Bugün barışın, yeniden inşa edilmesi gereken demokrasinin ve toplumsal adaletin konuşulduğu bir dönemdeyiz. Toplumsal barışın önünü açmak, hakikatle yüzleşmek, geçmişin ağır yüklerini taşımamak için atılması gereken önemli adımlardan biri de OHAL KHK’leriyle hukuksuzca ihraç edilen kamu emekçilerinin görevlerine iadesidir.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası olarak en başından beri söylediğimiz gibi, KHK’ler eliyle yapılan ihraçlar bir yargı süreci değil, bir siyasal tasfiye operasyonudur. 15 Temmuz’un ardından ilan edilen OHAL süreci, sadece darbecilerle sınırlı kalmamış; barışı savunan, adalet için mücadele eden, eleştiren, sorgulayan, bilimden ve emekten yana tavır alan binlerce kamu emekçisi de hedef alınmıştır. Bu sürecin en simgesel örneklerinden biri, sadece barışı savundukları için üniversitelerden uzaklaştırılan ve kamu hizmetinden çıkarılan barış akademisyenleri olmuştur.
Barış istemek suç değildir. Tam tersine, bu ülkenin en temel ihtiyacıdır. “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza atan akademisyenler, toplumun vicdanı olmuştur. Ancak bu vicdan sesi, yıllardır iktidar tarafından bastırılmak istenmiş; üniversiteler susturulmuş, bilimsel özerklik yok edilmiştir. Başta Anayasa Mahkemesi kararları olmak üzere birçok mahkeme kararı keyfi biçimde uygulanmamış, beraat eden ve göreve iade kararı alanlar görevlerine iade edilmemişlerdir.
Bugün barış ve demokrasi iddiasında bulunuyorsak, bunun gereği yapılmak zorundadır. Tüm bu hukuksuzluklara, siyasal intikam düzenine ve kamu emekçilerinin itibarsızlaştırılmasına son verilmelidir. Yalnızca barış akademisyenleri değil, sendikal faaliyet yürüttüğü, kadın mücadelesine katıldığı, düşünce özgürlüğünü kullandığı için ihraç edilen tüm kamu emekçileri, koşulsuz olarak görevlerine iade edilmelidir.
Bu iade, yalnızca bir göreve dönüş değil, aynı zamanda toplumun, üniversitenin ve kamu vicdanının onarımı anlamına gelecektir. Çünkü bu üyelerimiz aydınlık bir geleceği, bilimsel özgürlüğü, toplumsal barışı ve eşitliği savundular. Ve bugün, bu ülkenin gerçek anlamda bir geleceği olacaksa, o ancak bu değerler üzerinde kurulabilir.
Eğitim Sen olarak, barışı savunan ve bu uğurda bedel ödemiş tüm üyelerimizin, dostlarımızın, yol arkadaşlarımızın yanındayız. Kamusal, bilimsel, laik, demokratik ve anadilinde bir eğitim için mücadelemizi her koşulda sürdüreceğiz. Bu ülkenin aydınlık geleceğinden yana olan akademisyenleri, öğretmenleri ve kamu emekçileri olarak susmadık, susmuyoruz, susmayacağız.
KHK’ler iptal edilsin, haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç edilen tüm emekçiler derhal görevlerine iade edilsin!
Barışın, demokrasi talebinin ve adaletin sesi daha fazla bastırılamaz!





