Ortak açıklamayı KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak okudu.
Bu ülkenin kamu emekçileri olarak bugün alanlardayız. Sadece biz kamu emekçilerinin haklarına sahip çıkmak için değil, tüm vatandaşların nitelikli, ücretsiz, ulaşılabilir bir kamu hizmeti alma hakkını savunmak için g(ö)revdeyiz.
23 yıldır ülkeyi yönetenler adım adım uyguladıkları politikalarla üretime değil, borçlanmaya, betonlaşmaya dayalı insan ve doğa düşmanı bir model kurdular.
Emek karşıtı, sermaye yanlısı bu modelde kamu hizmetlerine, kamu yatırımlarına ayrılan kaynaklar kısıldıkça kısıldı.
Kamusal hizmetlerde, sosyal devlette koskoca gedikler açıldı. Eğitimden, sağlığa, ulaşımdan haberleşmeye tüm kamu hizmetleri özel sektöre devredildi, paralı hale getirildi. Kamu binaları ticarethaneye, vatandaşlar müşteriye çevrildi.
Bunun bedelini de söndürül(e)meyen yangınlarla, yeni doğan ve diploma çeteleriyle, her gün bir yerde ortaya çıkan sellerle, felaketlerle hepimiz ödedik. Ödemeye de devam ediyoruz.
Bu modelde biz kamu emekçilerinin payına ise düşük maaşlarla, güvencesiz, angarya çalışma, çalışırken yoksulluk, emeklilikte sefalet düştü.
Dolayısıyla ASİM SEN, BASK, ÇALIŞAN SEN, DMK, HAK SEN, KESK, YURT SEN olarak;
- Toplu görüşmelerin her yıl yapılması,
- Toplu görüşmelerin canlı yayınlanması,
- Her yıl Aralık ayında açıklanan yeniden değerleme oranında memur ve emeklisine zam verilmesi ve masada diğer hakların konuşulması,
- Yılda iki kere ikramiye verilmesi,
- Birinci dereceye yükselen tüm memurlara 3600 ek gösterge verilmesi,
- Yıllar boyu verdikleri emekler yok sayılan, göz göre göre sefalete itilen milyonlarca emeklinin hakkını savunmak,
İÇİN G(Ö)REVDEYİZ! İŞYERLERİNDE, ALANLARDA OMUZ OMUZAYIZ!
Bugün Türkiye’nin dört bir yanında üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz, bugün hizmet üretmiyoruz. Sokaklardayız, alanlardayız.
Başta kamu emekçileri ve emekliler olmak üzere tüm kamuoyu 4 milyon kamu emekçisini 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecini yakından takip ediyor.
Ne yazık ki yıllardır uygulanan senaryo tekrar ediliyor, süreç bir kez daha oldubittiye getirilmek isteniyor. Hükümet günlük bir simit parasına bile denk gelmeyen son teklifiyle kamu emekçileri ve emeklileri ile dalga geçmektedir.
Mevcut takvime göre toplu sözleşme görüşmeleri yarın bitecek. Yarın mesai bitiminden sonra hakeme başvuru süreci başlayacak.
Ama şu saate kadar kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı temel sorunlara, sendikaların taleplerinin hangilerinin kabul edilip hangilerinin kabul edilmediğine ilişkin tek bir cümle dahi duymadık.
Çalışma Bakanı haftalardır “müzakerelerimizin tüm tarafları memnun edecek şekilde hayırla sonuçlanacağını ümit ediyorum” açıklaması yapıyor.
Biz de buradan Sayın Bakan’ın şahsıdan kamu işverenine, iktidara soruyoruz. Bu teklifte 4 milyon kamu emekçisini, 2,5 milyon kamu emeklisini memnun edecek ne vardır?
- İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret artışı var mı?
- Bugün itibari ile 18 bin 680 TL tutarındaki ilave seyyanen ödeneğin taban aylığımıza ve emeklilerin mevcut aylıklarına yansıtılmasına ilişkin bir adım var mı?
- Hangi ad altında olursa olsun emekli maaşlarımızı adeta kemiren, tüm ek ödemelerin taban aylığımıza, emekliliğimize yansıtılması var mı?
- Barınma hakkı kapsamında konutu olmayan kamu emekçisine kira yardımı – kira desteği var mı?
- Büyümeden, refahtan pay var mı? Yıllardır maaşlarımızı dilim dilim buharlaştıran Gelir Vergisi adaletsizliğine son verilmesi var mı?
- Ücretsiz servis, yemek, ulaşım taleplerine ilişkin bir adım var mı?
- Vekil, ücretli, taşeron, sözleşmeli, İHS’li gibi farklı adlar altında sürdürülen güvencesiz istihdama son verilmesi, güvencesiz istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesi var mı?
- Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılması, söz konusu kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesi var mı?
- Kayırmanın, torpilin kapısını sonuna kadar açtığını kabul ettiğiniz, seçim öncesi sözünü verdiğiniz mülakatın kaldırılması var mı?
- Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulması var mı?
- Bizim için en önemlisi Grev Hakkı ile Tamamlanmış Gerçek Toplu Sözleşme Sistemi, Demokratik Bir Çalışma Yasasına ilişkin tek bir cümle var mı?
YOK, YOK, YOK. Çünkü aslında ORTADA BİR TOPLU SÖZLEŞME TEKLİFİ YOKTUR.
TEKLİF YERİNE; 4 milyonu aşkın kamu emekçisini çalışırken daha fazla yoksulluk ile 2,5 milyon emekliyi ise daha fazla sefalet ile TEHDİT VAR.
- Vergi, harç ve cezaları %44 arttırdılar. Gelir Vergisinden, ÖTV’ye KDV’ye tüm vergileri ortalama %70 arttırdılar.
- Sermayeye, patronlara teşvik üstüne teşvik vermeye, vergilerini affetmeye, faizden beslenen bir avuç asalak takımına dünyanın en yüksek faizini ödemeye devam ediyorlar. Tüm vergi yükünü bizlerin, halkın sırtına yıkıyorlar.
- Ama sıra bizim maaşlarımıza gelince her seferinde önümüze TÜİK’in sahte rakamlarını, hiçbir zaman tutmayan hedeflenen enflasyon rakamlarını koyuyorlar.
- Yoksulluk sınırının 2026 Ocak itibari ile en az 100 bin TL olacağı koşullarda bizlere sefalet oranları dayatıyorlar. “Talep ettiğiniz rakamları verirsek ekonominin, bütçenin dengesi bozulur” diye nutuk atıyorlar.
Ülkenin tüm dengelerini bozanların bu nutuklarına Artık Yeter diyoruz!
Buradan masada “yetkili” sıfatı ile oturan konfederasyonu ve sendikaları uyarıyoruz. Hiçbir kamu emekçisinin tarihe kara bir leke olarak geçecek yeni bir satış sözleşmesine tahammülü kalmamıştır.
Bu nedenle:
- Hiç kimse hepimizle dalga geçilen bu teklife değer yüklemeye çalışmasın.
- Milyonların maaş artışı talebinin dörtte birine bile denk gelmeyen rakamları görmezden gelerek “Üzerine bir, iki puan ilave edilirse çözülür” yaklaşımı sergilemeye kalkışmasın.
- Kamu emekçilerinden gizli kapalı kapılar ardında pazarlıklar yürütmeyi, kamu emekçilerinin temel hiçbir sorununu çözmeyen teklifleri kabul etmeyi aklından bile geçirmesin.
- İktidar uyuşmazlık durumunda başvurulan Hakem Kurulu’nun objektif ve bağımsız kararlar verdiğine inanmamızı bekliyor.
Oysa hepimiz biliyoruz ki toplam 11 üyesinden 6’sı doğrudan, 1’i dolaylı olarak Cumhurbaşkanı tarafından atanan Hakem Kurulu her seferinde hükümetin noterliğini yapmıştır. Artık yeter. Bu sefer hiç kimse uyuşmazlıkta topu iktidarın noterliğini yapmanın ötesine geçmeyen Hakem Kuruluna atmaya kalkmasın.
GELDİĞİMİZ NOKTA ORTADADIR.
Hükümet 4 milyon kamu emekçisine, 2,5 milyon emekliye, aileleri ile birlikte 25 milyonluk devasa bir kitleye sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklif etmiştir.
Bu teklife karşı yapılacak olan şey birkaç puanlık maaş artışını esas alan MÜZAKERE DEĞİL, MÜCADELEDİR.
Bu Karanlık Tablodan Tek Çıkış Yolu; Yetkinin asıl sahipleri olarak bizlerin ortak sorunları için bir araya gelmesinden, ‘hak verilmez mücadele ile alınır’ ilkesi ile ortak mücadeleyi yükseltmesinden geçiyor.
Bu Karanlık Tablodan Tek Çıkış Yolu, ‘Hepimiz aynı gemideyiz” diyenlere karşı “Geminin gerçek sahipleri olarak hakkımızı, emeğimizin, alın terimizin karşılığını istiyoruz” diyerek tüm farklılıklarımıza rağmen birbirimize kenetlenmekten geçiyor.
Bugün bunun ilk adımını atıyoruz. Bizleri yok sayan bu yoksulluk, sefalet, güvencesizlik teklifine itirazımızı yükseltiyoruz. Üretimden gelen gücümüzü kullanıyor, bu daha başlangıç, mücadeleye devam diyoruz.
İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret, Güvenceli İstihdam- Güvenli Gelecek, Demokratik- Adil Bir Çalışma Yaşamı, Halktan Yana Bir Kamu Hizmeti, Grev hakkımızın önündeki engellerin kaldırıldığı Gerçek Bir Toplu Pazarlık Sistemi için omuz omuza vermeye, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ
YAŞASIN EMEĞİN BİRLEŞİK MÜCADELESİ
BASK: Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu
ÇALIŞAN SEN: Çalışanlar Birliği Sendikalar Konfederasyonu
DMK: Devlet Memurları Konfederasyonu
HAK-SEN : Kamu Çalışanları Hak Sendikaları Konfederasyonu
KESK: Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu
YURT-SEN: Yurt-Sendikaları Konfederasyonu
Bu Israrlı Sefalet Dayatmasını Reddediyor, Genel Grev Çağrımızı Yineliyoruz!
Tarih: Kategori: Genel, MANŞET, TİSEtiketler: Okunma: 1.359 views
Bu Israrlı Sefalet Dayatmasını Reddediyor, Genel Grev Çağrımızı Yineliyoruz !
Az önce AKP iktidarının işveren heyeti, kamu emekçileri ve emekliler için üçüncü ve nihai teklifini açıkladı. Bu teklif, 2026 yılı için ilk altı ayda vermeyi önerdiği %10 zamma +1, ikinci altı ay için önerdiği %6 zamma ise +1 puan eklemek şeklinde olmuştur. Beklendiği gibi, bu teklif bir kez daha sefaletin dayatılmasıdır. İktidar günde bir simit parasına bile denk gelmeyen bu teklifle kamu emekçileri ve emeklilerle dalga geçmeye devam etmektedir. Bu rakamlar, 2026 yılı için toplamda %17’ye dahi ulaşmamaktadır. Ayrıca enflasyon farkının olmasına ilişkin herhangi bir ibareye yer de verilmemiştir.
Anlaşılan bu iktidar, çarşı pazardan, sokaktan, sofradan ve emekçilerin yaşam mücadelesinden o denli kopmuş ki, hala kuyumcu terazisi ile ulufe vererek bu köprüyü aşacağını sanıyor ve büyük yanılıyor.
Bu ülkeyi 23 yıldır yöneten AKP, emeğin alın terini yok sayan, halkın geleceğini talan eden, yarattığı her krizi emekçilerin sırtına yıkan bir iktidardır. Bugün açıkladıkları sözde teklif, yalnızca ekonomik değil; aynı zamanda insanca yaşam hakkına bir saldırıdır. Bu saldırı, kamu emekçilerini, emeklileri ve halkı yoksulluğa, güvencesizliğe ve köleliğe mahkûm etme girişimidir.
Açıklanan teklif:
- Kamu emekçisine açlık sınırının eşiğinde ücret öngörüyor.
- Emeklileri sadaka kırıntılarına mahkûm ediyor.
- Vergi adaletsizliğini sürdürüp sermayeyi kolluyor.
- Mülakatı yani siyasal kayırmacılığı korumaya devam ediyor.
- Kira yardımı, ücretsiz kreş hakkı, 3600 ek gösterge ve ikramiye taleplerimize kulak tıkamaya devam ediyor.
- Grev ve gerçek toplu sözleşme hakkımızı yok sayıyor.
İşte bu yüzden bu teklif yok hükmündedir!
Buradan açıkça ilan ediyoruz:
Kamu emekçileri bu sefalet dayatmasını kabul etmeyecek! AKP iktidarının emeği ve halkı hiçe sayan bu saldırılarına karşı tek yol örgütlü direniş ve genel grevdir!
Biz KESK olarak, yalnızca bugünü değil, geleceği de görüyoruz. Bu ülkede demokrasi, eşitlik, özgürlük ve insanca yaşam ancak emekçilerin birleşik mücadelesiyle kazanılacaktır. Bu iktidar genel seçimlere 2 yıldan daha fazla bir süre bulunmasının rehaveti ile emekçilere açlığı, sermayeye bu Ülkenin tüm olanaklarını altın tepside sunuyor. AKP iktidarı saraylarda sefa sürerken milyonlara yoksulluk ve açlık dayatıyor. Artık yeter!
Bugünden ilan ediyoruz:
- Sefalet teklifini, reddediyoruz.
- Hakem heyeti oyununu tanımıyoruz.
- Mücadelemizi büyütüyoruz.
Kamu emekçilerine, işçilere, emeklilere, gençlere, kadınlara çağrımızdır:
Herkes bilsin ki bu saldırıya verilecek tek yanıt, üretimden gelen gücümüzü örgütlü biçimde kullanmak, yani genel greve hazırlanmak olacaktır!
Diğer yandan, yetkili Konfederasyona ve Sendikalara açık çağrımızı yineliyoruz, bu süreci hakem heyetine götürmek; bu sefalet masasının düzeneğinin ortağı olmaktır. Hakem heyetine gitmeyin ve emekçilerin gerçek iradesinin gereğini yerine getirin.
Bugün bir araya geldiğimiz 7 Kamu Konfederasyonu ile ortak sözümüzü söyledik. Yarın çok daha büyük bir birleşik mücadele hattını örerek ile bu oyunu mutlaka bozacağız. Bugün yüzbinleriz, yarın milyonlar olacağız.
Tüm kamuoyuna saygı ile ifade ederiz.






