KESK Kadın Meclisi’nin de bileşeni olduğu ‘Kadın Mitingi Bileşenleri’ 10 Ocak tarihinde Ankara’da düzenleyecekleri ‘KADIN MİTİNGİ’ne çağrı yapmak amacıyla “Haklarımız, Hayatlarımız ve Özgürlüğümüz için Bir Aradayız!” şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Ortak açıklama metnini bileşenin en genç üyesi Sude Dorman okudu.

DEĞERLİ BASIN EMEKÇİLERİ

EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİ DİRENÇLE YÜRÜTTÜĞÜMÜZ YOL ARKADAŞLARIMIZ

SEVGİLİ KADINLAR,

21. Yüzyılın ilk çeyreğinde dünyada ve ülkemizde yeni sağ ideolojiler cinsiyetçi, ırkçı politikalarına hız verirken kadın kazanımları tek tek hedef alınıyor. Ancak bizler mücadele geleneği ve kadın dayanışması ile bu geriye gidiş çabalarını boşa çıkaracak, eşitlik ve özgürlük mücadelemizden de yaşama hakkımızdan da bir adım dahi geri adım atmayacağız.

Dünyadaki benzerleri gibi ülkemizdeki AKP iktidarı kadın düşmanı politikaların dozunu her gün artırmakta, yargı paketleriyle, torba yasalarla kadınların kazanımlarına el koymaya çalışmaktadır. Ülkedeki tüm demokrasi güçleri ve kadınlar olarak kazanılmış haklarımızdan vaz geçmeyeceğimizi bir kez daha ilan etmek, seslerimizi ve güçlerimizi birleştirerek daha gür bir sesle haykırmak üzere bir arada olacağız. Ülkenin dört bir yanından gelen kadınlarla 10 Ocak’ta Ankara’da olacağız; itirazımızı ve isyanımızı en güçlü sesimizle haykıracağız ve bizi duymak istemeyenlerin de duymasını sağlayacağız.

Çünkü;

Ülkemizde Anayasa fiili olarak uygulanmıyor, temel hak ve özgürlükler yok sayılıyor, güçler ayrımı yok edildiği gibi yargı, iktidar tarafından aparat olarak kullanılıyor. İkili hukukun uygulanmasıyla kadınların yaşam tarzı ve demokratik hakları hedef alınıyor. Anayasa Mahkemesi kararları tanınmıyor, uluslararası yükümlülükler hiçe sayılıyor. Uyulmayan uluslararası sözleşmeler ve yargı kararları kadınların yaşamını daha da tekinsiz, güvensiz hale getiriyor.

İstanbul Sözleşmesi’nin bir gecede feshedildiği günden bu yana kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet artmaya devam ediyor. 6284 Sayılı Yasa etkili uygulanmadığı için pek çok kadın koruma mekanizmalarına erişemiyor. Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet artarak devam ediyor.

Milli Eğitim Bakanlığının uygulamaları kadınları eğitim ortamından uzaklaştırıyor. Zorunlu eğitim süresi, karma eğitim tartışmaya açılıyor. Kız ortaokulları gibi uygulamalarla laikliği sarsacak uygulamaların önü açılıyor. Zorunlu eğitimde liseyi kapsayan 4 yıl yerine, 2+2 formülüyle çocuklar örgün eğitimden uzaklaştırılarak, bir yandan “erken yaşta evlilik” adı altında çocuk istismarı meşrulaştırılırken diğer taraftan çocuklar sermayenin ucuz işgücü haline getirilmesine zemin hazırlanıyor.

Sağlık Bakanlığı, 10 haftaya kadar yasal olan kürtaj hakkını kamu hastanelerinde fiilen yasaklıyor. Vajinal doğumun “normal,” sezaryeninse “kabul edilmeyen” olduğu algısı yerleştirilirken sezaryenle doğum yapmış veya yapacak olan kadınları ve doğumu yaptıran hekimler hedefe konuyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı hutbeleriyle kadınların kıyafetleri ve yaşam tarzı, miras hakları hedef gösteriliyor; kadınların temel güvencesi laiklik aşındırılmaya çalışılıyor. Kadınların yurttaşlık haklarına yönelik söylemler, topluma dikte edilmeye çalışılarak şeriata dayalı bir yaşam biçimi topluma dayatılmak isteniyor.

İktidarın “Aile Yılı”ile başlayan “Aile 10 Yılı” ile devam eden sözde kadın istihdamını artırmak amacıyla kadın emeğini değersizleştiren politikalar hız kazanıyor. Kadınların ev içine hapsedilmesini hedefleyen politikalarla zaten güvencesiz, esnek ve kısmi zamanlı çalışmalarla kayıt dışı bırakılan kadınlara kısmi zamanlı, güvencesiz, evden çalışarak bakım emeğini üstlenebilecekleri ve ev içi köle haline getirilecekleri müjdeleniyor.

KPSS-2025/2 Tercih Kılavuzu
KPSS-2025/2 Tercih Kılavuzu
İçeriği Görüntüle

LGBTİQ+’lara yönelik nefret söylemleri yaygınlaştırılıyor, yargı paketleriyle temel haklarından mahrum bırakılmaya çalışılıyor. Temel insan haklarına aykırı düzenlemeler içeren yargı paketleri, toplumu daha da kutuplaştırıyor ve nefretin meşrulaşmasına zemin hazırlıyor.

Ortadoğu’da ve bölgede süren savaşın bedelini yine kadınlar ve çocuklar ödüyor. Afganistan’da kadınların kamusal alana çıkması, yüksek sesle konuşması yasaklanıyor. Hemen yanı başımızda Suriye’de Ezidi ve Kürt kadınlara IŞID’ın yaptığı kaçırma, zorla evlendirme, katletme bugün HTŞ eliyle Alevi ve Dürzi kadınları hedef alıyor. Biz kadınlar barış mücadelesinin yalnızca savaş veya çatışma dönemiyle sınırlı olan ve silahların susmasını talep eden bir mücadele olmadığını; toplumsal barışa hizmet eden demokratikleşme, toplumsal cinsiyet eşitliği, eşit yurttaşlık mücadelelerinin bir bütünü olduğunun farkındayız.

“ARTIK YETER!” diyoruz. Kadın kırımına, çocuk istismarına, yoksulluğa, savaşa, seçme ve seçilme hakkımızın gasp edilmesine, KHK zulmüne, ekolojik yıkıma, rant politikalarına, hayvan katline, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini hesaba katmayan sermayenin ihtiyaçlarına göre belirlenen bütçeye, her yargı paketiyle karşımıza çıkarılan LGBTİ+ düşmanlığına karşı mücadeleyi büyütmek için; ülkenin dört bir yanındaki tüm kadınları 10 Ocak 2026’da Ankara’da yapılacak Kadın Mitingi’nde buluşmaya çağırıyoruz.

Gelin; yaşam hakkımıza ve geleceğimize sahip çıkmak için; eşit, özgür ve adil bir ülke için, farklılıklarımızla bir arada yaşamak için bir kez daha, daha gür bir sesle hep birlikte haykıralım. Bizden itaat etmemizi bekleyen iktidara, ataerkiye en güçlü cevabı birlikte verelim: Haklarımızdan da yaşama hakkımızdan ve özgürlüklerimizden de vaz geçmiyoruz.

Bizi itaate zorlayanlar, eşitlik ve özgürlük talebimizi bastırmaya çalışanlar bilsinler ki:

Susmayacağız, korkmayacağız, geri adım atmayacağız!

10 Ocak’ta;

Bir kişi daha eksilmemek için,

İnancımızı, kimliğimizi ve yaşamımızı savunmak için,

Haklarımızı gasp etmeye, geleceğimizi karartmaya çalışanlara karşı kol kola, omuz omuza alanlardayız!

Eşitlik için!

Özgürlük için!

Adalet için!

Barış içinde birarada yaşamak için!

Tüm kadınları 10 Ocak’ta Ankara’ya çağırıyoruz!

“KADIN MİTİNGİ” BİLEŞENLERİ

18.10.2015, MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ