Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığımız tarafından düzenlenen 15 Temmuz: Hafıza, Adalet ve Gelecek Paneli'nin, "Demokrasi Nöbeti: 15 Temmuz'un Ardından Türkiye" başlıklı ikinci oturumu yapıldı.
Slayt 1 - 5 - Döngü
Moderatörlüğünü TRT Haber spikeri Oya Eren'in yaptığı panele, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Yeşiltaş, İstanbul Medipol Üniversitesi Siyaset ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Yayla, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özden Zeynep Oktav ve gazeteci Halime Kökce konuşmacı olarak katıldı.
Prof. Dr. Yeşiltaş, Türkiye'nin 15 Temmuz'dan sonra kendi güvenlik derinliğini yeniden inşa edebilen bir ülke olarak öne çıktığını belirtti.
Millî güvenlik stratejisinde yaşanan değişimin, 15 Temmuz sonrasında atılan adımlarla şekillendiğini dile getiren Yeşiltaş, "Darbenin hedeflerinden biri dinleyen, uysal bir Türkiye oluşturmaktı. Küresel siyasette özne olma yetisini ve özelliğini kaybeden bir Türkiye inşa etmekti. 15 Temmuz sonrası Türkiye, yeniden millî derinliğini kazandı ve özne hâline geldi. 15 Temmuz sonrası Türkiye, millî savunma derinliği kazandı. Bugün terör örgütü PKK'nın silah bırakmasını tercihler arasından seçilmiş bir tercih olarak değil, zorunlu olarak ortaya çıkmış bir tercih olarak görmek lazım." diye konuştu.
Millî savunma sanayisinin 15 Temmuz'dan sonra konsolide olduğunu anlatan Yeşiltaş, millî savunma derinliğinin bu süreçte kazanıldığını ve terörle mücadele stratejisinin bu derinliğin oluşmasında çok büyük etkisi olduğunu söyledi.
İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Yayla, 15 Temmuz'a "şanlı direniş" adını verdiğini belirtti.
15 Temmuz'un tarihî açıdan çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yayla, “Siyasi liderliğin aldığı pozisyon, şanlı direnişte etkili oldu. Siyasi liderlik direnme kararı aldı ve bu, Türkiye için harika bir gelişmeydi. Bu olay, darbelere karşı toplumda ve siyasi çevrelerde yaygın olan öğrenilmiş çaresizliğin yok edilmesini sağlamıştır.” dedi.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özden Zeynep Oktav,” 15 Temmuz gecesi yaşadığımız sadece bir darbe değil, Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsına nişan alınmış bir saldırıdır. Halk her zaman darbelerin karşısında sivil iktidarın yanında olmuştur.” ifadelerine yer verdi.
Gazeteci Halime Kökce de 15 Temmuz gecesi bir gazeteci olarak yaşadıklarını anlattı. Türkiye'nin darbeler tarihinde medyanın genellikle darbeleri destekleyen bir rol üstlendiğini dile getiren Kökce, “Türkiye’de darbeler tarihinde medyanın rolü darbeye karşı bir halk direnişini örgütlemek şeklinde değil bilakis darbeyi destekleyen ve kışkırtan nitelikteydi. 15 Temmuz’da ise bunun tam tersini gördük.” diye konuştu.







