Özel okul öğretmenleri, yıllardır süregelen güvencesiz çalışma koşullarına, düşük ücretlere, sendikasızlaştırmaya ve insan onuruna aykırı uygulamalara karşı seslerini yükselterek bir yürüyüş gerçekleştirmişlerdir. Bu yürüyüş, sadece bir maaş artışı ya da kısa vadeli iyileştirme talebi olarak görülmemelidir. Öğretmenler sendikası ve üyelerinin mücadelesi aynı zamanda eğitim emekçilerinin insanca bir yaşam ve onurlu bir meslek mücadelesidir.
Ne yazık ki bu meşru yürüyüş, polis şiddetiyle engellenmiş ve birçok meslektaşımız hukuksuz bir biçimde gözaltına alınmıştır. Bu müdahale, sadece özel okul öğretmenlerine değil, ülkenin dört bir yanında görev yapan tüm eğitim emekçilerine, eğitimin kamusal ve demokratik niteliğine ve örgütlü emeğin kazanımlarına yönelmiş açık bir saldırıdır.
Bir kez daha görülmüştür ki, iktidar ve sermaye çevreleri, emekçilerin haklı taleplerini bastırmak, öğretmenlerin sesini kısmak ve toplumsal muhalefeti sindirmek istemektedir. Ancak bilinmelidir ki, bu baskılar ne tarihsel gerçekleri değiştirebilir ne de hak arama mücadelemizi durdurabilir. Bugün özel okul öğretmenlerinin yükselttiği ses, aslında yıllardır biriken öfkenin, adalet arayışının ve ortak geleceğe dair umudun haykırışıdır.
Eğitim Sen olarak, özel okul öğretmenlerinin hem yürüyüşünü hem de taleplerini sonuna kadar meşru ve haklı buluyoruz. Gözaltına alınan meslektaşlarımız derhal serbest bırakılmalı, üzerlerindeki tüm baskılar kaldırılmalı ve talepleri ivedilikle karşılanmalıdır.
Bu mücadele sadece özel sektör öğretmenlerinin değil; aynı zamanda kamu sektöründe çalışan bizlerin de mücadelesidir. Çünkü hepimiz aynı sömürü düzenine, aynı adaletsiz sisteme karşı direniyoruz. Kamuda güvencesiz sözleşmeli çalıştırmadan özel sektördeki kayıt dışı istihdama kadar, farklı biçimlerde uygulanan baskı ve eşitsizliklere karşı yan yana gelmekten, omuz omuza mücadele etmekten başka yolumuz yoktur.
Eğitim emekçileri olarak talebimiz nettir: Güvenceli istihdam, insanca yaşanabilecek düzeyde bir ücret, örgütlenme özgürlüğü ve sendikal hakların eksiksiz tanınması, mobbing ve baskının olmadığı demokratik bir çalışma ortamı.
Bir kez daha altını çiziyoruz: Bu talepler meşrudur. Bu mücadele haklıdır. Ve bizler, bu mücadelenin sonuna kadar yanındayız.
Gözaltılar derhal serbest bırakılmalı, özel okul öğretmenlerinin talepleri derhal kabul edilmelidir!
Eğitim emekçileri haklı mücadelelerinde yalnız değildir!
Eğitim-Sen