#Balıkesir Büyüttüğümüz her bir fidanda, şehitlerimizin emaneti, milletimizin inancı ve geleceğe duyduğumuz büyük bir umut var. Yangınlarla mücadelemiz sürerken, küle dönen her alanı yeniden yeşertmek için hazırız. Doğal yöntemlerle, tohumlarla, ellerimizde fidanlarla birlik olacağız. Yemyeşil ormanlarımıza yeniden kavuşacağız. #YeşilVatan
İnançla söndürdük, gayretle yeşillendirdik. Daha önce olduğu gibi yine yapacağız.
Ormanlarımız Anayasa ile koruma altındadır. Yangına sebep olanlar cezalandırılır; yanan orman alanları yeniden yeşillendirilir. Bu alanlar başka amaçlarla kullanılamaz. Yanan ormanlar nasıl yeniden ağaçlandırılıyor?
Etüt ve analiz çalışmaları sonrasında;
Bazı alanlar doğal haline bırakılarak rehabilitasyon süreci izlenir. İlk yağmurlarla birlikte doğa kendini yeniler; sürgünler yeniden filizlenir.
Toprakta yeterli tohum bulunmayan bölgelerde tohum takviyesi yapılır.
Ormanın kendini onarma gücünün zayıf olduğu alanlarda, yanan ağaçlar alandaki sağlıklı orman örtüsü için risk oluşturuyorsa bu ağaçlar temizlenir, ardından yeni fidan dikimi gerçekleştirilir.
Bazı türler, yıllar süren yangın ekosistemi içerisinde yangına karşı uyum geliştirmiştir.
Meşe gibi birçok tür küllerden beslenerek yeniden yeşerir.
Kızılçam kozalakları reçineyle kaplıdır ve açılmaları için yüksek ısıya ihtiyaç duyar.
Yangınla birlikte reçine erir, kozalaklar açılır ve tohumlar toprağa saçılır.
Bu tohumlar, küllerle zenginleşen toprakta ilk yağmurlarla birlikte çimlenir.
Yanık alanlar, besin maddeleri açısından zenginleştiğinden genç fideler hızla büyür.
Ormanın kendini yeniden onarım gücü düşükse saha fidan dikimine hazır hale getirilerek olarak en uygun dönemde fidan dikimi gerçekleşir.
Rehabilitasyon için doğal süreç takibi, tohum takviyesi, fidan dikimi gibi tekniklerle yanan tüm ormanlar yeniden yeşertilir.
İnançla söndürdük, gayretle yeşillendirdik. Daha önce olduğu gibi yine yapacağız. 💚
— Orman Genel Müdürlüğü (@OGMgovtr) July 14, 2025
🔖 Ormanlarımız Anayasa ile koruma altındadır. Yangına sebep olanlar cezalandırılır; yanan orman alanları yeniden yeşillendirilir. Bu alanlar başka amaçlarla kullanılamaz.
Yanan ormanlar nasıl… pic.twitter.com/TAPFifftHg
Her yangın sonrası sosyal medyada bazı yanlış bilgiler dolaşıma giriyor.
“Yine mi çam dikiliyor?”, “ Neden meyve ağacı dikilmiyor?” gibi sorular tekrar tekrar gündeme geliyor.
Gelin, bilimsel gerçekleri birlikte inceleyelim Sadece Çam mı Dikiliyor?
Hayır. Meşe, sedir, ladin, kestane, kızılağaç, gürgen gibi onlarca farklı tür zaten ormanlarımızda doğal olarak yayılım gösteriyor. Yeni ormanlaştırma çalışmalarında bu doğal yayılım dikkate alınıyor.
Türkiye ormanlarının yaklaşık: %30’u meşe %23’ü kızılçam %17’si karaçam %7’si sarıçam Kalan %23’ü ise birçok farklı türden oluşuyor.
Yangına Dirençli Ormanlar YARDOP ile Gelişiyor Genel müdürlüğümüz tarafından yürütülen YARDOP projesi kapsamında, her bölgenin iklimi, toprak yapısı, rakımı, güneş alma durumu ve bitki biyolojisine göre yangına dirençli ormanlar oluşturuluyor.
Yani, “her yere her ağaç yetişir” gibi bir genelleme bilimsel açıdan mümkün değil. Bilimle, sahayla, doğayla uyum içinde çalışıyoruz.
Peki Neden Çam Daha Çok? Çünkü çamlar ülkemizin doğal olarak en çok yayılış gösteren türüdür. Az suya ihtiyaç duyar. Yangın sonrası kendini yenileyebilir. Türkiye’de milyonlarca yıldır doğal olarak yetişir. Örneğin kızılçam, yangından sonra kozalaklarını açar ve toprağa tohum bırakır. İlk yağmurlarla birlikte çimlenir ve yeniden filizlenir. Kısacası kızılçam, Akdeniz ikliminin mucizesidir.
“Çamlar Marshall yardımıyla geldi” İddiası Gerçek Dışı Anadolu’daki 20 milyon yıllık çam fosilleri bu iddiayı çürütüyor.
Çam türleri ülkemize sonradan gelmedi, zaten buradaydı. Hatta Pinus Brutia (Kızılçam), dünya literatüründe “Turkish Red Pine” olarak anılıyor.
Neden Zeytin-Badem Ormanı Kurulmuyor? Ormanlarımız içinde meyveli türler doğal olarak bulunur. Ancak bu türlerle orman oluşturulamaz. Çünkü: Bu türler ormanlaştırmaya uygun türler değil, daha çok tarımsal faaliyete uygun bitkilerdir. Sulama ve gübreleme ister. Yangına karşı hassastır. Sık dikilemedikleri için erozyonu önlemede etkisizdir.
Diğer türlere oluşan ormanlarımıza kıyasla oksijen üretimi, karbon tutma gibi ekosistem hizmetleri bakımından düşük performans gösterirler.
Ancak meyveli türlerle ilgili yayılışı arttırmak ve orman köylüsüne ve çiftçilerimize tarımsal gelir sağlamak için zeytin, badem, ceviz gibi türlerle ilgili destek ve teşvik sağlanmaktadır.
Doğru Bilgi Her ağaç, geliştiği coğrafyayla bir denge içindedir. Bu yüzden ormanlaştırma çalışmaları bilimsel veriler ışığında, yerel ekosisteme uyumlu türlerle yapılır. "Unutmayalım: Doğayla inatlaşılmaz, doğayla uyum içinde çalışılır. Ormancılık faaliyetleri bir mühendislik işidir.
Orman mühendisleri, bu faaliyetleri bilimsel teknikler ve planlamalar doğrultusunda yürütür." Yanlış bilgilere değil, bilimsel gerçeklere kulak verin. Bu bilgileri paylaşarak siz de dezenformasyonla mücadeleye katkı sağlayabilirsiniz. #YeşilVatan #Orman #Yangın
Ormanlarımız Anayasa’nın güvencesi altında. Yanan alanlar başka amaçla kullanılamaz, mutlaka yeniden ağaçlandırılır. Çünkü orman, sadece ağaç değil; gelecek, nefes ve umuttur.
Yanan Ormanlar Nasıl Yeniden Hayat Bulur?
Orman yangınlarının ardından yapılacak her çalışma, bilimsel planlama ve teknik bilgi ışığında yürütülür. Yanlış zamanda veya hatalı yöntemle yapılan ağaçlandırma, yıllar sürecek emeğin boşa gitmesine neden olabilir. 186 yıllık tecrübeye sahip kurumumuz, orman mühendislerimizin bilgi birikimiyle yanan alanlarımızı, daha önce olduğu gibi, en verimli şekilde yeniden ormanlaştıracaktır.
Önce Etüt ve Planlama
Yangın sonrası ilk adım; orman tipi, toprak yapısı, iklim koşulları ve mevcut tohum stoğu hakkında detaylı inceleme yapmaktır. Bu verilerle, hangi ağaçlandırma yönteminin uygulanacağı belirlenir.
Doğanın Kendi Gücünü Kullanmak Kızılçam ormanlarında, toprakta yeterli tohum varsa doğal gençleştirme tercih edilir. Çünkü Kızılçam, bu toprakların bir mucizesidir. Yangın sonrası, toprakta bulunan kozalaklar yüksek ısıyla incelerek açılır ve ilk yağmurda filizlenir. Doğal gençleştirmede yanmış ağaçlar temizlenir, dallar toprağa serilir, hafif toprak işlemesi yapılır. Böylece sonbaharda binlerce fidan kendiliğinden sürgün verir. Makilik alanlarda ise köklerden sürgün verme yöntemiyle doğa kendi onarımını başlatır.
Fidan Dikimi
Doğal gençleştirme yeterli değilse veya tohum stoku yetersizse, yerel türlerden üretilmiş fidanlarla ağaçlandırma yapılır.
Yerel Tür Seçimi
Her fidan her bölgede gelişmez. Bölgenin iklimine, toprağına ve rakımına uyumlu, yöreye özgü genetik özellikte fidanlar kullanılır. Bu sayede sulama ve bakım ihtiyacı en aza iner, orman uzun ömürlü olur. Örneğin, Antalya’da yetişen bir fidanı İzmir’de dikmek başarı oranını düşürür. Bu nedenle, her bölgede kendi koşullarına uygun fidan yetiştiren fidanlıklarımız bulunmaktadır.
Yangına Dirençli Türler
Bölgenin ekolojik yapısına uygun, yangına dayanıklı ve dirençli türler, ağaçlandırma planlarında öncelikli olarak yer alır.
Önemli Hatırlatma: Zeytin, badem ve benzeri meyveli türlerle tek başına orman oluşturulamaz. Bu türlerin su, gübre ve bakım ihtiyacı fazladır; erozyon önleme ve oksijen üretme gibi ekosistem hizmetleri sınırlıdır. Gelir Getirici Tür Eylem Planlarımız kapsamında; zeytin, badem, ceviz gibi türler, orman köylerimizin ekonomisine destek olması amacıyla belirlenen alanlarda dikilmektedir. Yasal Çerçeve: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 169’uncu maddesi uyarınca; yanan orman alanları yeniden ağaçlandırılır ve başka amaçla kullanılamaz.
Manavgat Yeniden Yeşerdi. 28.07.2021 tarihinde Bölge Müdürlüğümüze bağlı Manavgat Orman İşletme Müdürlüğü sorumluluk alanında çıkan büyük orman yangınında zarar gören 60 bin hektarlık alan, kurumumuz tarafından yürütülen silvikültür ve ağaçlandırma çalışmalarıyla yeniden yeşerdi.
Manavgat Yeniden Yeşerdi.
— Antalya Orman Bölge Müdürlüğü (@antalyaobm) July 29, 2025
28.07.2021 tarihinde Bölge Müdürlüğümüze bağlı Manavgat Orman İşletme Müdürlüğü sorumluluk alanında çıkan büyük orman yangınında zarar gören 60 bin hektarlık alan, kurumumuz tarafından yürütülen silvikültür ve ağaçlandırma çalışmalarıyla yeniden yeşerdi. pic.twitter.com/QSm5CeO9Pd
Antalya'nın Manavgat ilçesinde 4 yıl önce çıkan yangında küle dönen ormanlık alanlar, ekiplerin çalışmalarıyla yeniden yeşerdi.
🌳Antalya'nın Manavgat ilçesinde 4 yıl önce çıkan yangında küle dönen ormanlık alanlar, ekiplerin çalışmalarıyla yeniden yeşerdi. pic.twitter.com/NRNfRJaxiV
— TRT HABER (@trthaber) August 9, 2025
❝Önceden ilçede duman ve kül kokusu vardı, insanlar nefes almakta zorlanıyordu. Şimdi ise hem ormanlar hem de havamız eski haline dönmeye başladığı için çok mutluyuz❞ Antalya'nın Manavgat ilçesinde 4 yıl önce çıkan ve günlerce devam eden yangında küle dönen ormanlık alanlar, ekiplerin çalışmalarıyla yeniden yeşil örtü ile kaplanmaya başladı
❝Önceden ilçede duman ve kül kokusu vardı, insanlar nefes almakta zorlanıyordu. Şimdi ise hem ormanlar hem de havamız eski haline dönmeye başladığı için çok mutluyuz❞
— Anadolu Ajansı (@anadoluajansi) August 9, 2025
Antalya'nın Manavgat ilçesinde 4 yıl önce çıkan ve günlerce devam eden yangında küle dönen ormanlık alanlar,… pic.twitter.com/J9uPBdrI0j
İzmir - Foça Yeniden Yeşeriyor Geçtiğimiz yıl Yeni Foça’da meydana gelen yangında zarar gören 234 hektarlık alanda çalışmalar aralıksız sürüyor; Yanmış ağaçlar alandan temizlendi, Etüt ve proje çalışmaları tamamlanarak en uygun ağaçlandırma yöntemi belirlendi, Dikim yapılacak alanlar için arazi hazırlandı,
Sonbaharda fidan dikimi için geri sayım başladı,
#YeşilVatan emin ellerde! Geçtiğimiz yıl İzmir Buca'da yanan 570 hektarlık ormanlık alan yeniden yeşeriyor. 257 hektarda fidanlar toprakla buluştu 104 hektarda doğal gençleştirme yapıldı Diğer alanlarda çalışmalar hızla devam ediyor. Bu yıl da zarar gören ormanlarımızı hep birlikte el ele yeşertecek, fidanları toprakla buluşturacağız.
Gönderi
Sohbet
·
"Fidan dikmeyin!", "Sahayı olduğu gibi bırakın, orman kendini yeniler!" "Tekrar çam dikmeyin!" "Ağaçlandırma çalışmaları yanlış!" Her yangın sonrası bu ve benzeri farklı görüşler gündeme gelir. Peki biz ne yapıyoruz? Yangın gören her sahaya hemen fidan mı dikiyoruz? Gelin,
![]()
·
Orman varlığımız 1973 yılında 20,2 milyon hektarken, 2024 yılı itibarıyla 23,4 milyon hektara yükseldi. Böylece, Konya’nın yüzölçümüne yakın bir büyüklükte orman artışı sağlandı.
Çok sayıda yangında zarar gören ormanlık alanlarımıza rağmen orman varlığımızı arttırmamız,
![]()
Süreç boyunca saha sürekli takip altındadır. İlk öncelik doğal yolla rehabilitasyondur.
Ancak ormanı riske atacak bir tehdit oluşursa veya kendini yenileme gücü yetersizse, bilimsel yöntemlerle aktif müdahale yapılır. Yangın sonrası ayakta kalan yanmış ağaçlar masum gibi görünse de, sağlıklı orman için ciddi tehditler barındırır.
Özellikle kabuk böcekleri (Ips spp., Dendroctonus spp.) bu ağaçlara saldırır, ardından sağlam ağaçlara da yayılabilir.
Mantar enfeksiyonları (Armillaria, Diplodia vb.) zayıflamış dokularda hızla gelişir, kök temasıyla sağlam bireylere geçebilir.
Bu durumlar, sekonder orman hastalıklarına zemin hazırlar. Yanık sahaya komşu olan tüm orman alanları risk altına girer.
👀 Süreç boyunca saha sürekli takip altındadır.
— Orman Genel Müdürlüğü (@OGMgovtr) July 31, 2025
İlk öncelik doğal yolla rehabilitasyondur.
🌱 Ancak ormanı riske atacak bir tehdit oluşursa veya kendini yenileme gücü yetersizse, bilimsel yöntemlerle aktif müdahale yapılır.
🌳 Yangın sonrası ayakta kalan yanmış ağaçlar masum… pic.twitter.com/nMtBLJfbsw
Orman varlığımız 1973 yılında 20,2 milyon hektarken, 2024 yılı itibarıyla 23,4 milyon hektara yükseldi. Böylece, Konya’nın yüzölçümüne yakın bir büyüklükte orman artışı sağlandı.
Çok sayıda yangında zarar gören ormanlık alanlarımıza rağmen orman varlığımızı arttırmamız, yanan alanların korunarak rehabilite edilmesinin en net göstergesidir.
Yangın sonrası süreç nasıl işler?
İlk olarak, orman mühendislerimiz sahada analiz ve etüt çalışmaları yapar.
Bu çalışmalar sonrasında, orman kendini rehabilite edebilecek güçteyse, saha doğal sürece bırakılır. İlk yağmurlarla birlikte sürgün verme durumu yakından takip edilir.
Toprakta yeterli tohum, kozalak yoksa takviye tohumlama yapılır ve süreç izlenir.
Ormanın kendini yenileme kapasitesi zayıfsa, saha yanmış ağaçlardan arındırılır, dikime uygun hale getirilir ve uygun dönemde fidan dikilir.
🌳 Orman varlığımız 1973 yılında 20,2 milyon hektarken, 2024 yılı itibarıyla 23,4 milyon hektara yükseldi.
— Orman Genel Müdürlüğü (@OGMgovtr) July 31, 2025
Böylece, Konya’nın yüzölçümüne yakın bir büyüklükte orman artışı sağlandı.
👉 Çok sayıda yangında zarar gören ormanlık alanlarımıza rağmen orman varlığımızı arttırmamız,… pic.twitter.com/lGuMmnHjTi
"Fidan dikmeyin!", "Sahayı olduğu gibi bırakın, orman kendini yeniler!" "Tekrar çam dikmeyin!" "Ağaçlandırma çalışmaları yanlış!" Her yangın sonrası bu ve benzeri farklı görüşler gündeme gelir. Peki biz ne yapıyoruz? Yangın gören her sahaya hemen fidan mı dikiyoruz? Gelin, yangından sonra neler yaptığımızı birlikte inceleyelim.
Bilgi verelim, bilgi kirliliğini önleyelim...
Öncelikle hatırlatalım: Anayasamıza göre, yanan ormanların yerinde yeni ormanlar yetiştirilir. Bu alanlar başka hiçbir amaçla kullanılamaz.
Saha analiz çalışmalarının ardından uygun görülen tüm yanan alanlar bir sonraki yılın sonuna kadar tohum ve fidanla buluşturulur.
23 yılda 7.5 milyar fidan ve tohumu toprakla buluşturan ülkemiz, FAO (Gıda ve Tarım Örgütü) tarafından hazırlanan Küresel Orman Kaynakları Değerlendirmesi (FRA) raporuna göre;
Ağaçlandırmada Avrupa'da 1., dünyada 4. konumdadır.
"Fidan dikmeyin!", "Sahayı olduğu gibi bırakın, orman kendini yeniler!" "Tekrar çam dikmeyin!" "Ağaçlandırma çalışmaları yanlış!"
— Orman Genel Müdürlüğü (@OGMgovtr) July 31, 2025
Her yangın sonrası bu ve benzeri farklı görüşler gündeme gelir.
Peki biz ne yapıyoruz? Yangın gören her sahaya hemen fidan mı dikiyoruz?
Gelin,… pic.twitter.com/TCZT3ehERb
Yanmış ağaçlar: • Zararlı böceklere yuva olur • Mantar hastalıklarını yayar • Sağlam ağaçlara bulaşır • Toprağı zayıflatır
Bu nedenle, sağlıklı orman için "sanitasyon kesimi" gereklidir.
Yani, hastalık taşıyan yanmış ağaçlar kontrollü şekilde sahadan çıkarılır.
Böylece: • Yeni fidanlar güvenle büyür • Orman hastalıklardan arındırılır • Ekosistem kendini yeniler
Unutma! "Yanmış ama ayakta" olan her ağaç, ormana iyilik değil zarar getirebilir.
Orman mühendisleri tüm süreci yerinde ve sürekli izleyerek yönetir. Doğaya karşı değil, doğayla uyum içinde çalışırlar.
Öncelikle doğal yayılış gösteren türlerle ağaçlandırma tercih edilir. Daha sonra yangına dirençli, toprağa, rakıma, iklime ve doğal yayılışa uyumlu türlerle ağaçlandırma yapılır. Böylece #YeşilVatan hep yeşil kalır.
⚠️ Yanmış ağaçlar:
— Orman Genel Müdürlüğü (@OGMgovtr) July 31, 2025
• Zararlı böceklere yuva olur
• Mantar hastalıklarını yayar
• Sağlam ağaçlara bulaşır
• Toprağı zayıflatır
🌲 Bu nedenle, sağlıklı orman için "sanitasyon kesimi" gereklidir.
👉 Yani, hastalık taşıyan yanmış ağaçlar kontrollü şekilde… pic.twitter.com/bGzJNEZIZ8
Gönderi
Sohbet
YANAN ORMANLIK ALANA OTEL YAPILAMAZ. BUNUN TEK BİR ÖRNEĞİ YOKTUR 1) Daha önce de defaatle açıkladığımız üzere, son 23 yılda yanan orman alanına otel yapıldığının tek bir örneği yoktur. Bunun aksini iddia edenlerin her seferinde gösterdiği otelle ilgili GERÇEK şu şekildedir. 2) Muğla Milas Güvercinlik Koyu 1987'de turizm merkezi olarak ilan edilmiştir. 3) Bu bölgedeki 42 hektarlık ormanlık alan 1991'de Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsis edilmiştir. 4) Tahsisten sonra bu alana "La Blanche", "Titanic" ve "Lujo" otelleri inşa edilmiştir. 5) 2007'de Güvercinlik'te çıkan orman yangınında 223 hektar alan zarar görmüştür. 6) Lujo Otel’in bulunduğu alanda 2,9 hektar yangından etkilenmiştir. Titanic ve La Blanche otellerin bulunduğu alanlar ise yangından etkilenmemiştir. 7) Kronolojiden de görüldüğü üzere, alanın otellere tahsis işlemi yangından önce yapılmıştır. 8) Yanan alanların imara açıldığı veya otel yapıldığı iddiaları gerçekleri yansıtmamaktadır. 9) Anayasa'nın 169. maddesindeki 'Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir' hükmü gereğince yanan orman alanları tekrar ağaçlandırılmakta, yanan alanlarda yapılan çalışmalar kamuoyu ile de paylaşılmaktadır. 10) Aşağıdaki açıklamamızda görüldüğü üzere, her yaz yangın olduğunda gündeme getirilen bu yalana ilişkin gerçeği anlatmaktan usanmayacağımızı kamuoyumuza saygıyla arz ederiz.









