bütün güçlü milletleri, ülkeleri ufalamak, parçalamak, bölmek, dağıtmak ve mümkün olduğu kadar güç kullanarak bu süreci uygulamaya koymaktır. Sadece özellikle son iki yıl yaşadıklarımızı gözden geçirirsek İsrail'in derdinin sadece Hamas, Gazze ve Batı Şeria olmadığı, İsrail’in hedefinin sadece Filistinliler olmadığı aşikardır. Bu süre içerisinde Lübnan'ı, Yemen'i, Suriye'yi, İran'ı bombalamıştır ve bunları, bu ülkelerin egemenlik haklarını hiçe sayan bir tavırla yapmıştır. Bu çok açık, yani İsrail'in bölgeyi bölüp parçalama işlerine çoktan başladığı aşikardır. Ne kadar saldırgan olursa olsun, İsrail hükümetinin Arz-ı Mevud hedefine bağlı olanların Türkiye’ye bulaşmayacak kadar akıllı olduklarını zannediyorum."
-“Parlamentolar üzerinden yapılan temasların etkili olduğunu görüyoruz”
Kurtulmuş, Türkiye'nin son zamanlarda hem Rusya-Ukrayna arasında hem İran'ın Avrupa ülkeleriyle temasları noktasında çalışmalar yürüttüğünü hatırlatarak, bu anlamda İstanbul'un çatışmalara çözümlerin arandığı bir müzakere merkezi haline gelmesini fevkalade anlamlı ve değerli bulduklarını kaydetti.
İlgili tarafların İstanbul'da böyle bir müzakere toplantısına davet edildiklerinde memnuniyetle ve sevinerek katıldığını bildiren Kurtulmuş, "Bunu da Türkiye'nin oynadığı bu tarafsız ve yapıcı rolün öneminden kaynaklandığını görüyorum.” dedi.
Meclis Başkanı olarak bu süre içerisinde muhataplarıyla, yakın temaslarını sürdürdüğünü anlatan Kurtulmuş, “Parlamentolar üzerinden yapılan temasların etkili olduğunu görüyoruz ama bahsettiğiniz konuların hepsi son derece zor konular ve yıllar içerisinde oluşmuş kendi yapısal sorunları da olan konular. TBMM'yi, Türkiye ve dünyada barışını önceleyen önemli bir parlamento haline getirmek için gayret ediyoruz. İnşallah bunların da sonuçlarını alırız." ifadesini kullandı.
-“Avrupa’yı biraz vapuru kaçırmış olarak görüyorum”
Kurtulmuş, Avrupa ülkelerinin 2014'te Kırım'ın ilhakı sürecinde herhangi bir siyaset geliştiremediğini, bir inisiyatif kullanamadığına da dikkati çekti.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Şimdi Avrupa, bu inisiyatif kullanamamış olmanın verdiği kararsızlıklar içerisindedir. Görünüş olarak Ukrayna’ya destek veriyorlar ama pratik olarak yeterince Ukrayna’ya destek veremiyorlar. Ayrıca Avrupa’nın içerisindeki kararsızlıklara ilave olarak özellikle Biden döneminde Avrupa ile ABD arasında bu fikir ayrılıkları bu çerçevede Ukrayna konusunda herhangi bir politika geliştirilememesini mümkün kılmadı. Dolayısıyla ben burada Türkçe bir tabirle Avrupa’yı biraz vapuru kaçırmış olarak görüyorum." dedi.
- “Netanyahu ve çetesine karşı insanlık cephesi kazanmıştır”
Orta Doğu ve Gazze'deki gelişmeleri de çok yakından takip ettiğini belirten Kurtulmuş, Filistin’de, herkesin yüreklerini burkan insanlık dışı görüntüler arz etse de bu mücadelenin Filistinliler tarafından çoktan kazanıldığını belirtti.
İsrail’in saldırıları sonucu Netanyahu ve ekibinin uluslararası mahkemelerde yargılandığını ve “Dokunulamaz” zannedilen İsrail’e ilk kez dokunulduğunu belirten Kurtulmuş, “Daha da önemlisi, İsrail'in bu saldırganlıklarına ülkelerin yönetimleri ses çıkarmasa da ülkelerin halklarından çok yüksek bir reaksiyon, çok yüksek bir karşı çıkış gerçekleşmiştir. Şunu söyleyebiliriz ki bugün dünyada Netanyahu ve çetesine karşı insanlık cephesi kazanmıştır.” ifadesini kullandı.
Batılı ülkelerde hükümetler Filistin konusunda sessiz kalsa da sokaklarda on binlerce, yüz binlerce insanın Filistin halkına destek verdiğini söyleyen Kurtulmuş, “Bu, dünyada mazlumların kazandığının göstergesidir. İnanın ki çok yakın bir zamanda, hiç bugünden tahmin edemediğimiz, birtakım pratik sonuçların ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Örneğin daha düne kadar koşulsuz olarak İsrail’in yanında olan bazı Avrupa ülkelerinin artık, ‘Burada büyük bir soykırım işleniyor, siz artık bu soykırımı bitirmeniz lazım, bitirmezseniz Filistin’i tanıyacağız’ demeleri, aslında insanlık cephesinin kazanmaya başladığının en büyük göstergesidir. Ümit ediyorum bu garip, mazlum ve mağdur Filistin halkının bu çektiği eziyetler son bulur.” şeklinde konuştu.
-“Nerede Birleşmiş Milletler? Ne işe yarar bu Birleşmiş Milletler?”
Filistin’de masum insanların hayattan koparılmaya, ufacık bebeklerin açlıktan ölmeye devam ettiğini dile getiren Kurtulmuş, “Biz şimdi Birleşmiş Milletler’de konuşuyoruz. Nerede Birleşmiş Milletler? Ne işe yarar bu Birleşmiş Milletler? Devranın dönmeye başladığını görüyorum. Zalimler kaybedecek, mazlumlar kazanacaktır. Bu da bütün farklı milletlerden, insanlık yanlısı geniş kitlelerin çabasıyla ortaya konacaktır. Hükümetler artık daha fazla sessiz kalamaz. Hangi ülke sessiz kalırsa pılısını pırtısını toplar gider.” dedi.
- "Gazze'de açlık bir silah olarak kullanılmaya karar verilmiş”
Uluslararası sistemin, Gazze'de yaşanan kriz sırasında etkili bir şekilde çalışmadığının görüldüğünü söyleyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Birleşmiş Milletler, sadece kağıt üzerinde olan bir kuruluştur. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, herhangi bir ülkenin vetosuyla en acil insani konularda bile hareket edemez, işlevsiz bir kurum haline gelmiştir. Burada yapılması gereken, Birleşmiş Milletler’in derhal İsrail'in bu saldırganlığını durduracak fiili tedbirleri almasıdır, Birleşmiş Milletler’in derhal özellikle ölmekte olan bu insanların ölümden kurtulmasının sağlanması için hem güney hem de kuzeyden Gazze'nin sınır kapılarının açılmasını sağlamasıdır. Şu anda bütün dünyanın yardım malzemeleri kapıda beklemektedir ancak bunlar içeri sokulmuyor. Ocak ayından itibaren içeriye sokulmuyor. Çünkü açlık bir silah olarak kullanılmaya karar verilmiş. Dolayısıyla yapılacak olan da çok açık, kimin yapacağı da çok açık. Uluslararası sistem içerisinden bunun, Birleşmiş Milletler tarafından, onun gözetimi ve öncülüğünde gerçekleştirilmesi gerekiyor. Ancak ne yazık ki Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres bile Refah Sınır Kapısı'ndan içeriye sokulmamıştır. Dünya sistemi çökmüştür ve bu anlamda fiilen yapılacak olan şey, geriye uluslararası baskının çok süratle İsrail hükümeti üzerinde artırılarak sürdürülmesi ve sonuç alınmasıdır."
Altıncı Dünya Parlamento Başkanları Konferansı'nda Filistin'e destek veren ülkeleri Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu'na dahil olmaya davet ettiğini ve bu çağrısını sürdüreceğini belirten Kurtulmuş, "Sokaklarda var olan insanlığın ortak sesini parlamenter alana yansıması şeklinde bunu geliştirmeyi ümit ediyoruz. Çünkü önümüzdeki Filistin konusunda yapılacak çok iş var." ifadelerini kullandı.






