Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası (TEÇ-SEN) Genel Başkan Vekili Salih Burçin POYRAZ, kamuda yaşanan ücret dengesizliğine ilişkin açıklamalarda bulundu.
POYRAZ’ın açıklaması şöyle:
“Bugün kamuda ücret dağılımına baktığımızda tablo vahimdir: Alt unvan ile üst unvan arasındaki ücret uçurumu her geçen gün büyümekte; yapılan yüzdelik enflasyon artışları bu adaletsizliği daha da derinleştirmektedir.
Çalışanlarımız emekli aylıkları yerlerde süründüğü için emekli olamamaktadır. İlçe müdürü ve şube müdürü, okul müdüründen daha düşük ücret almakta; şeflerimiz, memurlarımız ile bir üst unvan olan şube müdürlerimiz arasındaki makas her altı ayda bir biraz daha açılmaktadır. Dahası, şeflerimiz birçok kamu kurumundaki aynı unvandaki personelden daha düşük maaş almaktadır.
Geçmişte, bugünkü tabloya son derece benzeyen bir dönemde; kamuda eşitliğin ve adaletin sağlanması amacıyla çıkarılan 666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname, aynı sınıf ve unvanda görev yapan çalışanlar arasındaki ücret farklılıklarını gidermeye yönelik önemli bir düzenleme olmuş, kamu personel sisteminde kayda değer bir eşitleme sağlamıştı.
Ancak bugün geldiğimiz noktada, çalışanlarımız ve emeklilerimiz için yeniden buna benzer kapsamlı bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu açıktır. Bunun en somut göstergesi de geçtiğimiz hafta bazı üst düzey kamu çalışanlarına yönelik yapılmak istenen düzenleme olmuştur. Bu düzenlemenin yalnızca belirli unvanları kapsayacak şekilde hazırlanması haklı tepkilere yol açmış ve ilgili önerge geri çekilmiştir.
Kamu çalışanları arasındaki bu ücret adaletsizliği ve dengesizliği daha fazla derinleşmeden ele alınmalıdır. 2012 yılında yapılan düzenlemeye benzer bir adımın atılması, tüm kamu çalışanlarını ve emeklilerini kapsayacak şekilde acilen bir düzenleme yapılması gerekmektedir.
Çünkü bu ücret adaletsizliği artık sürdürülemez bir boyuta ulaşmıştır. Kamu çalışanları arasındaki gelir uçurumu kapatılmadığı sürece ne iş barışı sağlanabilir ne de çalışma huzurundan söz edilebilir.
Bu temel sorunun çözümü açıktır: Taban aylıklara en az 30.000 liralık artış yapılmalı ve kamudaki ücret dengesi yeniden tesis edilmelidir.
Aksi halde ne çalışanlarımızın geçim yükü hafifleyecek ne de emeklilerimizin yaşadığı mağduriyet giderilecektir. Kamu çalışanları artık sabır değil, açık ve net bir biçimde emeğinin karışlığını istemektedir.






